"Olaylar kızışacak gibi görünüyor"
Gülüşümü saklamaya çalıştığım sırada Hyungsik'e yaslanırken mırıldandığımda seslice oflamıştı.
"Dua et de sana da sıçramasın"
"Bana ne sıçrayacak ya? Sıçrasa sıçrasa Jungk-"
"İğrençleşme!"
Hyungsik kusuyormuş gibi sesler çıkarırken ben kıkırdadığım sırada birden biraz ileride ateşli bir şekilde tartışan Jungkook ve Minhye ikilisinin gözleri bana dönünce bir an şaşırdığım için tükürüğüm boğazıma kaçmıştı ve öksürmeye başlamıştım.
"Böyle boğulursun işte"
Hyungsik sırtıma vururken mırıldandığında yaşaran gözlerimi silip deli gibi öksürdükten sonra sakinleşir sakinleşmez yeniden gülmeye başladığımda bu halime Hyungsik de gülmeye başlamıştı.
"Cidden, Tanrı belanı verdi ama hala gülüyorsun"
Hyungsik böyle söyleyince aklıma tenleri yanan iki arkadaşın sargılı haldeyken hala gülmeye devam ettikleriyle ilgili bir haber gelmişti ve istemsizce daha çok gülmeye başlamıştım. Cidden, beynimde dönen şakalar bir gün beni gülmekten öldürecekti.
"Neye bakıyorsun?"
Hyungsik birden yüksek sesle birine seslendiğinde gülmeyi bırakarak hemen ona bakmıştım. Minhye'nin arkadaşlarına bakıyordu. Ben de oraya dönmüştüm.
"Arkadaşının aptallığını izliyoruz"
Buradaki aptal bendim galiba. Dudaklarımı birbirine bastırarak gülmemi engellemeye çalıştığımda Hyungsik kaşlarını çatıp ağzını aralamıştı ki onu kolumun altına alarak durdurmuştum.
"İzlemeye devam et" demiştim alttan alttan gülerken. "Her gün böyle güzel manzara göremezsin"
"Daha çok seni izlerken ibret alıyoruz diyelim biz ona" demişti o da gülerek. Sinirli bir gülüştü bu. Sinirini bozmuştum yani. Güzel.
"Neyin ibreti bebeğim?" Demiştim alayla ona gülerken. "Arkadaşınızın sevgilisinde gözünüz var ya hani? Beni izleyerek ona nasıl yaklaştığımla ilgili falan mı bu ibret?"
"Ne dediğini bilsen keşke-"
"Fake hesaplarınızdan Jungkook'a yazmayı bırakın diyorum tatlım, Jungkook öyle herkese nude atacak bir adam değil" demiş ve imalı bir şekilde gülerek 'sadece bana atar' mesajı vermiştim bakışlarımla. Ama sözel olarak bir şey demediğim için kimse bana karşı çıkamamış ya da çıkışamamıştı da. Ama elbette bu konuşmalar Minhye'nin salak arkadaşlarını şaşkına çevirince Minhye bana değil de onlara odaklanmıştı anında.
"Ne diyor bu çocuk?" Demişti şaşkınca. "Fake hesaplarınızdan Jungkook'tan nude fotoğraf atmasını mı istiyorsunuz?"
Onları kendi hallerine bırakarak Hyungsik'e döndüğümde bana şaşkınca baktığını görmüştüm. Sinsi bir şekilde gülerek ayağa kalkıp onun da kolunu tutarak kaldırmış, benimle birlikte yürümesi için çekiştirmeye başlamıştım.
"Taehyung, sen nereden biliyorsun bunları?"
"Jungkook'la sadece sevişmiyoruz" demiştim gülerek. "Bazen çenesi düşüyor, o sıralarda söylemişti. Çok oldu aslında, en başlarda söylemişti ama bunu ortaya çıkartmak için bugünü beklemişim demek ki"
"Sadece sevişmen daha doğru olmaz mı?" Diyerek bana garip garip baktığında gözlerimi devirmiştim.
"Niye? İki konuşmayla ona aşık mı olacağım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slumber Party: taekook
Fanfiction"Me and your boyfriend playin' dress up in my house"
