gönlümün nazlı meleği

11.3K 744 254
                                    

Cihan'ın ağzından

"Hala çok utanıyorum." Bir çocuk gibi dudaklarını büzmüş, utancından parmaklarıyla oynuyordu.

Bu haline gülmeden edemedim. Ne kadar tatlı olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu.

Oturmakta olduğu yatağımın önüne, onun tam dibine çömeldim. Sadece bir saniyeliğine elalarını bana çevirdi, sonra utancı ağır basmış olmalı ki hemen geri çekti.

"Neden utanıyorsun güzelim?" Elimi yanağına çıkardım, sevdim. Bir alışkanlık olarak yanağını bana sürtmeye başladı.

Bu hareketi bile kalbimi yerinden çıkmak istercesine çarpıtmaya yeterdi.

"Herkesin önünde, hem de babanın önünde seni..." yutkundu, elleriyle yüzünü kapattı.

Dişlerimi göstererek güldüm bu sefer,
"Öptün?"

Sanki çok ayıp bir kelimeymiş gibi duyar duymaz kaşlarını çattı, yavaşça omuzlarımdan itti beni.
"Terbiyesiz."

Öne doğru uzandım, tedirgince belinden tuttum. Gözlerine bakıp onay aldım, ona dokunurken hala emin olamıyordum. Her an beni ittirecekmiş gibi geliyordu, benden tiksindiğini söyleyip gidecekmiş gibi...

Sesini çıkarmadı, ben de yavaşça yere, kucağıma çektim onu. Uzamaya başlayan sarı saçları gözlerini kapatmıştı. Hafifçe kenara çektim onları. Şimdi göz gözeydik, önümüzde hiçbir engel yoktu.

Kalbimin hızlı atıp atmadığını bilmiyordum, bildiğim tek şey kalbim sadece onunlayken atıyordu. O yokken mutsuzdum, sinirliydim. Hiçbir şeye tahammülüm yoktu. Onun yanındaykense birden dünyanın en mutlu adamına dönüşüyordum.

Alınlarımızı birleştirdim, gözlerimi kapattım.
"Benden utanma Furkan." Sesim her zamankinken kısıktı. "Hem unuttun mu, biz evliyiz."

Göremiyordum ama duraksadığını hissettim. Sanki bir şeyler hatırlıyordu, anıyı hafizasından çıkarmaya çalışıyordu.

Gözlerimi açtım, bana doğru gülümseyerek baktığını gördüm. Pembe dudakları geçmişe duyulan özlemle kıvrılmıştı. O an, o anıda olduğunu hissettim.

"Hatırlıyor musun?" dedi, unutabilirmişim gibi. 

Sol elim belindeyken, diğerini yanağına çıkardım.
"Hem de her detayıyla." 

"Peki... Şeyi hatırlıyor musun..." masum bakışları değiştirdi. Sinsi bir şekilde sırıtırken birden göğsümden ittirdi beni. Sırtım yerle birleşirken kocaman bir kahlaha kopardı. "Seni kavgalarda nasıl yendiğimi?"

Şoktan kurtulduğum gibi gülmeye başladım. Neye uğradığımı şaşırmıştım.

Aslında ona vurmaya kıyamadığımdan yeniyordu da, bilmesine gerek yoktu.

"Çok güçlüydün, karşında hiç şansım yoktu."
Üzerimde, karnımda oturduğu yerden biraz aşağıya yönlendirdim onu. Sırtımdaki yeri bulduktan sonra gösterdim,
"İzlerin bile duruyor."

Furkan yavaşça gösterdiğim yere doğru eğildi, çizik şeklinde bir şeydi. O kadar eskiydi ki ancak dikkatli baktığınızda vücudumun diğer noktalarından daha beyaz olan yeri ayırt edebilirdiniz.

İnce parmakları oraya dokundu. Vücudumun titremesine engel olamadım. Tek bir dokunuşuyla beni bitirebilirdi.
"Bunu ben mi yapmıştım?" Şaşırmış gibiydi.

Kafamı salladım.
"Kıskanınca içinden farklı bir Furkan çıkıyor."
Ellerini tuttum, göğsüme götürdüm.
"Ama ben o Furkan'ı da seviyorum."

Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamamlandı]Where stories live. Discover now