1: Her konunun en iyisi.

9.7K 1.1K 527
                                    

"Taehyung! Piçlik yapma!"

"Ne var ya? Sanki zorla çocuğa sakso çekecekmişim gibi davranma" Evde sadece ikimiz vardık, çocuklar daha gelmemişti. Bu yüzden rahatça bağırıyorduk birbirimize. "Ondan da bir adım gelirse bu iş tamam dedim sadece"

"Sevgilisi var" demişti ofladıktan hemen sonra.

"Hyungsik, bırak da bu gerçeği o düşünsün? Benim sevgilim yok. Onun var. Başına bela alacak kişi o?"

"Taehyung sanki bu olay duyulsa kimin başının yanacağını bilmiyorsun" demişti kendisini koltuğa bırakırken. "Senin adın çıkacak. Onun değil."

"Sikerler Hyungsik. Kalmış şurada bir dönem. Gram umrumda değil hiçbir şey"

"Ben uyarıyorum seni. Sonra gelip bana ağlama" diyerek omuz silktiğinde gözlerimi devirmiş ve karşısındaki koltuğa uzanarak televizyonu açmıştım. Elbette bir sorun olursa gelip onun omzunda ağlayacaktım.

"Sorun olmayacak, merak etme" demiştim normal bir sesle. O ise gülmüştü.

"Nereden biliyorsun? Yani cidden, nereden bilebilirsin ve nasıl bu kadar rahatsın?"

"Hyungsik ne oluyor sana?" Demiştim kaşlarımı çatarak ona dönüp. Cidden, ne oluyordu buna? "Bir şey falan mı duydun? Arkamdan mı konuşmuşlar?"

"Hayır duymadım. Sadece o kızın tehlikeli biri olduğunu biliyorum Taehyung. Bence gerçekten bulaşma onlara"

"Kız benden yeterince nefret ediyor zaten. Ve merak etme. Bana hiçbir bok yapamaz o kız"

Yapamazdı. Gerçekten yapamazdı. Buna emindim.

"Ben daha bir şey söylemiyorum" diye söylendiği sırada kapı çaldığında ayağa kalkmış ve onun yanından geçerken üzerine eğilip yanağına bir öpücük bırakmıştım.

"Söyleme zaten. Bir şey olmayacak çünkü. Rahatla."

Ardından gidip kapıyı açmış ve evimin gürültüyle dolmasına izin vermiştim.

"Hoşgeldiniz!"

-

"Jungkook da gelmeyecek miydi?"

"Henüz geç değil, belki gelir" diye mırıldanarak omuz silktiğimde Woobin anladığını belirten mırıltılar çıkartarak önündeki kapışmayı izlemeye devam etmişti.

"Hay sikeyim! Hile ama bu ya!"

Baekhyun yenildiği için sinirle Kai'ye tekme attığında Kai gülse de oyun konsolunu bırakarak ayağa kalkmış ve ellerini birbirine sürttükten sonra Baehyunun üzerine atlayarak elinin denk geldiği her yeri sıkmaya başlamıştı. Baekhyunsa çığlık atıyor, onu itmeye çalışıyordu.

Biz kıkırdayarak onları izlerken Hyungsik ve Woobin konsolları alarak rahat bir yerlere yerleşmişlerdi. Diğer çocuklar da masanın üzerinde şişe çevirmece oynuyor, modası geçmiş olsa da asla bıkmadan eğlenmeye devam ediyorlardı.

Acaba Jungkook- oh, zil çaldı.

Tam da Jungkook'un gelip gelmeyeceğini düşündüğüm sırada zil çaldığında oturduğum yerden kalkarak kapıya koştuğumda Hyungsik arkamdan oflamıştı ama umrumda bile olmamıştı.

"Hoşgeldin" demiştim bütün samimiyetimle ona gülümseyerek. O ise bir an beni baştan aşağı süzmüş ve ardından da gülümsemişti.

"Hoşbuldum" diye mırıldanarak içeriye girdiğinde kapıyı kapatmış ve onu çocukların yanına doğru yönlendirmiştim.

"Beyler, yeni üyemize merhaba diyin"

Herkes bakışlarımı Jungkooka çevirmişti hemen.

"Cennete hoşgeldin"
"Hayatında verdiğin en iyi karar bugün buraya gelerek yeni üyemiz olmaya karar vermek olacak, şimdiden tebrikler"
"Hoşgeldin. Hazır ol, bundan sonra hayatının en eğlenceli gecelerini geçireceksin"
"Buraya gelmeyi sevgilinle vakit geçirmeye tercih ettiğin için gerçekten çok memnun olacaksın"

Slumber Party: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin