Bölüm 8

7.3K 242 11
                                    

Ahsen Öncü: Gabriela Bloomgarden

Gabriela Bloomgarden, galiba, ilk benim kitabımda. Böyle olmasını istiyordum, çok iyi oldu.

Buğra için belirli birini seçmeyip, hayal gücünüze bırakıyorum.

Ben kitaplarımda güncel konulara yer veririm ve kendi görüşlerim fazlasıyla yer alır. Bu bölümde de çok var. Size uygun olmayabilir, herkesin belirli bir fikri var. Sorun çıkmasını istemem.

Instagram: Yosmaserisi buradan bana rahatça ulaşabilirsiniz.

Kısa sürede beklentimin üstünde okuyucu geldi, sevindim. Teşekkür ediyorum.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, temiz kalın!

*****

Vücuduma sardığım havluyu sıkıca tutarak, saunaya doğru ilerliyordum. Uzun, ince koridorun sonundaki odaya neredeyse yaklaştığımda, daha saunaya girmeden terden sırılsıklam olmuştum. Bu şekilde gezmek garip hissettiriyordu. Yaklaşık on beş dakikamı öldüreceğim odaya vardığımda içeride kimsenin olmaması beni rahatlatmıştı. Daha önce saunaya girmemiştim. Etraf tamamen ahşap ve tahtadandı. 90 derece olacağı söylenmişti. İçeri girdiğimde karşıma tahtadan oturak çıkmıştı. Rahat bir pozisyona gelerek oturdum. Oturduğum yerin yanında taşlar vardı. İmge, sıcak taşların üstüne, nane esansı döktüğünü söylemişti. Tahta kokusu ve nane kokusu karışınca ortaya nefis bir ziyafet sunmuştu. Taşlara yavaş yavaş su dökmeye başladım. Koku yükselince, havluyu taşların üstünde bir öne bir arkaya usulca salladım. Birkaç dakika içinde ter oranım çok daha artmaya başladı. Aniden gelen ısı sırılsıklam olmamı sağladı. Gözeneklerimin açıldığını hissediyordum. Toksinleri bu şekilde vücudumdan atacaktım. Bir süre sonra sıcaklığın iyice arttığını hissettim ve üstümdeki havlu artık rahatsız edici bir hal almıştı. Havluyu üstümden iterek vücudumu rahat bir kıvama sokmaya çalıştım. Biraz önce oturduğum yerde artık sırtüstü yatıyordum. Gözlerimi kapatıp, yaşadığım anın huzurunu hissetmeye çalıştım. Midem boş olduğu için acıktığımı hissederek olduğum yerde kıpırdandım. Normal şartlarda sauna girmek bana çok yabancıydı. Bu yaşam şartları da bana yabancıydı. Evin alt katında bir sauna odası vardı. Günlük danışman geliyordu. Masaj, henüz yaptırmamıştım ama buraya gelmeden önce de yaptırmamıştım. Böyle şeyleri merak edecek kadar dertsiz de değildim. Kendi çapımda yaşıyordum.

Sauna odasından sürem dolunca yan tarafta duran ve 'şok havuzu' denilen yere gittim. Küçük bir havuzdu ve soğuktu. Sanırım terden sırılsıklam olan bünyeyi kendine getirmek içindi. Havuza girmeden önce üzerime, birinin buraya girme ihtimaline karşı, bir bikini giydim.

Acaba normalde de böyle hissettiriyor muydu, yoksa bu sadece hayatında böyle tecrübeleri olmayan insanlara mı özgüydü, bilmiyordum.

Havuza girmeye cesaret edemiyordum. O sıcaktan, bu soğuğa girmek beni gerçekten sarsabilirdi. Havuz bana bakıyor, ben havuza bakıyordum. Etrafta sadece su sesi vardı. Gerçekten küçük bir havuzdu. İki kişi ancak girebilirdi. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapatarak ayağımı soğuk suyla buluşturdum. Ayağım suya değer değmez, ayağımı hızla geri çektim ve ufak bir çığlık ağzımdan çıkıverdi. O kadar garip hissettirmişti ki girmeye bir daha cesaret edebilir miydim, bilmiyordum.

Gözlerimi hala açamamıştım ve dudaklarım vücudumdan bağımsız bir şekilde titriyordu.

''Kaskatı kesildiğime inanamıyorum.'' Dedim titrek çıkan sesimle.

YOSMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin