2: Şakaydı.

10.8K 1.2K 884
                                    

Cinsel içerik barındırır.
İyi okumalar.
___


"Cidden şaşkınım"

Hyungsik kolunu omzuma atarak beni kendisine çekerken gülüyordu.

"Çocuğa öyle bir baktın ki oracıkta sevişiyormuşsunuz gibi hissettim ama fiziksel olarak hiçbir adım atmadın. Şaşırtıyorsun beni"

"Hızlı olmayacağım bu sefer" demiştim gülerek. "Jungkook kullanılıp atılmayı hak etmiyor. Onunla uzun süreli bir yatak arkadaşlığı kuracağım" diye eklediğimde gözlerini devirmişti hemen.

"Uzun süreli olur mu bilmem ama Jungkook'un aklını karıştırdığın belli. Tek gecelik bir şey yaşarsınız ama devamı gelir mi bilmem"

"Ben ne zaman istediğimi alamadım Hyungsik?" Demiştim kibirle ona yandan yandan bakarken. "Elbette yatak arkadaşı olacağız. Görmedin mi? Gözleriyle yedi beni"

"Ona bir şey mi dedim? Uzun süreli olur mu bilmiyorum dedim sadece. Sonuçta kaçamak yapsa da sevgilisi var"

"Görmüyor musun? Sevgilisi umrunda bile değil" demiştim hemen. "Zoraki bir birliktelik olduğunu da söyledi. Daha ne olsun? Benden iyisini mi bulacak? Seve seve alacak beni kucağına"

"Sen ve şu egon bir gün fena patlayacaksınız ama neyse"

Ona 'aynen aynen' bakışları attıktan sonra kolunun altından çıkarak kantindeki sıraya girdiğimde Hyungsik de bize bir yer kapmaya gitmişti. Bana selam veren insanlara gülümseyerek geri döndüğüm sırada birden burnuma dolan parfüm kokusuyla birlikte yerimde hareket etmeyi kesmiştim.

Arkamda kesinlikle Jeon Jungkook vardı. Pahalı olduğuna emin olduğum parfümünden anlamıştım. Ama dönmemiştim arkama. Benimle iletişime geçmek isterse zaten geçerdi. Biraz zoru oynamam gerekiyordu sonuçta.

"Taehyung?"

Çok geçmemişti. Yaklaşık on saniye sonra omzuma dokunarak bana seslendiğinde yüzüme güzel bir gülümseme oturtarak ona dönmüş, hafif şaşkın bir ifadeyle bakmıştım.

"Jungkook? Merhaba" diyerek gülümsediğimde o da gülümsemişti hemen.

"Günaydın" demişti tatlı tatlı. "Bugün yemekhanedeki kahvaltıya niye gelmedin?"

Genelde yemekhanedeki kahvaltıya gittiğimi biliyordu demek? Bebeğim benim, o güzel gözlerin beni mi aradı etrafta?

"Bugün geç kaldım biraz. Bir şey kalmamıştır diye de gitmedim" dediğimde anladığını belirten mırıltılar çıkartmıştı.

"Zaten çok da güzel şeyler yoktu." Demişti. "Yumurta vardı, krep vardı, başka, kahvaltılık gevrek vardı-"

"Kahvaltılık gevrek mi vardı?" Demiştim gözlerimi büyüterek. "Şerefsizler. Her gün bir ümit çıkar diye gidiyordum ben!" Diye mızmızlandığımda kıkırdayarak başını hafifçe yana düşürmüştü.

"Şansına küs. Herkes onu bekliyor olacaktı ki ilk biten şey o oldu"

İç geçirerek başımı iki yana salladığımda Jungkook birden beni omuzlarımdan tutarak arkama döndürmüştü. Ah, çünkü sıra bana gelmişti.

"Merhaba, üç tane sosisli sandviç ve iki tane de sprite alabilir miyim?"

Görevliye istediklerimi nazikçe ve gülümseyerek söylediğimde tüm suratsızlığıyla yüzüme bakmış ve sonra istediklerimi getirmek için arkasını dönmüştü. Ben de gözlerimi devirerek Jungkooka baktığımda güldüğünü görmüştüm.

Slumber Party: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin