kalbinde birileri var

En başından başla
                                    

Erkek giyim sektörüne ettiğim tüm o lafları unutun şayet karşımda beyaz gömlek ve siyah kumaş pantolon klasiğiyle bile en renkli ve parlak şeyden daha dikkat çekici duruyordu.

Onun yakışıklılığını kıskandığımı inkar etmeyecektim, gerçekten de her şeyi iyi taşıyor ve kendine yakıştırmasını biliyordu. Bense asla onun kadar iyi görünemezdim.

Bir kere onun gibi hatlarım ve kaslarım yoktu, bir kız tarafından aldığım en büyük iltifat 'tatlı' olduğumdu ki bunu sevimli bir köpek görmüşçesine söylemişti. Cihan'ın ise daha çocukken bir sürü talibi çıkmıştı. Mahalledeki her kadının 'büyüyünce seni kızıma alacağım' dediği çocuk Cihan'dı.

Yutkunma ihtiyacı hissettiğim ve bunu gerçekleştirdiğim sırada sanki sesini duyabilmiş gibi kafasını kaldırıp bana baktı.

Göz göze geldik.

Sokayım ya, nasıl da iyi görünüyordu.

Gözleri bir süre üzerimde dikildi, baştan aşağı süzdü ve bir şeyden demeden bakmaya devam etti.

Ben durumun garipliği ve kalbimin pırpır etmesiyle o tarafa doğru bir adım atacaktım ki Enes'in bana sarılmasıyla duraksadım.

"Hadi iyi eğlenceler yavrum." Beni saçlarımdan öptüğü sırada Cihan'ın bakışlarını üzerimde hissettim. Enes'in bedeni onu görmemi engelliyordu ancak elindeki sigarayı yere hızla attığını görmüştüm.

Enes kafamı omzundan çekti ve ellerinin arasına aldı.
"Aman dikkat et, o Tolga denen dağ ayısı sonunda kendisini beğenen bir insan çıktı diye sevinip havaya ateş eder. Ha bir de Polat Alemdar falan gelirse imza almayı unutma."

Tolga abinin çevresine takılmasına güldüm ve son bir kez sarıldıktan sonra kollarımı çektim. Cihan'a fazla bekletmemeliydim.
"Merak etme."

Sonunda sokağın karşısına ilerlerken kısık gözlerinin yerde olduğunu gördüm.

Ona selam vermek istedim, bunu yapmak için neredeyse ağzımı bile oynatıyordum ki bir şey demeden arabanın kapısını açıp sürücü koltuğuna yerleşti.

Sadece bir saniye boşluğa doğru bakarken İçimden kendime sakinleştirici ve Cihan'a sövüştürücü şeyler söyleyip yanına oturdum.

Demek yine başlıyorduk.
Sakin olmalıydım, sonuçta bu Cihan'ın ilk ruh hali değişikliği değildi. Hiçbir günü bir gününü tutmazdı ki.

Fakat dayanamayacaktım,
"Sana da merhaba." Dedim sertçe.

Arabayı çalıştırmakla uğraşırken durdu ve yüzüme baktı.
"Merhaba."

Ee, hiçbir şey olmamış gibi mi davranacaktık yani?

Burnumdan sinirle nefes verdim ve ona doğru iyice döndüm.
"Dur tahmin edeyim. Dün gece çok sarhoştun, söylediğin her şey için çok pişmansın ve hala benimle görüşmek istemiyorsun. Doğru mu?"

Kaşlarını çattı.
"Değil."

Bu kadar düz olmasından nefret ediyordum.

"O zaman neden dünden beri mesajlarıma cevap vermiyorsun? Anlamsız anlamsız konuşup gittin, anlatacağım dedin ama yüzüme bile bakmıyorsun. İnsan bir şey söyler, ne bileyim açıklama yapmasa bile çok şık olmuşsun falan der..."

Sinirle içimdeki her şeyi dökerken durdu ve sakin sesinden hiçbir şey kaybetmeden gözlerime bakarak konuştu.

"Çok güzel olmuşsun."

Şikayet ederken iyiydi tabii ancak ağzından böyle bir şey duymak... Hiç beklemiyordum ve çok utanmıştım.

İkimiz de aynı anda yutkunduk ve saniyeler boyu hiçbir şey söylemedik.

Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin