Bölüm 8

442 35 49
                                    

Sabah hazırlanan kahvaltı kokusuna uyandığıma inanamıyordum. Gelip birinin beni huzursuz etmesini bekledim ama kimse etmedi çünkü edecek kimse yoktu. Hızlı adımlarla mutfağa gittim Tyler daha önce görmediğim bir kahvaltı hazırlamıştı. Ne olduğunu bilmiyordum.

"Günaydın" diyip sandalyeye oturdum ve gözümü ovuşturdum. O da önüme bir tabak koydu ve gülümseyerek günaydınıma karşılık verdi.

"Bu ne yeni tarif mi deniyorum"

Tyler: Aslında deniyoruz. İçinde mantar, kaşar, domates, biber, biraz baharat ve patates var. Patatesli Menemen belki?

"Eline sağlık"

Tyler gülümseyerek karşımda ki sandalyeye oturdu. Kendi tabağından biraz yediğinde öksürerek su içti. Öksürmesi devam ederken öleceğini düşündüm ve gidip sırtına vurdum. Kendine geldiğinde biraz bana baktı, kafasını iki yana salladı.

Tyler: Çok acı, fazla fazla acı. Dilimin kabardığını hissediyorum.

"Bakayım"

Tyler bana ters ters bakmaya başladığında tekrar sandalyeme döndüm ve şu meşhur acılı şeyi denemek istedim ama Tyler ağzıyla hayır anlamında sesler çıkarıp önümde ki tabağı aldı.

Tyler: Ölmek mi istiyorsun

"Tanrı aşkına ne olabilir ki alt tarafı acıymış İşte. Ayrıca sen yaptın ne ölmesi"

Tyler: hayır vermem

"Onu çöpe atarsan..."

Ne yapardım? Evden mi kovardım, onu döver miydim, ona küser miydim, onu üzer miydim, ona ceza mı verirdim, odaya mı kilitlerdim ne yapardım? Hiçbir şey yapamazdım.

"Hiçbir şey yapamam ama atma lütfen en azından tadına bakmama izin ver dolabın yarısı o tabağın içinde"

Tyler: İyi. Al

Verdiği tabaktan büyük bir parçayı bölüp ağzıma attım ve acının gelmesini bekledim ama acı yoktu. Tyler'a döndüm ve gülümsedim.

"Acı nerde" Diye sorduğumda acı sonradan geldi ve refleks olarak ağzımı açıp elimle yelpaze yaptım. Bir bardağa su koydum ve içtim ama bir faydası olmamıştı.

Tyler hızlıca dolaptan süt kutusunu çıkardı ve bana uzattı. Açıp kutuyu öylece kafama diktiğimde bir kahkaha attı.

Tyler: Sen tam bir manyaksın acı olduğunu deneyip onayladım zaten.

"Yanıyorum"

Tyler ordan oraya içmek için bir şeyler arayan beni durdurup ağzımı açmamı söyledi. Ağzımı açtığımda ise yavaşça dilime üfledi. Çok saçma bir olay gibi duruyordu çünkü hadi ama sütle geçmeyen şey onun üflemesiyle mi geçecekti ama olsundu o düşünüyordu ve geçtiğini söylemeliyim. Belki de psikolojiktir.

"B-ben teşekkür ederim"

Tyler: Teşekkür edip durma Dylan

"Oh özür dilerim ben unuttum"

Tyler: özür de dileme benden biraz bile eski Dylan kalmadı mı elimizde. O bana gerizekalı olduğumu söylüyordu ve beni cidden düşündürüyordu acaba cidden gerizekalı mıyım diye az düşünmedim. Aynı şeyleri düşünmek istiyorum.

Durdum. Sadece tam karşısında onun çoraplarına baktım. Eski Dylan nerdeydi Tyler'dan daha az bilgiye sahiptim ama onu bulamaz mıydım orası biraz karışık.

"Ben değiştiğimi düşünmüyorum" dedim "sadece gerizekalı değilsin bunu düşünmene gerek yok"

Tyler gülümseyip yanağımı öptü. Cidden o beni her öptüğünde Jerry'le olan bir anım hafızamdan siliniyor gibi hissediyordum ve bu beni tekrar tekrar öpmesini istememe neden oluyordu. Jerry'i hatırlamak istemiyordum. Bana yaptıklarını hatırlamak istemiyordum ama o izini bırakmıştı.

Onu sevme| HobrıenWhere stories live. Discover now