ay bile böyle tutulmaz

Start from the beginning
                                    

Demek ki içimde bir şey onu hep istiyordu, bunun için düşünmeme gerek kalmayacak kadar alışmıştım o isteğe.

Yaşadıklarımız aklıma geldikçe öyle kızarıyordum ki dışarıdan bakan biri uzun süre nefesimi tuttuğumu zannedebilirdi. Beni şaşırtan şey Cihan'ın herhangi bir hamlede bulunmasını beklemeden tüm kontrolü elime almamdı. Bunu beklemezdim, şayet ben yaptığı hiçbir şeyden emin olmayan, karar vermekten aciz pasif karakterli biriydim. Söz konusu o olunca nasıl da tüm ipleri elime almıştım.

Arzudan başı dönmüş yönümle tanışmıştım, kendimi ilk defa bu kadar ne yaptığını biliyor halde bulmuştum.

Önümdeki kapının gıcırdayarak açılmasıyla ancak kendime gelebildim.
"Furkan, hoş geldin oğlum."

Geceyi organize eden Murat amca beni karşılayan isim olmuştu. Sevimli bir şekilde gülümseyen suratına karşılık verdim.

"Gel, masada bekliyorlar." Sırtımdan tutup koluyla içeriyi gösterdi.

Kafamı salladım ve kalbim ağzımda atarken kendimi salona doğru yönelttim. İçimden süreli onu ilk defa görecekmişsin gibi davranma, diye söyleniyordum. Ama nasıl durabilirdim ki, onu kendimin bile bilmediği bir yönümle tanıştırmıştım.

Çantama sıkı sıkı sarılarak odaya girdim.

Uzun ve üzeri çeşitli yemeklerle dolu masa etrafında oturmuş, eğlenceli bir sohbete dalmış gibi görünen grup benim geldiğimi bir süre fark etmedi.

Ne zaman Cihan gözlerini yukarı kaldırmıştı, o zaman kapının girişinde bekleyen beni gördü. Diğerleri hala fark etmediği için bir süre sadece onunla bakıştık, ve nefeslerimi düzenlemeye çalıştım.

Beni görür görmez gözlerinden bir parıltı geçmiş, dudakları özlemle kıvrılmıştı. Bu suratın sadece bana bakarken böyle olduğunu bilmek daha da heyecanlandırıyordu beni.

Bakışlarım masanın hemen yanındaki malum kanepeye kaydığında, onun da beni takip ettğini gördüm. Sanki sözleşmiş gibi aynı anda yutkunmuştuk. Gözlerinin karardığını görmüştüm, benimkinde neler oluyordu kim bilirdi.

Gözlerimi kaçırdım ve masada oturmak için yer aradım.

Koray ve Tolga abi yan yana oturuyor, bir şey hakkında tartışıyorlardı. Begüm, bunun burada ne işi vardı be, Cihan'ın karşısında oturuyor ona bir şeyler anlatıyor olsa da Cihan beni izliyordu. Şey, bu görüntünün beni tatmin etmediğini söylersem yalan söylemiş olurdum. Baran ve Eren, bu da mı?, bitişikti, konuşmaya niyetleri yoktu.

Yanında oturmayacağımı söylemiş olsam da etrafta bu kadar potansiyel rakip varken elbette onu yalnız bırakmayacaktım. Bu yüzden gidip Cihan'ın yanına, Koray abinin karşısına oturmuştum.

"Furkim, hoş geldin yavrum." Tolga abi sonunda beni görmüştü.

Masadaki herkesle selamlaşırken Eren'in elleriyle oynayıp ezilmiş bir şekilde bana baktığını gördüm. Bir şey demeye utanıyor gibiydi. Bu haline üzülmüştüm, ama yaptıklarının sonucunda üzüldüğüm kadar değil. Bu yüzden üzerinde çok oyalanmadan çektim bakışlarımı.

Murat amca elinde bir tencere ile gelip masaya otururken konuştu,
"Hadi başlayalım bakalım."

Bu geceyi o planlamıştı, sağlığına yeni yeni kavuşuyordu ve sanırım bunu kutlamak istemişti. Tüm o olanlardan sonra Koray abiyi de çağırmasını garipsediğimi inkar etmeyecektim, ama anlaşılan ikisi gayet iyi anlaşıyordu. Öyle ki beraber espriler yapıyor, gülüşüyorlardı. Tolga abi tüm bunları en mutlu haliyle izliyordu.

Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamamlandı]Where stories live. Discover now