12.Bölüm "İtalyaya Geliş"

4.7K 357 154
                                    

Medya: Dean Temıs villasi

Geçen bölüm her satıra gelen yorumlarınızla beni çok mutlu ettiniz teşekkür ederim canlarımm.
Bu aralar maalesef bir çok şehir dışı gel git yapıyorum, üniversite hastane işlerim olduğu için o yüzden bölümler kısa ama çabuk atmaya çalışıyorum lütfen kızmayın. Sizi seviyorum. ❤️

SINIR 165 VOTE 200 YORUM

İtalya

Gözlerimi yavaşça açan genç kız nerede olduğunu kavrayamadan oturur posizyona geldi. Etrafına baktığı anda uçakta olduğunu anladı, uyuyakalmış olmalıydı. Tüm gün mezarda ağladığı için ve sürekli ayakta olduğu için yorulmuştu genç kız. Karşısında oturan adama baktığında gözlerinin kapalı olduğunu gördü, bizden başka kimse olmayan bölüm ona bakmaya başladım.

Çatık Kaşları, dolgun dudakları, hafif çekik gözleri ve düz şekilli duran saçları ile bir kızın dikkatini çekicek erkekti, özellikle gömleğin dışından görünen kasları ile bir sürü kızı etkiliyebilirdi. Genç kız ne yaptığının farkına vardığında yanakları kızardı ve gözlerini ondan çekti.
Ondan korkmasa belki dedi içinden, ama ondan deli gibi korkuyor aynı zamanda nefret ediyordu adamdan.

Onu bu duruma düşüren kendisiydi. Karşısına çıkmasa böyle bir derdi olmayacaktı ama öyle olmamıştı işte. Gözlerini tekrar ona çevirdiğinde gür kirpikleri kıpırdadı. Gözlerini açan adamla yakalanmış gibi hemen gözlerini ondan çekerek yutkundu. Adama yanlış bir harekette bulunup anlam yaratmak istemezdi Eylül. Onunla kaç zaman kalacağını bilmiyordu ama kısa olmasını istedi ve bunun için elinden geleni yapacaktı genç kız.

Adam gözlerini açtığında ona bakan bir çift mavi gözle sakince atan kalbi hızlandı, genç kızın uyurken onu izlediğini görmüştü daha ne isterdi ki bu adam?
Beni yakışıklı buluyor mu? Benden etkileniyor mu acaba diye düşündü ama kızın kızaran yanakları ile ona bu konuda baskı yapmadan oturduğu koltukta dikleşti.
Arada büyük bir sessizlik içinde karşı karşıya oturan kadınla ne yapacağını bilmiyordu Dean'ın işi çok zordu

Perdeden çıkan kadınla bakışları oraya döndü her ikisinin de kadın İtalyanca bir şeyler dediğinde Eylül suratını asarak sağına döndü bunu farkeden Dean kaşlarını çatarak kadını gönderdi.
Birazdan Uçağın ineceğini söylemişti ama Eylül İtalyanca bilmediği için bozularak önüne dönmüştü. İçinden keşke kendini daha çok geliştirseydi diye düşündü.
Mesela karşısında ki adam Türkçe dilinin zor olduğunu bile bile azimle 1,5 ayda öğrenmişti peki nasıl öğrenmişti sahi?

Dean İtalyaya döner dönmez kendine Türkçe hocası tutarak her gün Türkçe öğrenmeye çalışmıştı, bu kızla iletişim kurabilmesi için türkçe öğrenmesi gerekiyordu ve zar zor da olsa yarım yamalak tam anlamıyla bu kadar ayda öğrenmişti Dean. Bazı kelimelik çok anlamada da dert etmiyordu onu da zamanla bu kızda öğrenebilirdi. Belkide kıza İtalyanca öğretirdi Dean belli mi olurdu?

Uçağın iniş anında kemerleri bağladıkların da göz göze geldiler daha sonra bakışlarını kaçıran Eylül oldu.
İtalyaya gelmişti,
Burada kimsesi yoktu.
Bunları düşünmemeye çalıştı, bunlar kısa sürecekti.

Uçağın 15 dakika sonra indikten sonra Dean ve Eylül uçaktan indiler, indiği anda bir sürü siyah araba gören Eylül kaşlarını çattı. 7 siyah araba ne içindi? Bu adam gerçekten bu kadar önemli birimiydi? Bu kadar mı çok düşmanı vardı diye düşündü?
Tamam mafyaydı ama bu kadarını daha önce hiç görmemişti Genç kız.

Şaşkınlığını gören Dean içinden tebessüm ederek Eylülün elini avucunun içine hapsederek genç kızın ona bakmasını sağladı. O kızı yanında duran arabasına bindirirken Eylül şaşkınlığını atamadan bir anda kendisini araba buldu.
Adamda yanına bindiğinde önde oturan takım elbiseli adam sürmeye başladı.
Yanında ki adama bakmadan düğmeye basarak camın inmesini, arabanın içine temiz hava dolmasını sağladı.
İtalyanın havası haziranda daha güzel olduğunu farketti.

Önünde geçtiği evlere, yeşilliklere, bol mekanlara, sokaklara öylece bakarken kendini başka bir dünyada olduğunu hisettti. İtalyanın güzel olmadığını söylemeyezdi genç kız, gerçekten güzel bir ülkeydi. Keşke farklı bir zamanda başka bir şekilde gelseydi diye düşündü.

Yanında ki adam ondan gözlerini bir an bile ayırmadan bakarken gözleri bir an ona bakan şoförle göz göze geldi, sinirle nefes alıp vererek boynunu çevirdi. Saygısızlıktan asla hazmetmezdi, ve bedelini ödeyecekti yalnız önce yanında ki kızı eve yerleştirecekti. "Geldik Bay Temıs." adam duyduğu sesle genç kıza baktı önce, Eylül hiç bir şey anlamadan Deana bakarken arabanın durmasıyla anlamıştı.

Arabadan indiğinde Dean bir anda yanına gelip elini tutmuştu bu olay hoşuna gitmemiş olacak ki elini geri çeken Eylülle Dean, arkasına bakarak Eylülü süzdü. Bu kız kendisine bile dokundurmuyordu nasıl anlaşacaklardı? Dean yanına geldiğinde Eylül korkmadan gözlerinin içine baktı.
"Beni sinirlendirmemeye çalış Eylül olur mu? Ben sinirlenince çok farklı bir adam olabiliyorum." söyledikleri ile Eylül dudaklarını ısırdı korkudan, ne yapacağını bilemedi. Ya zarar verirse korkusu ile kalbi hızla çarptı.

Adamın gözleri Eylülün ıssırlan dudağına kaydığı an içinden küfür etti, onun bu küçük hareketi nasıl etkiledi kendisini? Onca kadın beraber olmuştu ama onu hiç bu kadar tahrik eden bir kadınla karşılaşmamıştı. Bu kız gerçekten onun için farklıydı. Genç kız adama bakmadan ve cevap vermeden gideceği zaman kolundan tutuldu ve kararmış gözlerle buluştu mavileri. "Tamam mı?" sert sesiyle ona boyun eğmek istemiyordu.

Eğer ona bir kere evet, tamam derse tüm istediklerini üzerinde uygulayabilirdi.
"Sende benim istemediğim şeyleri yapmazsan ikimizde sinirlenmeyiz aksi halde ben de çok başka biri olabiliyorum." genç kızın başını dik tutup gözlerine korkusuzca bakıp böyle konuşması onu deli gibi istemesine neden oldu Dean'ın.
Onun bu cesaretine hayran kalıyordu yalnız fazlası rahatsız ediyordu genç adamı.

Genç kız onu beklemeden yürümeye başladığında genç adamda arkasından bakıp yürümeye başladı. Demir kapıyla karşı karşıya gelen Eylül durup Deanı bekledi, neden bahçeye girmemişti arabalar? Deana dönüp konuştu.

"Neden içeride durmadık?" Dean ona bakıp konuşmaya başladı.
"Buraya iznim olmadan kimse giremez, evime yabancı sokmak istemem." genç kız kafasını salladı.

Polislerin dedikleri doğruydu bu adam sır küpüydü kimseyi çevresine yaklaştırmıyordu ama kendisini bu eve sokuyordu. "Peki ya ben?" Dean durdu ve kıza baktı. Genç adam öylece sarsıldı, doğruydu o kız ona yabancıydı ama düşünmeden bu eve sokuyordu.
Bunu ilk defa umursamıyordu Dean.

Genç kızı cevapsız bırakarak bahçe kapısını açıp içeriye girdiler, içeriye giren Eylül gözlerini kocaman açarak büyük saray gibi olan eve bakakıldı, daha önce hiç bu kadar büyük bir ev görmemişti ama yanında ki adama belli etmedi. Kendisini görgüsüz gibi görmesini istemezdi, hemen adamla beraber yürüyüp kapıdan içeriye girdiler. Genç adam kızın evi beğendiğini düşündü ve bu fikre memnun oldu.

Bahçede yürüyen çiftle beraber Eylül çevresine bakmadan edemiyordu, meyve ağaçları, sus havuzları, yeşillik ve koskocaman bahçesi vardı bu villanın. Dili tutuldu kadının ne yapacağını bilemeden onu yönlendiren adamın yanında yürüdü. En sonunda duvarla bütünleşmiş merdivene baktı, sağdan soldan iki merdivenlerden birine giderek yukarıya çıktılar. Eylül sağına baktığı an Bahçenin güzelliğini şimdi gördü.
Gece karanlığında belli belirsiz belli olan Bahçe ışıklarında görünen kadarıyla muhteşemdi.

"Yarın sabah gezdiririm." Yanında ki adamın konuşması ile kendine gelerek bahçeden gözlerini çekti ve adama baktı. Onu izleyen adamla uyanıp saçlarını geriye attı ve o büyük eve doğru yürüdü. Onun utandığını anlayan Dean gülümseyip peşinden gitti, hemen açılan kapının içinden girdiler. Kocaman kapının içinden Geçen Eylül, başka bir dünyanın içinde buldu kendisini. Sanki bir tek eksik olan üzerine dikilmesi gereken Prenses elbisesiydi.

Hizmetçiler, şoförler, saray gibi evler...
Buna alışık değildi genç kız. Bir anda girdiği bu dünyayla şaşıp kaldı Eylül.

"Yeni hayatına Hoşgeldin Eylül."

Bölüm sonu.

Eylülün yerinde olsanız ne yapardınız?

Dean bundan sonra ne yapacak?

ARZELA Where stories live. Discover now