Twenty three

2.9K 326 232
                                    





(Felix)

Şaka mıydı bu? Az önce manyak derecede sert bir şekilde sikilmiş oluşumu bir kenara bırakmıştım, onun gururunu sonra bir şekilde yapardım ama bu! Hyunjin beni kucaklayıp odama getirmiş ve yatağıma bırakmıştı. Onu tanıyamamam normal mi?

Ardından ise geri çekildiğinde kolunu tuttum. Göz ucu ile önce kolundaki eline ardından ise bana baktığında dudaklarımı araladım. Ne diyeceğimi bilmiyordum ama bir şey demem lazımdı.

"Yukarıda yaptığınız basbaya zorlamaydı." Dediğim şeyle tek kaşını kaldırmış ardından ise sırıtmıştı.

"Oysa fazla istekli öpüşüyordun." Omuz silktim.

"Öpüşmek, sorun teşkil etmediğini mi işaret ediyor?" Saçmalıyordum ama banane. Bu adam fay hattı yaratmıştı götümde.

"Sence?"

"Saçmalık Bay Hwang. Şu an bir sorunun ortasındayız desem öperek bunu geçiştirecek misiniz yani?" Dediğim şeyle yüzüme eğilmiş ve dudaklarıma ıslak bir öpücük bırakıp geri çekilmişti.

"İstediğini söyleyebilirdin çocuk." Geri çekildiğinde gözlerimi devirdim.

"İstediğim zamanlar yerine genelde beni zorluyorsunuz." Cevap vermek yerine histerik bir gülüş bırakmış ardından arkasını dönmüştü.

"Akşam evde olmayacağım." Ardından kapıyı aralayıp çıkarken arkasını döndü. "İyice dinlen."

•••

"Bende seni özledimmm!" Yarım saattir küvetin içinde oturup ilk önce Jeongin ile şimdi ise annemle konuşuyordum.

'İyisin dimi? O Hyunjin denen adam sana iyi bakıyor mu?'

Dediği şeyle birlikte bir saat öncesini falan düşündüm. "Çok iyi bakıyor anne.."

'Bak Lix, babanı umursama. Sonuç olarak artık Lux'a da girdin. O Hyunjin seni niye tutuyor bilmiyorum ama en kısa zamanda dönmeye çalış tatlım.'

Annemin tabi onca yaşadığım şeyden haberi yoktu. Yüzümün yara bere içinde olduğundan bile. Ya da benim yüzümden -kaç olduğunu hatırlamıyorum çünkü her şey çok hızlı yaşanıyordu ve ben yazdığı şeyi unutan bir yazar gibiydim- kaç kişinin öldüğünü bilmiyordu.

"En kısa zamanda seni görmeye geleceğimm."

'Şöyle kelimeleri uzatma, ağlayacağım Lix.'

"Anne duygusallaştığın zaman telefonu kapatasım geliyor."

'Kapatta o popona vuruyim.'

Mom.. zaten bunu yapan biri var!

"Yok ben almayayım. Hadi kapatıyorum ben." Ardından biraz daha oyalanmış ve kapatmıştım telefonu.

Uzanıp telefonu yere bıraktığımda kendimi yıkamaya geri dönmüş ve çok oyalanmadan banyodan çıkmıştım.

Her yerim ağrıyordu. Aynadan kendimi kontrol ettiğimde yüzümün çirkinleştiğini hissedip ağlamaklı bir ses çıkardım. Yüzümdeki morlukları hiç sevmemiştim. Hepsi tek gözlü herifin suçuydu.

Üstüme gri bir eşofmanla birlikte toz pembe bir sweatshirt giydiğimde, resmi giyinmenin pekte önemli olduğunu düşünmüyordum. Birincisi Hyunjin zaten akşama kadar evde değildi, ikincisi ise adam zaten binbir halimle beni görüyordu. Pembe sweat giymeme aldırmazdı herhalde.

Kendimin ve çevremdeki insanların gözlerine olan saygımdan dolayı kapatıcıyla morluklarımı kapatmış, ardından ise nemli saçlarımı düzeltip odadan çıkmıştım.

Trouble // HyunLixWhere stories live. Discover now