Şu anda çok garip bir ortamdaydım.
Ben, Jungkook, Jungkook'un babası, Jungkook'un kayınbabası olması beklenen fakat ilişki sonlandırıldığı için artık olmayacak olan adam, Hyungsik, Kai ve Baekhyun. Hepimiz içinde bulunduğumuz hastanenin kantinindeki bir masanın etrafında oturuyorduk şu anda.
"Çocuk gibi sakatlanıp durmayı ne zaman bırakacak ve büyüyeceksin acaba?"
Jungkook'un babası sessizliği bozan ilk kişi olmuştu. Hiç etrafta birilerinin oluşunu düşünmeden Jungkook'u azarlamaya başladığında herkes başını öne eğip sessizliğine sessizlik katmıştı fakat ben bunu yapmayı reddederek adamın yüzünü incelemeye başlamıştım.
"Çocuklukla ne alakası var şimdi?"
Jungkook geri durmayarak cevap verse de ses tonu ona karşı gelmeye pek yetmemişti. Sönük kalmıştı.
"Adam gibi derslerinle ilgilenip şirketteki gündemleri takip etmeyle uğraşman gerekirken gidip oyun alanında bileğini burkuyorsun. Çocukluk değil de ne bu?"
Annesinin karnından şirket müdürü olarak doğmuştu sanırım kendisi. Ayrıca nasıl herkesin ortasında kendi oğlunu küçük düşürmeye çalışabilirdi ki bir baba?
"Siz neden buradasınız?"
Jungkook ona cevap vermek yerine konuyu değiştirdiğinde onun da bu durumdan rahatsız olduğunu görebilmiştim.
"Bay Choi'nin yeğeni burada tedavi görüyor. Sevdiğim, işinde başarılı bir çocuk. Onu ziyarete geldik."
"Öyle mi? Geçmiş olsun Bay Choi. En kısa sürede iyileşir umarım."
"Teşekkürler"
Bay Choi denen adam Jungkook'la göz teması bile kurmadan cevapladığında Jungkook rahatsızca kıpırdanmıştı. Bir şeyler söyleyecek gibi olsa da sonradan kendisini durdurarak önüne dönmüştü.
"Biz gidelim" demişti Bay Jeon ayaklanarak. "Sen de eve dön artık. Dolanma ortalıkta. Yarınki toplantıda sağlam olman gerek."
"Tamam" diye mırıldanmakla yetindiğinde babası ve yanındaki adam bize göz ucuyla bile bakmadan yanımızdan ayrılmıştı. Onlar gider gitmez Jungkook gergince saçlarını geriye taramış ve sonrasında bize dönmüştü.
"Kusura bakmayın" demişti mahçup bir ifadeyle. "Babam arkadaşlarımla tanışmaya pek istekli biri değil. Kaba davranmaktan da geri durmaz"
"Önemli değil."
"Sorun yok"
"Onun gibi bir adamdan nasıl senin gibi biri çıkmış ben onu merak ettim?"
Dudaklarımı büzerek Baekhyun'a katılırcasına başımı sallamıştım. Jungkook hafifçe gülse de hala kötü hissettiğini anlayabiliyorduk. Onun yanında oturuşumu kullanarak bir elimi onun oturduğu sandalyenin arkasına koymuştum.
"Ayağın iyi mi bari şimdi? Ağrı kesici işe yaradı mı?"
"Evet evet, şu an çok daha iyi."
"Yürüyebilecek durumdaysan arabaya dönelim o zaman. Herkesi evine bırakırız sonra da seni bırakırım ben. Bu ayakla süremezsin."
"Olur, teşekkür ederim" diye mırıldandığında saçlarını köpek severcesine sevmiş ve gülerek ayağa kalkmıştım. Ona da elimi uzatarak tutunmasını beklemiş, ayağa kalkmasında yardımcı olmuştum. Hep birlikte çıkışa doğru yöneldiğimizde garip bir sessizlik hakimdi ortama. Herkes bir şeyler düşünüyor gibiydi.
"Sonu biraz kötü bitse de eğlendik bence bugün" demiştim onlara teker teker bakarak. "Yani ben eğlendim açıkçası, Kai'nin düşüşlerini izlemek ve yeni birkaç numara öğrenmek eğlenceliydi."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slumber Party: taekook
Fanfiction"Me and your boyfriend playin' dress up in my house"