1/ Bir Saat Önce

4.2K 155 18
                                    

Öncelikle ikinci hikayeme hoş geldiniiiiz:)) Umarım çok çok çok beğenirsiniz ve ben de yeni bölümleri hızlıcaaa buraya yüklerimm. Çok hevesli olduğum için tam bitirmeden atmaya başladım ama birikmiş biiir sürü bölüm var. Lütfen okuyunn asdaghahga

'Mingyu çek şu elini. Eğer bu akşam da birini bulmazsan bir daha asla, bak asla diyorum gelmem buraya.' İki ay içerisinde beşinci kez benzeri cümleleri kurduğumdan olsa gerek Mingyu da buna inanmamış olacak ki kafasını sallayıp etrafındaki erkekleri süzmeye başlamıştı.

İki ay içerisinde beşinci kez gay bara geliyorduk ve kendisi için doğru kişiyi bulma konusunda her seferinde umut dolu oluyordu. Pekala her gittiğimiz yerde birden fazla kişiyle yiyiştiğini inkar edemezdim ancak hiçbirinden yeterince memnun olmaması tamamen onun problemiydi. En yakın arkadaşı olarak onun aşk hayatına bu kadar dahil olmamalıydım.

'Bebeğim bu sefer doğru yerde olduğumuzdan eminim. Bu gay bar diğerleri gibi değil. Burası elit bir yer. Öyle öncekiler gibi boş beleş insanlar olmayacak. Hem,' Elime aldığım içki bardağını yavaş yavaş yudumlarken imalı bir gülüş atmasıyla bardağı tezgaha koyup kafamı sorarcasına salladım.

'Belki sen de kendine birini bulabilirsin. Bilirsin arada bir sevişmek iyi gelir.'

'Arada bir sevişiyorum zaten. Rahat bırak beni.' Benden umudu kesip etrafa bakmaya devam ettiğinde dudaklarında her an flörte hazır bir gülüş vardı. Bu halinin etkileyici olduğunu kabul etmek zorundaydım. Belli ki benimle aynı fikirde olan bir sürü insan vardı ki girdiğimizden bu yana bir çok göz Mingyu'nun üzerinde dolaşıyordu.

'Ben kaçtım aşkım. Sen keyfine bak.' Öpücük atıp yanımdan uzaklaştığında gözlerimi devirdim. Onunla yaptığım gay bar ziyaretlerindeki tek vasfım araba süremeyecek kadar sarhoş ya da yürüyemeyecek kadar sikilmiş olması durumlarında yardımcı olabilmekti. İçki içmeyi sevdiğim için reddetmiyordum. Aksi takdirde burada olmak akıl işi değildi.

Telefonumun çaldığını gürültülü müziğin arasında cebimde hissettiğim titreşimle anlayabilmiştim. Annem arıyor olmalıydı. Hızlıca telefonla konuşmak için en uygun olan yere, aşağı kat kısık sesli müzikle kafayı bulmak isteyenler için ayarlanmıştı, aşağı kata indiğimde telefonum uzun zamandır titriyordu.

'Efendim anne?'

'Jungkook bir sorun var.' Endişeli gelen sesi yüzünden anında kaşlarım çatılmıştı. Normalde de direkt konuya girip ne istediğiyle ilgili konuşurdu ancak şu an daha farklı geliyordu. Sesi fazlaca endişe içeriyordu.

'Ne oluyor?' En son bu şekilde bir telefon aldığımda babamın durumunun kötüleştiği haberini söylemişti. Öyle ya yalnızca işine yarayacağım durumlarda benimle iletişime geçerdi.

'Eunha, kötüleşiyor. Doktorlar ameliyata aldılar ama her şeye hazırlıklı olun diyorlar. Oğlum, kardeşini kaybediyoruz. Gelip bir de sen bak, bir şey söyle.' Ağlamaya başlamıştı. İki ay öncesinde babamı kaybettiğimiz anları tekrar yaşıyormuşum gibi hissediyordum. O zamanlar hissettiklerim şu ankinden biraz daha azdı tabii. İlk olarak şu an ölmeye yakın olan kişi henüz 20 yaşındaydı ve beni evden atıp ne halde olduğumu umursamayan bir kişiyle bir tutamazdım. Her ne kadar o kişinin babam olması ekstra bir etken olarak sayılsa da Eunha da şimdiye kadar toplasan on kere görmediğim kız kardeşimdi.

'Tamam anne. Sakinleş. O hastane iyi bir hastane ve Eunha'nın doktoru benden daha kıdemli. Benim yapabileceğim bir şey olduğunu sanmıyorum.' Merdivenlere doğru yürürken yükselen ses ile ben de sesimi yükseltmek zorunda kalmıştım. Telefonun diğer ucundan gelen ağlama seslerine karşı kaşlarımı çatıp göremeyeceğini bilsem de başını salladım. Yukarı çıkıp Mingyu'yu sürükleyecek ve yanlarına gidecektim.

'Yanınıza geliyorum.' Telefonu kapatıp merdivene yaklaşırken oldukça sakin olan aşağı kata bir süre bakıp derin bir nefes aldım. Biraz olsun kafamı dinlemek istiyordum oysa.

Merdivenlere ulaştığımda ise bir şeyler oldu. Çok yüksek bir ses duyuldu. Hatta öyle yüksek bir sesti ki barın içerisindeki sağır edici müziği bile bastırmıştı.

Sonrasında tüm ışıklarla birlikte sağır edici müzik kesilmişti. 

Bu giriş bölümü olarak sayılabilirr dediğim gibi elimde bir sürü bölüm var birazcık okunsun hemen onları da atacağım astaghagah Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyinn, fikirleriniz benim için gerçekten çok önemli (muck)

Ayrıcaaa bu hikayeyi yazmamda farkında olmasa bile ilham olan kişii; flyoonminnie
Mümkün değil biliyorum ama olur da onun hikayelerini okumadan buraya geldiyseniz koşunnn ve okuyunn hepsi harika

pour nous trois//vminkookWhere stories live. Discover now