Altıncı Bölüm; Ben Canavar Değilim

211 42 60
                                    

Keyifli Okumalar...🖤

Havanın kararmasıyla beraber herkes odalarına ilerlerken, ben odamdan ayrıldım ve kendimi bahçeye saldım. Gece vardiyasına çıkan askerler sayım yaparlarken, ağır adımlarla onlara görünmeden duvarın merdivenlerine ilerledim ve hızla çıkıp kendimi okçuların bölümüne attım. Ayaklarımı 25 metreden aşşağa sarkıtırken, karşımdaki günden güne tuhaflaşan yaratıklara bakındım.

Onlar, geceleri farklılaşıyordu. Bedenlerinde değişiklik oluyordu ve onun yanında yeni türler de yüz gösteriyordu. Bu sikik olayın ne vakit biteceğini tahmin edemiyordum ve en korkuncu buydu.

-Tanrım...

Başımı iki yana sallayıp yüzümü avuştururken, ardımda hissettiğim suretle hızla ayaklandım. Fakat kaybettiğim dengeyle duvarın ucuna bastım ve sırt üstü bir şekilde düşmeye başladım.

Ama...

Narin bir el, elimi kavrayıp kendisine çektiğinde düşmemiştim. Şaşkınlıkla beraber hayretle elimin arasındaki ele bakarken, başımı yavaşça kaldırdım ve beni hem korkutan, hem de kurtaran kişiye baktım.

-Bir kız-

-Bu geceki nöbetimde, yanımda yoldaş olacağını söylememişlerdi... İyi misin?

Kız elimin arasından elini çekip duvarın ucuna ilerledi ve yavaşça oturup bir dizini kırarak diğer ayağını boşluğa saldı. Esen rüzgar uzun saçlarını uçuştururken, elâ gözleriyle dolunaya baktı.

Kızı ufaktan süzdüğümde, siyah yarım atletle beraber askeri pantalon giyindiğini farkettim. Ufak ayak numarasının yanında kalın botlarla beraber havalı görünürken, sırtının yarısına kadar gelen saçlarını at kuyruğu yapmış ve ön perçemlerini yanaklarına salmıştı. Uzun bir zamandır eğitimde olduğunu güzel olan fiziğinden ve geriye eğilmesiyle ortaya çıkan karın kasından anlayabiliyordum.

Kısaca güzel bir kızdı.

Yerimden kalkıp yanına ilerledim ve yanına oturup aynı şekilde ayaklarımı sarkıttım. Beraberce ortaya çıkan türlere iğrenerek bakarken, kız en sonunda sessizliği bozmuştu.

-Tüm bunların sorumlusu gerçekten baban mı?

-Maalesef...

Burukça güldüm ve saçıma elimi daldırıp karıştırdım. Bunu yapmamla alnıma düşen dağınık kahve saçlarım görüşümü kısıtlarken, bana pür dikkat bakan elâ gözlerle bir araya geldim ve yalandan öksürüp bakışlarımı kaçırdım.

-Eğitimlisin, değil mi?

-1. Askeri komando şefiyim. Yaklaşık 1 yıl önce de bir çok erbaş yetiştirdim.

-Wow bu harika bir şey.

Gerçekten hayranlığımı belli ederek arkama yaslandığımda ve sırtımı soğuk betonla buluşturduğumda, gökyüzündeki koyu bulutlara baktım ve fısıldadım.

-Sanırım eğitimli olmak bu gibi boktan durumlar için iyi... Değil mi?

-Fakat, bu boktan durumlar her zaman ortaya çıkmıyor, değil mi?

Code Name; Soukoku Where stories live. Discover now