Seven

3.1K 331 310
                                    





"Felix ateşin var!" Annem elini çekmemiş diğer elini omzuma atarak beni kendisine döndermişti. Ama ben ani hareket yüzünden karnımdaki ağrıdan dolayı inlememek için kendimi tutmuştum. "Hwang Hyunjin! Felix'e bir şey mi verdiniz?!"

"H-hayır anne! Öyle bir şey yok."

"Sus Felix." Annemin dediği şey ile Hyunjin'e baktım. Şu an durumumu bir tek o biliyordu ve ona rağmen gram mimik oynatmıyordu.

"Anne soğuk suda uyuyakaldım. Ondan olmuştur." Alnımdaki elini çekip tuttuğumda sinirle babama döndü.

"Jackson sende bir şey der misin? Buna inanmamı beklemiyorsunuz galiba." Annem tekrar konuştuktan sonra babam gözlerini devirmişti.

"Sana fazla abartıyorsun hayatım.."

"Felix hem senin bu adamın evinde ne işin var?"

"Görev yapıyorum ya!"

"Kesin sana uyuşturucu falan verdiler! Senin ateşin hiç çıkmazdı yoksa!" Ayaklandığında ellerimi iki yana sallayıp onu durdurdum.

"Anne aşırı tepki veriyorsun. Ben iyiyim gerçekten." Annem göz ucu ile Hyunjin'e bakmış ardından bana dönmüştü.

"Felix kalk. Hastaneye gidiyoruz. Ardından bu gece evde kalmalısın." Annem konuştuğunda aletimdeki şeyi unutmuştum bile. Şu an kafam paniklemekle meşguldü.

"Felix hiçbir yere gitmiyor." Hyunjin konuştuğunda gözlerim fal taşı gibi açılı ona döndüm. "Eğitimi süresince benim yanımda olacak ve babası tarafından bana emanet edilmişken böyle tepki vermen çok kabaca." Annem burnundan soluyup bir Hyunjin'e birde babama baktığında bu sefer babam dahil oldu konuya.

"Hyunjin'in Felix'le ilgilendiğine dair güvenim tam. Hatta biz gidelim artık Sana, akşamımız iyice tatsızlaşmadan."

"Ha ben tatsızlaştırıyorum yani?! Bana bakın Bay Hwang, çocuğuma gelecek tek zararda sizi bitiririm!" Annem son kelimeleri yüksek sesle söylediğinde ona, ah anam garip anam başıma gelmeyen zarar kaldı mı ki demeyi o kadar isterdim ki.

Annem alnıma bir öpücük kondurup salondan çıktığında babamda oturduğu sandalyeden ayaklanmıştı. Ayıp olmasın diye acıyla kıvranarak ayaklandığımda babam Hyunjin'e dönük konuşmuştu.
"Sen ona bakma Hyunjin, İyi akşamlar." Ardından bana döndü. "Sende kendine dikkat et Felix ve anneni endişelendiriyim deme."

İlerleyip o da yemek salonundan çıktığında hızla Hyunjin'e döndüm. "Tanrının cezası! Yeter artık!" Sessiz ama sert bir şekilde konuştuğumda yan ağız sırıttı.

"Ne kadarda narin çıktın Felix.. oysa ben baya dayanıklı olduğunu düşünüyordum."

"Bu kadar yeterli tamam mı?"

"Ah şu an oldukça zevk alıyorum ama.." dediği şeyle kaşlarım çatıldığında kendimi geri sandalyeye bıraktım.

"Bay Hwang.. izin verir misiniz?" Dediğim şeyle cebinden sigara tabakasını çıkarmış ve içinden bir tanesini dudakları arasına alıp yakmıştı. Derin bir nefes çekip konuşmaya başladı.

"Masanın üstüne çık." Dediği şeyle kaşlarımı kaldırdım.

"Ne?" Eliyle ciddi ciddi masanın üstünü işaret ettiğinde kafayı sıyıracaktım resmen. Ama sözünü ikiletmedim ve tabakları kenara itip sandalyenin üstüne çıkarak masanın üstüne geçtim.

"Soyun."

"Bay Hwa-"

"Soyun, dedim." Tanrım bu ne sikik bir gündü böyle.

Trouble // HyunLixTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon