13.Bölüm "Yeni Dünya"

4.3K 334 183
                                    


SINIR 160 VOTE 200 YORUM

İtalya

Genç adam giden Genç kızla gömleğinin bir kaç düğmesini çözerek sakinleşmeye çalıştı ve kızı odasına yerleştirip evden çıkarak kana susadığını hissetti, önce şu saygısızlık yapan şoföre cezasını verecek sonra da onu bekleyen ihanet içinde bulanan adamlara cezasını verecekti genç adam. Son kez eve bakarak arkasını dönüp yürüyerek evden uzaklaştı. Bu gece onların ilk gecesi olacaktı bu evde ama bu insanlar yüzünden olmamıştı, hiç bir şey istediği gibi. Bunun acısını onlardan çıkaracağını anladı genç adam. Derin nefes alıp arabanın yanında duran adamların arasında onu görüp hiddetli adımlarla o adamı boynundan yakalayarak arabanın kaputuna dayadı, öfkeden şişen damarları ile ona herkes korkarak baktı.

"Sen Kimsin de Ona bakabiliyorsun?" bağırdığı an titreyen adamla boğazını sıkmaya devam etti, nefes alamayan adam Dean beye engel olmadan öylece bakıyordu. Dean hırsını almadan onu bırakarak sinirle arkasını döndü.
Öksürerek nefes almaya çalışan adamla beraber nefretle sağ kolunu bir adamına uzattı. Bunun ne demek olduğunu anlayan adamlar kafasını eğerek bir şey demeden şoför olan adama baktılar. Onlarında bir gün sonraları o adam gibi olacaktı sadece sırası vardı biliyorlardı.

Adamın eli beline giderek siyah metal silahı Deana uzatarak sağ eline bıraktı. Dean silahı sıkı sıkı tutarak yerde ona korkuyla bakan adama ilerledi.
"Ecco come andrà a finire se qualcuno oserà guardare di nuovo la mia donna!"söylediği İtalyanca kelimeler sayesinde adamlar korkarak ve telaşla birbirine baktı.

Dean'ın ağzından çıkanları ilk defa duydukları an içlerinde doğan şaşkınlık gözle görülürdü.

Dean ona yalvaran adamla silahı adamın alnına dayayarak bir dakika bile düşünmeden silahı ateşledi, ateşleyen silahla üzerine kan sıçraması bir oldu. Silah sesi gecenin karanlığın da yayıldığında genç kız kapattığı gözlerini açtı.
Neydi o demeden kalmadan umursamadı gecenin bu saatinde ne olabilirdi ki diyerek oturduğu yerden kalktı.

Onu bu odaya getiren yardımcı kız odaya girdiğinde ona kaşlarını çatarak baktı ve kız ona bakarak konuşmaya başladı.
"Merhaba ben Anastasia" Türkçe konuşan kızla ağzı açık kaldı. İtalyan aksanı ile birlikte konuşan genç kız ona gülümseyip acele ederek konuşmaya başladı.

"Korkma ben bu evde seni korumakla yükümlüyüm Eylül. Ben İtalyan polisim yani ajanım." Eylül genç kızın dedikleri üzerine gülümseyerek genç kıza sarıldı mutlulukla. Muratı söylediği sözler bir bir çıkıyordu meydana,demek ki gerçekten ajan koymuşlardı kendisini korumak adına. Genç kızın içi biraz daha huzurla dolduğunda geri çekildi.

" Benim ajan olduğumu sen hariç kimse bilmiyor, çaktırma olur mu? Bir şeye ihtiyacın olduğunda ya da dosyaları bulduğunda yanıma gel ben yardımcı olacağım." dedikleri üzerine kafasını salladı ve son kez gülümseyerek teşekkür etti. Daha fazla bu odada kalmayan anastasia odadan çıktı ve işinin başıma döndü.

Eylülün içi içine sığmazken odada gözlerini birkez daha gezdirdi. Onu getirdikleri oda, çok geniş ve güzeldi, içinde bulanan tuvalet banyosu ile baya iyiydi.
Kapının önünde duran bavulu ile oraya ilerledi ve içini açarak içinden çıkardığı çerçeveyi alarak yatağa oturdu.

Ailesi...

Belki onlar burada olsaydı bunlar olmazdı o lanet kafede çalışmaz bu adamla yan yana göz göze kalmazdık diye düşündü.
Ama ne olursa olsun güçlü kalacaktı, bu kendini bilmez mafyaya yenilmeyecek aksine o kazanacaktı bu savaşı. O hep böyle öğrenmişti babasından, ne olursa olsun hep dik durup gülümsemeyi. Onları utandırmayacaktı, Meral Ve Urazın kızı kimmiş herkese gösterecekti.

Çerçeveyi başucuna koyarak kıyafetlerini dolaba yerleştirdi, açılan kapıyla gelen kişiye baktı. Işığı açık değildi ama havaya aydınlanmaya güneş doğmaya başlamıştı güneş ışıkları pencereden içeriye girip odayı aydınlatıyordu. Gelenin Dean olduğunu gören Eylülün yüzü düşerek bavulundan çıkardıklarını dolaba koymaya devam ediyordu. Dean kızın Eşyalarını yerleştirmesini gördüğü an sinirlenmişti.

Ona hiç bir iş yaptırmak istemiyordu o yüzden onun için yeni bir yardımcı bile almıştı. Gözleri odanın içinde gezerken gördüğü resimle oraya ilerledi yavaşça, göz ucuyla ona bakan Eylül nereye gittiğini anlamış olacakki elinde ki elbiseyi yatağa bıraktı. Çerçeveyi eline alan Dean, resimde gülümseyen adam ve kadına baktı. Ortada gözlerinin içi gülen mavi gözlü kız çocuğuna tebessüm etti.  Bu kız çocukken bile güzelmiş diye düşündü.

Belki ileride ona benzeyen bir kızı olurdu? Bunu aklına getiren Dean kendine kızarak sinirlendi, 26 yaşına kadar bunu aklına dahi getirmemişken şimdi yaptığı neydi? Neydi şimdi gelen çocuk merakı, sanki çok iyi bir baba olacaktı diye kendine kızdı.

Elinden alınan çerçeve ile bakışları karşısında ki kıza döndü.

"Ailen mi?" Dean bildiği soruyu karşısında ki kıza sorarken biraz olsun onunla muhabbet etmek konuşmak istiyordu. Eylül onun bu hareketine sinirlenmişti ve kafasını sallayıp uyarıda bulundu.
"Benden izinsiz eşyalarıma dokunmazsan sevinirim." Çerçeveye son kez bakıp eski yerine yerleştirdi.

Bu eve geldi diye onun tüm istediklerine boyun eğmemi bekleyemezdi diye düşündü Eylül. Hiç bir zaman böyle olmayacak diye geçitdi içinden. Bunun farkına varan sadece Eylül değil Karşısında duran ona tepkisizce bakan adam da farkındaydı.
"Kendi evimden istediğim her şeyi yaparım. Benim himayem de olan her şey benimdir." adamın sert sözleri ile kız ona şaşırarak baktı. Bu nedemekti?

Yavaş adımlarla adama yaklaştı.

"Bir dakika, sen ne demek istiyorsun? Ben senin himayene isteyerek gelmedim ve sen bana malımmışım gibi davranamazsın.
Buraya geldim diye bana istediğin gibi davranacağını zannediyorsan yanılıyorsun ben asla buna izin vermeyeceğim.
Bu eşyalar bana ait ve sen bana ait olan her şeye benden izin alarak dokunabilirsin. Bana bile izin alarak dokunabilirsin. " sert ve uyarıcı sözcükleri Deanın üzerine salan Eylül rahatlamıştı. Dean bu olaya ne kadar sinirlense de bir o kadar da hayran kalmıştı. Ona böyle davranan ilk kadındı.
Ona böyle davranan tek insandı.

Eylülün son sözü geçen günü akla getirmişti, onu izinsiz öpmüştü genç adam. Alnına sahiplenici kondurduğu öpücükle kız hem sinirlenmiş hem de korkmuştu.

Çevresinde kendini ezdiren, gururu ve onuru olmayan çok insan tanıyordu. Bunların bazıları yatağına aldığı kadınlardı ama bu kadın. Karşısında ki kadın bambaşkaydı. Gözlerinin içine korkusuzca bakan söylediklerini eksiltmeden söyleyen bu kadına yavaş yavaş kendini kaptırıyordu.

Ellerini cebine yerleştirdi ve Eylüle doğru bir adım attı. Kokusunu duyduğu kadınla mest olurken konuştu.
"Böyle konuşma, emir verme. Seni sakince ve son kez uyarıyorum Eylül." Eylül arada ki mesafeden rahatsız olup karşısında ki adama cevap vermeden gideceği zaman kolundan tutuldu.

Kolunu kendine çekerek kurtarırken "Alışacaksın." söylediği sözle aklı başından gitti genç kızın. Neye alışacaktı? Ona boyun eğmeye mi yoksa dediklerine tamam demeye mi? O böyle bir kız mıydı ki...

"Pardon? Sen ne sanıyorsun ya, koskoca bir mafyasın diye istediğini yaptırabileceğini mi sanıyorsun? Ne sanıyorsun Dean?!" bağırarak söylediği sözleri ağzından nasıl çıktığını bile anlamadı Eylül. Bir anda söyledikleri yüzünden susup ona kaşlarını Çatarak bakan adama baktı.

Dudaklarını ıssırdı ve içinde bir korku oluştu. Ne yapmıştı?
Yaptığı hatayı anladığı an adamın konuşması ile tüm dikkatini ona verdi Eylül.

"Sen benim bir mafya olduğumu nereden çıkardın ?" adamın keskin sözleri ile nefesini tuttu. Ona şüpheyle bakan adama ne diyecekti şimdi?

Bölüm sonu.

Eylül ne diyecek?

Dean sizce nasıl biri?

ARZELA Where stories live. Discover now