yağmurlar yağsa da o zaten sırılsıklam

Mulai dari awal
                                    

"Cihan," dedi ve artık taşıyamacağını düşündüğü kafasını esmerin omzuna yasladı.

Sanki buna kodlanmış gibi elleri hemen saçlarına gitti ve okşamaya başladı diğeri.
"Söyle güzelim."

Fısıltıyla konuşuyorlardı, dışarıdaki gümbürtülü müzik ve eğlenceyle bağrışan insanlardan apayrı bir dünyalardı o an.

Cihan ve Furkan'ın dünyası.

"Şimdi ne olacak?" Boyun girintisine doğru soktu kafasını.

Gözleri yorgunluktan ağırlaşmıştı, her an uyuyakalabilirdi.

Cihan bir süre cevap vermedi.

Ne olacağını bilmiyordu.

Onu uzaktan sevmeye öyle alışmıştı ve onlardan olmayacağından öyle emindi ki bir adım sonrasını hiç düşünmemişti.

Uyumaya çok yakın gibi görünen çocuğun kulağına eğildi,
"Sen ne istersen."

Furkan da ne istediğini bilmiyordu.

Tek bildiği, Cihan'ın hayatının bir köşesinde hep var olmasıydı. Pozisyonu önemli değildi. 

"Eskisi gibi olamayız." Diye bir çıkarımda bulundu tuvaletin fayanslarını izlerken. "Bununla nasıl başa çıkacağım?"

Cihan kafasını omzundaki çocuğun kafasının üzerine yasladı.

Geçmişi düşündüğünde, bunu cevaplayabilecek son kişi bile değildi.

Eğer başa çıkabilseydi bunca yıl içinde saklar mıydı sevdasını, ya da sırf çektiği acı hafiflesin, o da acı çeksin diye ondan nefret ediyormuş ayaklarına yatar mıydı?

"Çıkamayacaksın, ama ben hep yanında olacağım."

Başını yavaşça salladı Furkan.

Kafasını çekti ve sordu,
"Sen nasıl kabullendin?"

Sevdiği kişiye, sevgisini nasıl kontrol altına alacağı hakkında sorular sormak garipti, ama başka kimsesi yoktu ki.

Cihan onun her şeyiydi.

Cihan tebessüm etti ve kendisine masum masum bakan sevdiğine cevap verdi,
"Bilmiyorum. Hep bununla yaşamışım gibi."

Durumları çok farklıydı, ama hisleri değildi.

Cihan en başından vurulmuştu bu sarıya, kalbinde onun varlığıyla büyümüştü. Furkan'ın içindeki yıllanmış tohum ise ancak şimdi filizlenmeye başlamıştı.

Ama çok zordu.

Hangisinin zor olduğuna karar vermekte en zor olanıydı.

Senelerce birini uzaktan, olmayacağını bile bile sevmek mi; yoksa kalbine aniden bir korun düşüp tüm doğrularını yerlebir etmesi mi?

Kızarmış elalar, diğer yarısını buldu ve çekingence sordu,
"Bana zaman verir misin?"

Cihan gülümsedi, elini Furkan'ın yanağına çıkardı ve sevdi.
"Sana tüm ömrümü veririm."

~

Furkan'ın ağzından

Bir sonraki gün, 00.42

"Cihan!"

"İn aşağı! Allah'ın cezası!"

Küçük taşları üçüncü kattaki o çok iyi bildiğim pencereye savuruyordum ancak çok azı hedefi buluyordu.

Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamamlandı]Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang