yine de kalkar severdim

23.1K 1.5K 758
                                    

"Cihan?"

Kafama çok mu darbe almıştım yoksa şu an karşımda dikilen gerçekten de o muydu? Hangimiz bu duruma daha çok şaşırmıştık bilmiyordum ama karşımdaki bedenin de beni burada görmeyi beklemediği çok açıktı.

Birkaç saniye önce korkudan kasılan vücudum gelenin o olduğunu anlayınca az da olsa rahatlamıştı ancak hâlâ olduğum yerden kıpırdayamıyordum. O da kendisinin yaklaşması gerektiğine karar vermiş olacaktı ki aramızdaki birkaç metreyi de kapatıp dibimde bitti.

Elbette ne halde olduğumu görmesini istemiyordum, bu yüzden olduğum yerde iyice sinip karanlığın yaralarımı gizlemesini umdum.

Başarılı olamadığım ağzından dökülen cümleyle tasdiklendi,
"Bu halin ne senin?"

Kaşlarını çatmış, yüzüme doğru eğilmişti. Yüzümü görmesiyle bu kadar tepki veriyorsa daha beter olan yerleri görse ne yapardı kim bilirdi.

Şu an merceği altındaydım ve kendimi aşırı derecede gergin hissediyordum. İlk olarak bileklerimle yaşlı gözlerimi sildim, sonra da yapabileceğim en uygunsuz ve çocukça şeyi yaptım: omuz silktim.

Gün boyu o kadar çok ağlamıştım ki vücudumda yaş olacak su kaldığını bile düşünmüyordum ama görünüşe göre rezervim hâlâ tükenmemişti. Cihan'ı ne zaman görsem olduğu gibi, boğazım yumru yumru olmuştu ve kendimi ağlamamak için zor tutuyor halde bulmuştum.

"Konuşsana Furkan, kim yaptı sana bunu?"

"Hiç..." hay sokayım ya, sesim bu kadar kırılgan çıkmak zorunda mıydı cidden?

"Bak bakayım sen bana bir."

Ne kadar o buraya doğru gelirken aksini yapacağıma dair kendimi tembihlesem de sesi böyle ilgili ve yumuşak çıktığı sürece ona karşı koyamazdım. Suratımdaki yaralar ve gözlerindeki yaşları unutup, sadece Furkan olarak baktım yüzüne.

Hâlâ uyanık olan azınlık sağ olsun, birkaç evin ışığı dışında bizi aydınlatan hiçbir ışık kaynağı yoktu. Bu yüzden daha detaylı incelemek üzere yanıma oturdu, çenemi tutup yüzümü ona doğru çevirmemi sağladı.

Öfkeyle çatılan kaşları korkutucuydu, fakat beni esiri altına alan duygu bu değildi. Aniden bana karşı oluşan ilgisiydi aklımı karıştıran. Biliyorum böyle bir anda kötü şeyleri düşünmek doğru değildi, fakat karşımdaki çocuk değil miydi beni öldüresiye döverlerken izleyen? Şimdi değişen ne olmuştu ki?

Hem ona yumruklar savuralı sadece bir gün olmuştu, bu kadar kısa bir sürede unutması mümkün değildi. Anlaşılan ona karşı tavrımda değişiklik olması onu da etkilemişti. Bunca zaman peşinde koşmuş, barışmak için yalvarmıştım. Yumruk yumruğa giriştiğim günün ardındansa özlediğim o ilgiyi veriyordu bana. Cihan söz konusu olduğunda her şey çok karmaşık bir hal alıyordu.

Eli hâlâ çenemdeyken sinirle söylendi,
"O orospu çocuğu yaptı değil mi?" İsim vermek zorunda değildi, ikimiz de bahsettiği kişiyi biliyorduk.

Kafamı yavaşça salladım.

O kadar yakındık ki bu durumun getirdiği heyecanla birkaç saniyedir nefesimi tuttuğumu ancak çenemi bıraktığında fark ettim. Anında burnuma dolan yoğun alkol kokusuyla yüzümü buruşturdum. Demek sarhoştu. Bu, yaptığı tüm hareketleri ve ilgisini açıklardı. Zaten ayık kafayla bana bu kadar tahammül edeceğini düşünmüyordum.

Geldiğinden beri yüzüne bakmamıştım, çünkü utanıyordum. Dünkü olaydan sonra yüzüne bile bakamayacağımı düşünüyordum. Ama o an, sarhoşluğunu bir fırsat olarak kullanabileceğimi düşündüm ve bakışlarımı yavaşça tam yanımda oturan Cihan'a çevirdim.

Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamamlandı]Where stories live. Discover now