aşkmış adı, nereden bileyim?

Start from the beginning
                                    

Ama kimse arkadaşa böyle titremezdi, biliyordum.

Öğle güneşinin esiri olmuş Cihan'a baktım.
Kahveleri hafif çatık kaşlarının altında parlıyor, yolu izliyordu. Birbirine tutan ellerimiz bacağında duruyordu ve baş parmağıyla yumuşakça benim elimi okşuyordu. Gömleğinin açık iki düğmesi sayesinde boynu ve birkaç gün önce ona yaptığım misketten kolye gözüküyordu.

Gelen düşünceyle gülümsedim.
Eve gelen eşyaların arasındaki misketleri Tolga abinin koyduğunu sanmıştım ama bunu yapanın Cihan olduğunu yeni öğrenmiştim. Üstelik sıradan misketler de değildi bunlar; parkta evcilik oynadığımız gün kaybettiğim, bir daha bulamadığım mor mavi misket ve beraber oynadığımız diğerleri. Mor maviden kendime, diğerlerinden de Cihan'a yapmıştım ve ikimizde de çok güzel duruyordu.

"Şöyle bakma Furkan, zorluyorsun beni." Cihan'ın mayışmış sesiyle gözlerimi göğsünden çektim.

"Ben bir şey yapmıyorum." dedim oyuncu bir tavırla.

Tek kaşını kaldırdı.
"Öyle mi?"

"Hı hı."

"Yalancı."

Diğer elini direksiyondan çekmeden birleşmiş ellerimizi kaldırdı ve ben engel olamadan bileğimi ısırdı.

"Ah!" diye bağırdım, koltuğumda dikleşip bileğimi kurtarmaya çalıştım ama nafileydi. "Bıraksana!"

Aslına dişlerini geçirmemişti bile, acıması imkansızdı ama bunu kullanmayacak değildim.

"Acıdı mı?" dedi şaşkın bir suratla.

"Çok." Sesimi bilerek kısık tutuyordum, üzgünmüş gibi yapıyordum ama içimden attığım kahkahaları duyamıyordu.

Yüzü pişmanlıkla şekilden şekile girerken yolun ortasında arabayı kenara çekti.

"Güzelim çok özür dilerim, hafif olduğunu düşünmüştüm." Üzgün bakışları gözlerimin tam içine bakıyordu. Parmağıyla ısırdığı yeri sevip öptü. Ve o his tekrar gelmişti. Sanki iç organlarımdan birini çekip alıyorlarmış gibi hissediyordum. Tekrar tekrar öptü orayı. "Çok özür dilerim."

Eğer böyle öpüp duracaksa, ömrümün sonuna kadar nazlanabilirdim.

"Hala acıyor sanki." dedim masum çıkarmaya çalıştığım sesimle.

Bileğimi ovuyor ve bir yandan da öpmeye devam ediyordu. Üzerime öyle titriyordu ki ufak bir ısırıkta perişan olmuştu. Eğer yakınlarda olsaydık emindim ki hastaneye götürmeyi bile tavsiye ederdi.

Ne kadar öpücüklerinden ayrılmak istemiyor da olsam onu daha fazla üzmek istemiyordum.
"Tamam, geçti." Sinsi bir şekilde güldüm. "Aslında hiç acımamıştı."

"Ne?"

Dilimi çıkardım.
"Kandırdım seni."

Cihan biraz rahatlamış, biraz da sinirlenmiş bir tavırla emniyet kemerini çıkardı ve ben daha ne olduğunu anlamadan üzerime çullandı.

"Yalancı civciv." Deyip parmalarıyla göbeğimi gıdıklamaya başladı. Bu bölgeden çocukluktan beri çok huylanırdım, Cihan bunu bilen sayılı kişilerdendi.

"Dur, dur lütfen!"
Parmakları hiç durmuyordu ve ben gülmekten konuşamıyordum bile. 

"Bir daha yalan söyleyecek misin?" Göbeğimdeki elleri durdu ve çenemi tuttu.

Nefes nefese bir halde konuştum,
"Hayır, söz."

Dip dibeydik, gözlerimiz birbirine bakıyor  ve az önceki hareketlerimiz yüzünden hızlı alıp verdiğimiz nefeslerimiz birbirine karışıyordu.

Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamamlandı]Where stories live. Discover now