-5-

978 92 98
                                    

"Itadori ölse bile Sukuna yaşamaya devam edecek, çünkü kendine ikinci bir beden buldu. O yüzden... Itadori'den önce gitmesi gereken birisi varsa... O da benim. Yedek beden gider, oyun biter."

"N-ne..?" 

"Duydun işte!" Sesim gereğinden fazla yüksek çıkarken başka bir tarafa bakmıştım.

"Özel lanetin gücü yaptıklarımızın tersini yapmamıza neden oluyordu. Itadori'yi daha da panik haline sokarken Kugisaki'nin çivi yerine çekiç fırlatması gibi. Tek başına Fushiguro ya da üç öğrencinin savaşmasına izin veremezdim. Bana yanlış kart çektirteceğini bilsem bile izin veremezdim. Nitekim şeytan kartını çektim. Kartı etkisizleştirmek ve yeni kart çekmek için tersine çevirmeye çalıştığımda bana engel oldu ve kendimi Sukuna ile yüz yüze buldum. Dağılmış kartlarımdan birini çekti Sukuna ve çektiği kart kaderin çarkıydı. Kaçınılmaz değişimin kartı. Düz şekli bunu ifade ederdi, ters çekmiş olsaydı da aynı şeydi. Şanssızlık, kötüye gidişat. Örtüştürdü kaderlerimizi böylelikle. Yedek bir beden bularak, elde ederek. O yüzden... Bu yedeği ortadan kaldırmak sana düşüyor. Nasıl Itadori'yi kurtardıysan... Beni de bu durumdan kurtar ve öldür Gojo."

Gözümden bir damla yaş süzülmüştü en sonunda. Ölmek istediğim için miydi yoksa durumun acı gerçeğinin daha da farkına vardığım için miydi bilmiyordum.

Gojo'nun elini yüzümde hissetmemle bakışlarım ona döndü. Gözündeki gözlükler yakasında duruyordu.

"Ah, bu kadar çabuk öleceğimi bilmek hoşuma gitti, sanırım." dedim tebessüm ederek.

"Seni daha iyi görebilmek için çıkarttım gözlüklerimi."

"Ölmeden önce... Haklısın."

"Aptal olma." Sözleri fısıltıya yakın çıkarken kaşlarımı çatmıştım, bir yandan da ağlamakla meşguldüm. Hem kızıyor hem de ağlıyordum denebilir. Gülmesiyle ağlamamın yerini daha fazla kızgınlık aldı.

"Hem ağlayıp hem kızmak ancak senin gibi bir heterokromiye yakışırdı Mai-chan."

"Ne diyorsun ya?!" Ağzımı kapatmasıyla gözlerim irileşti.

"Öldürmeyeceğim seni, öldürülmene de izin vermeyeceğim Mai."

Ne demek bu şimdi..?

"Seni bu durumdan kurtaracağım, bugüne kadar... Verdiğim kararların arkasında durdum sonucunda pişman olacaksam bile. Kader çarkı bugün sizi Sukuna ile birbirinize bağlamış olabilir ama unuttuğun bir şey var."

Elini yavaşça çekti ağzımdan, gülümsemeye başladı.

"Ben hayatta olduğum sürece ne senin ölmene müsaade ederim ne de Sukuna'nın seni kullanmasına."

"Abimden korktuğun için bunları söylüyorsun." Sesim güçsüz çıkmıştı, oldukça güçsüz.

"Ha, bir de arada Nanamin var, seni koruyamadığımı duyarsa net olarak beni öldürecek biri." dedi başını kaşıyarak. Sonra bana döndü, ciddi bir ifadeye bürünerek.

"Ne Nanamin ne de başka birisi, hiç kimsenin hatrı yok senin yaşamanı istemem için."

"Hiç kimsenin hatrı yoksa neden beni öldürmüyorsun o zaman?"

Gülümsedi, birkaç dakika sürdü bu, sanki sözlerini toparlamaya çalışıyor gibiydi.

"Yaşamanı istemem için birilerinin olması gerekmiyor Mai. Ben istiyorum. Sadece ben. Hatır uğruna değil."

Şaşkınca gözlerimi kırpıştırmamla bir gözyaşının düşmesi aynı anda oldu. Yatağıma oturdu, beni de yanına çağırdı.

"Hiçbir şey çözümsüz kalmaz hayatta."

Wheel of Fortune (Gojo Satoru)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin