-9-

715 76 44
                                    

"YA NE HALE GELMİŞSİN!"

"Mai ben iyiyim."

"KANIYOR HER YERİN BAYAĞI İYİSİN GÜNCEL SPORUNU YAPIYORSUN KANAMAK GİBİ!"

"İyiyim diyorum ya."

"İyiymiş işte Mai-chan."

"GOJO İKİ DAKİKA KAPALI TUTMAZSAN ÇENENİ ÖMÜR BOYU KAPALI TUTMAK ZORUNDA KALACAKSIN!"

Terör estiren Mai Nanami online idi, Itadori, Kugisaki ve Kento'yu yara bere içinde gördükten sonra özellikle.

Itadori ve Kugisaki yine o kadar yaralı değildi, çok şükür, ama abim için aynısını diyemezdim. Ne kadar gelene kadar kendisi kumaş parçalarıyla kanamayı durdurmaya çalışsa da çok başarılı olamamıştı.

İlk yardım çantasını kaptığım gibi abimle uğraşmaya başlamıştım, Leiri ise Itadori ve Kugisaki ile uğraşıyordu. Onun işinin daha zor olduğunu düşünürken Gojo'nun ortama girmesiyle kendi işimin daha zor olduğunu düşünmüştüm. Neyse ki ettiğim mücadeleden sonra susmayı başarmıştı.

"Ben hallederim gerisini." Kento elimden almıştı sargı bezini. Bir şey dememe müsaade etmeden gerçekten de halletmişti. Derin bir nefes aldım ve onlara bu kadar zarar veren şeyin ne olduğunu düşünmeden edemedim.

"Gerçekten iyiyim Mai, kafandaki senaryolar ile beraberinde endişeli gözlerini üzerimden çek lütfen."

"Öyle diyorsan." dedim dolan gözlerimi ondan gizlemek istercesine. Arkamı döndüm ve odama gitmem gerektiğini belirttim. Zaten onlar da başka bir yere gidiyorlardı.

Korkmuştum, hem de çok. Ailemden geriye kalan tek kişiyi de kaybetmek istemiyordum. Korkumun altında bir de ağlamaklı ifade yatardı ki bu ifadeyi bastırmak için bağırır çağırır, terör estirirdim, belki de.

Yeter ki kimseye bir şey olmasın.

Odama girer girmez üzerimdeki kana bulanmış kıyafetlerden kurtulmak istedim. Üzerimi ve altımı çıkarttığım esnada odanın kapısının açılmasıyla kendimi açık olan dolabın içerisine can havliyle attım. Tabii hareketim ekstra bir gürültüye sebep olmuştu.

"Mai?!"

"Gojo gelme sakin!" 

"Bir şey mi oldu?!" 

Tabii ki telaşlı bir şekilde gelmişti ve halimi, vaziyetimi, durumumu... Görmüştü.

Derin bir nefes verdi beni öyle gördükten sonra.

"Gerçekten bir şey oldu sandım ben de." dedi daha sonra.

"Kapısız köyden geldiğini belli ettin, daha ne olsun Gojo?" dedim ayağa kalkmaya çalıştığım esnada. Askılardan düşen kıyafetleri bir yandan da üzerime geçirmeye çalışıyordum. Bana bakmıyordu ama varlığı rahatsız ediyordu.

Varlığı hep rahatsız ediyordu o da ayrı konuydu, özellikle konuşunca.

"Neden geldin?" Üzerime başıma bir şeyler geçirdikten sonra karşısına dikilmiştim. Bana döndü hemen.

"Nanamin'in kırığı çıkığı olmadığını belirtmek ve endişelenmene gerek kalmaması gerektiğini söylemek için. Çocuklar da iyiymiş bu arada, herkes sağlam, herkes ayakta."

Her defasında yeni bir şeyle yıkılan ben haricinde, herkes.

"Sağ ol." dedim ona bakmadan. 

Yaklaştı ve çenemden tutarak ona bakmamı sağladı. Böylelikle dolan gözlerimi de görmüş oldu.

"Bunun için kaçtın, gizlemek için, ama bak, yakalandın."

Wheel of Fortune (Gojo Satoru)Where stories live. Discover now