Bölüm 7

6.7K 255 4
                                    

Buğra ile banyoda ne kadar oturduk bilmiyordum. Hareketleri aklımdan çıkmıyordu. Garip davranıyordu. Kafam Buğra'yla o kadar doluydu ki karşımda oturan oda arkadaşım Buse'yle ne konuştuğumuza odaklanamıyordum.

Kardeşi ölmüştü. Bu ölüm, Buğra'ya gerçek acının tadına baktırmıştı. Yanımda sergilediği davranışlarla şoka uğramıştım ama beni terslememesi mükemmel bir şeydi! Yani bununla yetinebilirdim. Ama onun beni terslememesini neden umursuyordum? Bu soru içimde suçluluk duygusu uyandırdı.

''Beni dinlemiyorsun sanırım,'' dedi Buse ben tırnaklarımı hunharca yerken. ''Bir derdin yoktur, umarım.''

Dalgın bakışlarımı ona çevirdim. ''Hayır, sen anlat ben dinliyorum.''

''Melisa senin sinsi olduğunu düşünüyor,'' dedi ''İnsanlara karşı çok önyargılıdır, haberin olsun.''

''Melisa ile daha tanışmadım bile,'' dedim gergin bir şekilde. Hangi ara sinsi olduğum fikri olduğuna kapılmıştı? Bir cümle bile geçmemişti aramızda. Tek yaptığı şey bana delici bir şekilde bakmak. Pardon, bir de Buğra'yla pis işini yaparken beni fark etmek.

Evde henüz muhabbetim olmayan ama tanıştığım erkeklerden biri görüş açıma girdi. İsmi Efe'ydi, sanırım. Adının Efe olduğunu sandığım adam bize doğru yürümeye başladı. Yanımıza geldiğinde bana kısa bir bakış atarak Buse'ye döndü.

''Hadi,'' dedi aceleci bir tavırla. ''Terapist seni bekliyor.''

''Sıra bana hangi ara geldi?'' dedi şaşkın bir şekilde. ''Tamam gidiyorum.''

Buse hızla bana döndü. ''Akşam görüşürüz.''

Efe -sanırım Efe- ince bedenini bana çevirdi.

''Senin ilk günündü sanırım.'' Dedi yanıma otururken.

İfadesiz gözlerimi ona çevirdim. ''Evet.''

Anladım der gibi kafasını salladı. ''Nasıl gidiyor?'' dedi gözlerini hafifçe kısarak. ''Yani şu, bağımlılık durumları.''

''Fena değil, ilk günlere oranla,'' dedim konuya ilgili görünmeye çalışarak. İlk günlere oranla gerçekten iyiydim. Ben çok uzun süre kullanmış bir bağımlı değildim. Belki de o yüzden krizlerim çabuk azalmıştı.

''Mutfakta kriz geçirdiğin gün,'' Yüzümü süzdü. ''Çok endişelenmiştim senin için.''

''Neden?''

''Buraya geldiğim ilk gün ben de büyük bir kriz geçirmiştim. O günü hatırlıyorum da,'' Yüzünden acı çeker gibi bir ifade geçti. ''Berbat hissetmiştim.''

Mutfakta geçirdiğim krizi anımsadım. Beni film izler gibi izlemişlerdi.

''Beni film izler gibi izlemiştiniz,'' dedim yalan gülümsememle.

Gözlerime sanki bir çocuğa bakıyormuş gibi baktı. ''Ve sen bu duruma alındın,'' dedi alayla. ''Yapabileceğimiz bir şey yoktu kızım. Nefsine yenilip başladıysan o zehre, cezasını çekmen gerekiyordu ve senin ki beklediğimden kısa sürdü.''

Cezasını çekmiş miydim bilmiyordum çünkü hayatımın her bölümünde ya zihinsel ya da fiziksel acı çekiyordum.

''Herkes ilk geldiğinde o şekilde acı çekti mi?''

''Herkes değil,'' Oda da bizden başka kimse yoktu. Gözleriyle odayı taradı. ''Geneli diyelim. Buğra'yla tanışmışsındır. Sadece o hiç acı çekmedi. Yani ilk geldiğinde de bize görünmezmişiz gibi davranıyordu, hala öyle davranıyor.''

YOSMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin