25

2.6K 60 1
                                    

"Ne yaptınız Volkan? Biz de tam geliyorduk."
"Bu haliniz ne?" Soruyu es geçmişti.
"Dağıldık biraz ama toparlanırız." Sessizliğimi bozmuştum. Sessiz kalıp yüzüme baktı.
"Merak ettik sizi. Yemek yiyeceğiz."
"Hazır mı?"
"Evet."
"Hadi iyisin Sanem başkası yapmış."
"Doğru. Kim yaptı?"
"Asel." Osol!
"Zehirlenmesek bari." Ağzımın içine içine konuşmuştum. Kimse anlamamıştı ne dediğimi.
"İyi gidelim o halde."

Hala kucağındaydım.
"Sanem mis gibi kokunu çamurla örttüm kusura bakma güzellik"
"Aynısını ben de sana yaptım Kenan."
"Temizlensek iyi olacak."

Sessizce kamp alanına gittiğimizde canım Kıvanç malum kişiyle sohbet ediyordu. Bizi görünce hızla yanımıza geldi.

"Yavrum ne oldu?" O sırada inmiştim kucağından. Kıvanç üzerimizi taradı.
"Bilmiyor musun bizi Kenan ve klasik ben."
"Şapşallar sizi korktum."
"Sımsıkı sarılmak isterdim ama bunu ikimizde istemeyiz." Bir adım gerilemişti.
"Sahiden ne bu haliniz ya Volkancığım öğrencin de pek yaramaz. Temizlenin bari."
Vikvikvik ne saçmalıyordu bu. Sinirlenip elimi yumruk yapmıştım. Henüz bir şey diyecekken Kenan araya girdi.
"Güzelim hadi biz çadırlara."
"Sakinim sakinim sakinim." Şu kızı ne diye getirdin Salak. Hay ben senin...

Kenan Kıvanç ile sohbete dalmış konuşuyorlardı. Diğer ikisi o kadar ilgi alanımdan çıkmışlardı ki neredeler haberim bile yoktu. Kulağıma gelen kahkaha sesleriyle o tarafa baktım. Gelmişti kumruların bokları.

Bizim aramızdaki bu gerilim ne içindi sahi? Şimdi bakıyorum da pek bi memnundu halinden. Ben de gülüp eğleniyordum ama içim öyle miydi? Şuan bile durmuş ikimizi sorguluyordum. Gerek var mıydı buna? Fazla abartmış başıma taç yapmıştım ama herkesin devri bitmez miydi? O zaman gör Volkan seni nasıl bitireceğimi.

"Uykum geldi canımlar sabah görüşürüz."
"Kahve içecektik."
"Ay yok Kenan hiç istemem."
"Ben biliyorum ne istediğini gel benimle." Havalanan kaşlarımla yüzüne baktım. Elimden tutup çekiştirdiğinde ona ayak uydurdum. Arabasının bagajını açtığında ne çıkacağını anlamadım. Eline aldığı şişeleri yüzüme tuttu. Kırmızı Şarap...

"İçeriz içeriz." Benden cevap bekledi.
"Tabi içeriz." Kaçmazdı.

Birlikte diğerlerinin yanına gittiğimizde kahve içmeye başlamışlardı.

"Millet."
"Kenan biliyorsun bu işi kardeşim." Kıvanç'ın gözleri parlamıştı.
"Cidden mi bu saatte hem de şarap mı?" Ben bunu parçalardım.
"Siz ne isterdiniz?" Kendimi dizginlemekte zorlanıyordum.
"Yani ne bileyim hiç sevmem."
"Hocam arkadaşınız da pek misafirlik adabı yok anladığım kadarıyla."
"Pardon?"
"Anladın sen anladın yok pardon mardon." Kıvanç'a doğru ilerledim. "Al bu senindir bir yudum verirsen bir yuduma muhtaç bırakırım seni Kıvanç."
"Kenan ben senin arabana geçiyorum."
"E dur bende geleyim."

Hırsla içiyordum şarabı. Hala çok öfkeliydim. Gerizekalı beni buluyor.

"Sanem neler oluyor anlatır mısın artık." Gözlerimi kapattım. Bir yudum daha aldım. "Konu Volkan." Yüzüne baktım şaşırmadı. "Anladın demek ki?" Kafasıyla onayladı. "Güzelim konu tamamda ne bu aranızdaki?" İçtikçe içtim hatta Kenan içmeyi bırakınca artık şişeyi almış ondan içiyordum.

"Ben bu aptalı çok önce görüp beğenmiştim ama hiç bir araya gelmemiştik. Heves olarak gördüm. Sonra başıma hoca oldu yakınlaştık. Hevesimi alayım biter dedim ama yok daha çok istedim."

"Onu seviyorsun."
"Emin değilim Kenan ben ona gittikçe bir şeyler yapıyor ve biz bu hale geliyoruz. Ne işi var o kızın? Ben yoruldum ve bu kişi ben değilim." O aptala kapılırsam nah böyle olmam normaldi.

"Ne yapacaksın peki?"
Benim bir şey yapmama gerek yoktu. O kendiliğinden yapıyordu her şeyi. Bizi bitiren oydu. Biz mi? Ne kadar komiktim.

"Gerekeni."

Biri beni durdursun yazdıkça yazasım geliyor ayol djfhjdkd

KİMSE BİLMESİN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin