16. Bölüm

2.1K 239 10
                                    

Medyadaki momentları hala sindiremedim🙂

×××××

Oturmuş gelen geçen insanları izliyor, giyim tarzları hakkında saçma sapan sohbetler ediyorduk. Hayal ettiğim buluşma asla böyle bir şey değildi. Ama ikimizin de asıl konuyu açmaya cesareti yoktu.

"Kendinden bahsetsene." yüzüne bakmadan karşıyı izlerken konuşmuştum. Onun bana döndüğünün farkındaydım. Yine de bakmadım o tarafa.

Boğazını temizledikten sonra konuştu. "Geçen sefer yaptığımız gibi yapalım o zaman. Herkesin bir soru sorma hakkı olsun."

Başımı salladım, bana uyardı.

"Kendinden bahset öyleyse. Hakkında bilmediğim şeylerden." bir süre düşünür gibi yaptı.

"Bildiklerin dışında pek sıradışı bir şey yok. Gece çalışıp sabah uyuyan, arada da arkadaşlarıyla takılan barmen bir çocuğum sadece."

"Bunları biliyorum, bahsettiğim öncesi. Önceki seni merak ediyorum."

"Pekala.." elindeki bardakla oynarken söylemişti. Hala bana kendini açmak konusunda çekincesi vardı.

"Chan gibi Avustralya'dan geldim,15 yaşımda falan. Annemle babam boşandı ve babam beni de alıp buraya geldi, annemde Avustralyalı ve orada kaldı. Gerçi artık kalmadı, geçen sene vefat etti." bir süre bekledi dediklerini sindirmeye çalışıyordu. Bende ağzım açık onu dinliyordum.

"16 yaşında babam gay olduğumu öğrendi ve evden attı. Bende Chan'e geldim. Bu kısımlar seninkiyle ne kadar benzer öyle değil mi?" güldü, ama bu gülüş samimiyetten uzak acı bir gülümsemeydi. Kendine acıyor gibiydi.

"Hikayelerimiz aynı gibi."

"Hayır Hyunjin, hikayelerimiz aynı olmasın. Emin ol bunu istemezsin." yüzüme anlamlandıramadığım bir ifadeyle bakıyordu.

"Her neyse.. İşte o zamanlar bozdum kendimi. Bakma şimdi böyle bilmiş konuştuğuma. Sokaklar saf insanı 2 dakikada yutar. Bende o sıralar edindim tüm zararlı alışkanlıkları. İşte o zamanlardan tanıdığım Minho var, şu an çalıştığım işi de o buldu." Minho Felix'in yanındaki çocuktu, demek kendi çalıştığı yere sokmuştu onu.

"İyi de reşit bile değilmişsin. Nasıl yaptı bunu?"

"Hey hey! 1 soru yapmıyor muyduk?"

"Boşver beni. Sıradışı bir bok yok hayatımda. Yeni hayatıma başlayalı çok olmadı öncesinde de anlatılacak bir şey yok. Sadece mutlu sandığım ama yalan olduğunu şimdilerde fark ettiğim geçmişim var. O yüzden ben soruyorum sende cevap veriyorsun."

Ona kendimle ilgili anlatmadığım bir şey yoktu. Bunu o da biliyordu.

"Pekala.." bedenini bana döndürürken söyledi. Geldiğimizde beri ilk defa birbirimizle göz teması kurup konuşuyorduk.

"Yaşımı büyük gösterdi. Oradakiler de zorlanmadı zaten. Hatta yardım ettiler falan. Karışık o kısım."

"P-peki ya Changbin?" her ne kadar zorlansam da sormuştum işte. Ama o benim kadar kasmamış gibiydi.

"Şimdi olduğu gibi o zamanlar da oranın düzenli müşterisiydi. İlk günden yeni bir yüz olarak ve biraz da bu mavi saçların etkisiyle hemen dikkatini çekmiştim. Anlayacağın bayağıdır kullanıyorum bu tonları. Gelip yaşımı sordu, yalanımı yemeyince de gerçek yaşımı söylemek zorunda kaldım. Sık sık konuşunca da arkadaş olduk."

Biliyordum, bana bunları anlatmasının nedeni sarhoş olmasıydı. Yoksa böyle bir durumda asla anlatmazdı ama ben her şeyi öğrenmek istiyordum. O yüzden sormaya devam ettim. Ya şimdi ya hiç.

"Bana onu öptüğünü de söylemiştin. Her şey bundan mı ibaretti?" Neyi kastettiğimi anlamıştı.

"Evet her şey bundan ibaretti. Bir gün beni öptüğünde karşılık verdim. O günden sonra ne zaman beni öpse karşılık verdim. Benden başka kimseyi öpmezdi zaten. Öyle bir şey yapsa o dudakların benimkine temas etmesine izin vermezdim." yüzünü buruştururken söylemişti.

"Bir gün onu başkasını öperken gördüm, bir kızdı bu. Ondan sonra beni öpmesine izin vermedim. Ne oldu demedi, ne olduğunu anlatmadım. Belki şu an bile nedenini bilmiyordur." omuz silkerken söylemişti. Bu gerçekten şaşırtıcıydı.

"Hepsi sanki bir anda olmuş gibi söylüyorum ama bakma böyle dediğime. Changbin'le 1 yıldan fazla sürdü bu karmaşık ilişkim. Tek gecelik ilişkilerim de bundan sonra başladı, reşit olduktan sonra. Her gün daha da çok bozdum kendimi." içkinin de verdiği sarhoşlukla kahkaha attı.

"Peki ya dünkü çocuk.." dedim ondan hariç her tarafa bakarken. Sormaya deli gibi korkuyordum. Alacağım cevabın beni yaralayacağını biliyordum çünkü. Yine de onun ağzından duymak istemiştim.

"Dünki çocukla aranda bir şeyler geçti mi? Önceden yani." bir süre yan profilimi sarhoş sarhoş inceledikten sonra önüne dönüp başını salladı. Hala deli gibi çekiniyordum ona bakmaya.

"Şahsen ben hatırlamıyorum ama olmuş.. Dün yanıma geldiğinde dedi." içkinin verdiği sarhoşlukla gözünü tek bir yere dikmiş, uyuşuk uyuşuk söylemişti.

Duyduklarımdan sonra yanımdaki bardağı tepeme diktim. Anlaşılan yarın sabah uyandığımızda ikimizin de başı felaket ağrıyacaktı.

Ardındansa konuyu değiştirmek adına geldiğimizden beri yaptığımız gibi saçma bir sohbet açtım.

"Baksana şu adamın pantolonu iğrenç."











Taslağımda bir kitap daha var. Şimdilik ana ship yeonbin, yan ship ise hyunlix & nomin. (sonradan değiştirme ihtimalim var)

Daha 2-3 bölüm yazdım, kafamda bir şeyler otursun onu da paylaşacağım

Daha 2-3 bölüm yazdım, kafamda bir şeyler otursun onu da paylaşacağım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Blue Is The Warmest Color || Hyunlix Where stories live. Discover now