On Altıncı Bölüm; Karşılıklı İtiraf

224 36 86
                                    

Keyifli Okumalar...🖤

Kan. Yorgunluk ve çığlıklar.

Aradan çokta vakit geçmemesine rağmen asırlar geçmiş gibi hissettiren bu lanet vakitte, Chuuya'yla beraber sürekli saf değiştirmiş ve hızımızla beraber canavarların boynunu uçurmuştuk.

-ĞAAAAAAA!

Kestiğim kafayla beraber siyah kan yüzüme damlarken, geriye atıldım ve tekrardan sırtımı Chuuya'ya yaslayıp soluklanmaya başladım.

-Kaç oldu?

-48, senin?

-Siktir, 42.

-Hah.

Chuuya tuttuğu nefesle beraber sert bir nefes verip güldüğünde, elindeki bıçağı indirdi ve sırtını bana daha da yaslayıp, önümüzde halen azalmayan canavarlara burukça bakıp fısıldadı.

-En azından yarım kalan ilk öpücüğümü sana vermek isterdim...

Chuuya'nın söylenimiyle gözlerim sonuna kadar açılırken, başımı arkaya yatırdım ve Chuuya'nın pes etmiş ifadesine bakıp kaşlarımı çattım.

-Hey! Aptalca konuşma!

Chuuya yan bir bakışla bana baktı ve buruk olan gülümsemesini büyütüp, elindeki bıçağı yere bıraktı. O an önüne atılan canavarın karşısına geçtim ve onu ikiye ayırıp Chuuya'yı kolumun arasına aldım.

-Chuuya! Sikiklik yapıcak durumda değiliz!

-Yapmıyorum... Sadece yoruldum. İstediklerim ve arzuladıklarım olmuyor.

-Olucak aptal!! Ah, sikeyim!

Son anda kılıcımı sallamamla canavarı öldürmüştüm. Ama koluma gelen keskin elle beraber kolumda dikişlik yara açılmıştı ve acısı dayanılmaz haldeydi.

-Chuuya...

Sırtımı duvara yaslayıp, kılıcımı Chuuya'nın göğüsüne doğru yatırdım ve terle kaplı alnımı Chuuya'nın omuzuna yaslayıp fısıldadım.

-Lütfen inan bana... O arzuların gerçekleşicek.

-Peki beni sevmen? O da gerçekleşicek mi?

-.....Evet.

Mırıldanıp gözlerimi yumdum ve bize daha da yakınlaşan iğrenç yaratıklarla beraber gelen leş kokuyla yüzlerimizi buruşturduk. Fakat bu buruşmanın altında buruk gülüşlerde bulunuyordu.

-Seni...

Elimi kaldıracak hali durmamla kendimde bulamazken, alnımı Chuuya'nın omzuna daha da yasladım ve fısıldamaya devam ettim.

-Seviyorum.

Chuuya fısıltım ile duraksarken, ağızı aralanmıştı ve dudaklarının ayrılmasının yapışkan sesi koridorda yankılanmıştı. Kalbim alev alev yanmakla beraber küt küt atmaktaydı ve evet...

İnsan sevdiği için yaşamalıydı.

Elimi kaldırdığımda ve bize yakınlaşan canavarlara savurduğumda, üçünü aynı anda kesmiştim. Chuuya'nın önündekileri de duvara ayak basarak ufak bir takla attım ve onları da kısa sürede hallettim.

Code Name; Soukoku Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang