Bölüm 35

150 14 21
                                    

Dylan

Sabah uyandığımda Tyler her zamanki gibi yoktu. Ayağa kalkmaya çalışırken karnımı taşıyamadım ve popomun üzerine düştüm. Saat altıydı ve Tyler'ın uyuması İçin kalan süre yarım saatçikti. O yüzden onu uyandırmamak için yataktan destek alarak ayağa kalktım. Aynayla göz göze geldiğimizde kendimi süzdüm.

Çok büyümüştü ama umrumda değildi birkaç hafta daha idare edebilirdim. Yani sanırım.

Hızlıca aşağı indim ve Tyler'a bir tost yapıp yanına oturdum. Elimi yanağına koyduğumda sertçe elimi tutup yanağından çekti. Ben daha neler olduğunu anlamadan ise tekrar yanağına yerleştirdi. "Korktum" dediğinde gülümsedim ve yanağını sıkıp iki yana salladım.

"Kalkma vaktin. Beş dakikan kalmadı. Saat altı buçuğa ha geldi ha gelecek"

"Gece neden bu kadar hızlı geçti?"

Omuzlarımı silkerken Tyler ayağa kalktı ve yere çöküp önümde eğildi. Karnıma elini koyup tam yanına bir öpücük bırakırken "günaydın kızım" diye mırıldandı.

"Geç kalacaksın"

"Napim"

"Tyler!"

"Pardon, gidiyorum şimdi"

Kafamı sallayıp onu onayladım ve yukarı çıkarken arkasından baktım. Onunla olmak rüya gibiydi ama ben bir rüyada değildim. O her şeyiyle karşımdaydı. O tüm güzelliğiyle kızımın babası olacaktı. Benim kızım olacaktı.

Yavaşça sırtımı koltuğa yasladım ve kilometrelerce yol koşmuş gibi hızlı nefesler alıp verdim. Elimi karnıma koyduğumda tişörtüme biraz kan bulaştı. Titreyen ellerime baktığımda ise çok fazla kan vardı. Ayağa kalkmaya çalıştığımda elim kaydı ve tekrar yere düştüm. Tekrar denedim ama koltuk giderek yükseliyordu sanki. Ona ulaşmak giderek imkansızlaşıyordu. Tyler aşağı indiğinde neden yerden kalkmadığımı sordu. Ben ise ona dönemeden kalkamadığımı söyledim. O da hızlı adımlarla yanıma gelip beni koltuğa çıkardı.

"Sakin ol sadece burnun kanıyor, ellerine o yüzden bulaşmış"

O an nasıl rahatladığımı anlatamam. O kadar korkmuştum ki bir şey oldu diye. Ama olmamıştı. Gülümseyip kafamı salladım ve elimin tersiyle burnumu sildim.

Tyler'da bir peçete getirip burnumu ve elimi sildi. Sonra başka bir peçeteyi katlayıp gülerek burnuma soktu. Ben kahkaha atarken ise peçete çıktı.

"Dylan sen gülemezsin dur bi"

"Nefes alamıyorum insafsız"

Tyler büyük bir kahkahayla kafasını iki yana salladı ve banyodan bir pamuk getirip elime verdi. "Ben gelinceye kadar tut burnunda eğer durmazsa bakarız" deyip yukarı çıktı. Bende oturup pamuğu burnuma bastırdım.

Tyler çok kısa bir süre sonra gömleğini, pantolonunu giymiş, ceketini de koluna asmış aşağı indi.

"Geçti mi" diye sordu önümde diz çökerken. Gömleğinin düğmelerini ilikledi ve pamuğu elimden aldı. Kafasını iki yana salladı ve kilo almam ona herhangi bir şekilde işlemiyor gibi beni kucağına aldı. Bende burnumu ona sürtmemek için biraz geri çekildim. Sonunda banyoya girdiğimizde burnumu yıkadım ve kuruladım.

"İyi misin" diye sordu kaşlarını kaldırıp.

"İyiyim. Gidip yemeğini ye"

Onu sevme| HobrıenWhere stories live. Discover now