kurumuş çiçekleri sulayan biri var

15.2K 963 989
                                    

"Bunun iyi bir plan olduğundan emin değilim Furkan."

Odamın kapısının girişinde kollarını göğsünde bağlamış ve yüzünde bariz bir huzursuzlukla beni izleyen Enes'in yansımasına aynamdan baktım.

"Yani, sonuç olarak çocuk seni yıllardır seviyor ve bunca yıl bir başkalarını sevgilin zannettiği halde sevmeye devam etmiş. Şimdi o kızı oraya götürsen bu sadece ona acı verir."

Elimdeki tarağı aynalı dolabımın üzerine koyduktan sonra vücudumu tamamen ona döndürdüm.

"Ne yaptığımı biliyorum Enes." Dedim ona karşı nadir kullandığım sert sesimle.

Belki de olanları ona anlatmamam gerekirdi.
Her zamanki gibi bana destek çıkacağını, kararlarımı haklı bulacağını düşünmüş ve Cihan ile buluşmamızın gecesinde, yatakta çaresizlikle otururken tüm bunlarla başa çıkamayacağımı düşünüp detay vermeden aktarmıştım ona.

O gün eve geldiğimde kendimde değildim, sanki tüm duygularım bir şırıngayla çekilmişti. Yatağıma uzanmıştım, ne ağlamıştım ne de başka bir tepki vermiştim. Aklımda sadece Cihan'ın gözleri vardı. Öyle içli ağlamıştı ki, sevgisini neredeyse fiziksel olarak hissetmiştim ve bu beni deli gibi korkutmuştu.

Enes'e anlatırsam biraz rahatlarım zannetmiştim ancak görünüşe göre sadece yeni bir dert edinmiştim.

Arkadaşlığımız süresince büyük çaplı bir tartışma yaşamamıştık hiç, bu ana kadar da asla yaşamayacağımızı düşünüyordum. Yargılayıcı bakan gözleri sorgulamama yol açmıştı.

Enes ellerini çözdü ve odamın içine doğru ilerledi,
"Ben sadece öfkeyle hareket ettiğini düşünüyorum. Cihan'ı hiç sevmiyorum, hatta dağ ayısı Tolga'yı bile daha çok sevdiğimi söyleyebilirim ama böyle bir şeyi o bile hak etmiyor."

Histerik bir şekilde güldüm.
"Senin için söylemesi çok kolay, değil mi?" Tıpkı onun gibi, ben de ona yaklaştım. "Vazgeçmesi gerekiyor ve bunu da ancak böyle yapabilirim."

Ona anlatmamalıydım.
Böylece olaylara burnunu bu kadar sokmuş olmayacaktı.

Enes ellerini iki yanında açtı ve yüksek sesiyle konuştu,
"Sadece iki hafta önce babası ölümden döndü, abisi tüm mahalleye rezil oldu ve dışarı çıkamıyor, en yakın arkadaşlarından birinin yıllar önce hayatını mahvettiğini öğrendi, yetmezmiş gibi bir de sevdiği çocuğu bir kızla yiyişirken görecek." Bir nefes verdi ve ses seviyesini düşürdü. "Sen bu değilsin Furkan, hiç bu kadar hırsla dolu olmadın. Sadece öfkenin altında yatan asıl sebebi bul."

"Şimdi de onu benden daha çok düşündüğünü mü ima ediyorsun? Onun hayatımdaki en değerli insan olduğunu unutuyorsun Enes. Ben ne yapıyorsam onun ve kendi iyiliğim için yapıyorum."

İşaret parmağını bana doğrulttu,

"Hayır, sen ne yapıyorsan duygularından kaçmak için yapıyorsun."

Şu sıralar güvendiğim tek kişinin de bana böyle sert çıkışmasını kaldıramayıp arkamı döndüm ve ne yaptığımın kendim bile farkında olmadan masamın üzerindeki şeylerle uğraştım.

"Düne kadar Cihan'la barışmamın aptallık olacağını söyleyen de sendin, bu yüzden söylediklerine o kadar da önem vermiyorum."

Yüzünü göremesem de bu cümleleri söylerkenki hayal kırıklığı ifadesini aklımda canlandırabiliyordum.

"Barışman aptallık, ama bu yaptığın daha da aptalca. Benim tanıdığım Furkan asla böyle davranmazdı, kime dönüştün sen?"

~

Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamamlandı]Where stories live. Discover now