~15~ Mehmet

187 10 7
                                    


'' Güllüler caddesi mi? '' levhadan kafamı çevirip yanımdaki eve baktım. '' Pes yapı? '' Neredeyim yahu ben? Buralar gerçekten çok yabancı? Köpekten kaçayım derken, nereye geldim ben?

Sokakta emin olmayan adımlar atarak yürümeye başladım. Etrafıma bakıyordum. Köşeyi döndüm ve geniş bi sokağa girdim. Ama yine kaldırımdan yürüyordum. Korkuyordum..

Kenarda oturmuş dilenen yaşlı bi kadın vardı. Yanında oturan küçük şirin mi şirin bi kız vardı. Onlara doğru yanaşacakken yaşlı kadın üstünü kaplayan koca çarşafın altından para çıkardı. Ve orada baya bi para vardı. K
Yanındaki küçük kıza paradan birZ uzattı. Kız aldığı gibi koşarak karşıdaki bakkala girdi.

Şaşkın bakışlarla geri çekildim. O sıra bi kıza çarptım. Kız sinirle '' Dikkat etsene be! '' diyip geçti yanımdan. Omzuma vurmayı da eksik etmemişti. Yanlışlıkla olmuştu ama kız? Kız kıvırta kıvırta yürüdü sokakta köşede oturan üç adama baktı.

Bense onları süzme ye başladım. Hiç tekin tipler değillerdi. Sakkalları karman çorman, kıyafetleri gibi. Ağızlarında birer sigara. Kız önlerinden geçerken eteğini yukarı mı çekmişti?

İnanamıyorum. Kız eteğinin boyunu biraz daha kısaltıp yürüdü adamların önünden. Adamlarsa aslanın ceylana baktığı gibi baktı kıza. Kızsa bundan hiç rahatsız değildi. '' Cidden, Neredeyim ben?''

Kendi kendime tekrar sordum bunu. Sokakta hızla yürümeye devam ettim. Geri mi gitmeliydim. Geldiğim yoldan geri dönersem.. Ama hangi yoldan girdiğimi bilmiyorum ki? Off..

Kendime kızgın bi şekilde yürürken yavaşladım. Neden kendime kızıyorum ki? Suçlu olan annem değil mi? O adama sarılan, onunla yakınlaşan? Babamın ardından annem böyle birşey yapar mıydı?

Gözlerim sinirden dolmuştu görüşüm bulanıklaştı. Gözümü sildim hızla. Belki de Azrayı aramalıydım. O bana iyi gelebilir.. Telefonumu çıkarıp baktım. Sessizde olan telefonum bi çok kez aramıştı. Annem tarafımdan.

Göz devirdim ve Azrayı aradım. Telefonumu kulağıma tutup beklemeye başladım. Çalıyordu.. Bi kaç dega ve hala çalıyor.. Duymuyor olsa gerek. Gezmede olduklarını söylemişti..

Telefonu oflaya puflaya çektim kulağımdan. Telefonu kapatacakken biri aradı. Annemdi. Sinirle telefonu kapattım toptan ve cebime koydum. Şuan onunla konuşmak istemiyorum!

Telefonumu cebime yerleştirirken hala etrafı süzüyordum. Burdan acilen çıkmamı gerek. Sanki her an bi yerden biri çıkacak ve bana zarar verecek gibi geliyor çünkü! Hızlı adımlarla yürümeye devam ettim.

Sola döndüm. Bi kaç ötemde duvar vardı. Oradan çıkıp az ileredeki yerden döndüm. Ama hep aynı yerlerdi. Bu mahallede ne kadar büyükmüş ve karışıkmış.

-

Susadıım.. Ah kaç dakikadır yürüyorum ben. Gizem en iyisi bi yerden su alıp biraz soluklanmak.. Durdum ve etrafa bakındım. Etrafta hiç bakkal yoktu. Yahu az önce görmüştüm, nerde o bakkal?

Etrafımda dönerken ilerde su satan bi ufaklı gördüm. Üstü başı kir içinde tatlı bi çocuktu.. Hızla onuna yanına gittim. Yanına yaklaştım ve durdum.. Çocuk kocaman gözleriyle bana baktı. Elinde yuttuğu kutudan bi su şişesi çıkardı.

Kutunun üstünde 'bi lira' yazıyordu. Ve karman çorman yazılmıştı. Gülümsedim ve çocuktan suyu almak için yeltenmeden önce arka cebimde olan paraları çıkardım. Orada bir lira vardır heralde.

Paraları avucuma aldım. On beş liram vardı ve bi kaç kuruş. Oradan bi lirayı diğer elime aldım. Çocuğu uzatacaktım ki çocuk elindeki su şişesini yere bıraktı ve o elini hızla para tutan elime götürdü.

HAYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin