Bölüm 30

197 12 25
                                    

Dylan

10 Mayıs sabahı. Otobüsten indim. Annem ve babam hayatını kaybettikten sonra buraya gelmek zorunda kalmıştım. Aslında buraya gelmeyi kendim istemiştim ama farklı bir yere gitmek zorundaydım. Sonuç olarak Fransa'daydım.

Sadece yürüyordum. Etrafıma bakarak, daha önce bu binaların aynısından görmemiş gibi etrafı süzerek yürüyordum. Bir otel bulursam orada kalacaktım ama kendi başıma bir yer bulabileceğim konusunda umudum yok gibi.

Bir direğin üzerinde 'ev arkadaşı aranıyor' yazısını gördüğümde o tarafa dikkat kesildim. Kağıt yıpranmıştı ve eskiye benziyordu ama yine de bir umut telefonumu çıkarıp kağıtta yazan numarayı çevirdim.

"Tyler Hoechlin kimle görüşüyorum?"

"Ben Dylan bir direkte ilanınızı gördüm ve hâlâ bir arkadaş arayıp aramadığınızı öğrenmek istiyorum"

"Tabii ki müsait olduğun zaman sana adresi atarım. Bu numarayı kullanıyorum"

"A-aslında eğer bir yer varsa şu anda gelebilir miyim?"

"Pekala saat beşte atacağım adrese gel"

Telefonu kapattığımda adres geldi. Saat daha dörttü ve bir saat boyunca gezmekten başka şansım yoktu. Daha hiçbir şey yememiştim ama bugün orada kalmak İçin ne kadar paraya ihtiyacım var bilmiyordum.

Bir saat boyunca dışarıyı gezdim. Gezmekten kastım ise sokaklarda kulağımda kulaklıkla yürüdüm. Saat beş olduğunda zaten o taraflarda olduğum İçin on dakikalık bir yürüyüşün ardından adrese vardım. Numarayı tekrar aradım ve nerde olduğunu sordum.

"Arkanda ki ev"

Arkamı döndüm ve bana el sallayan adama baktım. Benimle hemen hemen aynı yaşlardaydı. Güzel bir yüzü vardı ve iyi de giyiniyordu. Hızlı adımlarla yanına gittim ve elimi uzattım.

"Dylan O'brien"

Elimi sıktı ve inci gibi dizilen dişleriyle gülümseyerek "Tyler Hoechlin" diyerek kendini tekrar tanıttı.

"İçeri geç"

Onu dinleyip içeri girdim ve eve biraz göz attım. Öğrenci evi gibi her yer dağınıktı. Buna rağmen ev çok güzeldi ve ferah bir havası vardı. Ter kokmuyordu. Aksine deniz esintisi kokuyordu.

Tyler: Dağınıklık için kusura bakma

Dylan: Önemli değil. Ben gezebilir miyim?

Tyler: Tabii ki. Sana göstereyim

Tyler'a kafamı salladım ve arkasından yürümeye başladım. İki merdiveni çıktıktan sonra üç kapı vardı. İlkini açtı ve eliyle beni davet etti.

İçeri girdim onun odası olduğunu tahmin ettiğim yeri gezdim.

"Burası senin odanda olabilir"

Kafamı iki yana salladı. Eğer burda uyumaya alıştıysa oraya geçmezdim. Dışarı çıktık ve diğer kapıyı açtı. Burası banyoydu. Fazla küçüktü ama iş görürdü. Tuvalette aynı şekilde küçüktü. Aslında her yer küçüktü. Sıra benim kalacağım yere geldiğinde içeri girdim ve duvarda asılı tanımadığım adamın fotoğraflarına baktım

Dylan: Hayranı mısın?

Tyler: Hayır burda başka birisi kalıyordu. Senin için sıkıntı edecekse kaldırabiliriz

Onu sevme| HobrıenWhere stories live. Discover now