•Bölüm21•

11K 744 123
                                    

Selaaam bölüme geçmeden önce yıldızı parlatmayı unutmayın.

Bool bol yorum yapın.

Keyifli okumalar ~

***

"Kocacığım?" Küçük adımlar atarak Kutay'ın yatağının yanında durdum.

"Ben yokken iyi baktılar mı sana? İyi misin?" Dudaklarımı büzerek ona doğru eğildim.

Kutay şaşkın şaşkın yüzüme bakarken Hilal'a çevirdim gözlerimi. "Teşekkür ederiz canım ama koymana gerek yok. Uzanması onun için daha iyi olur. Yaraları taze." Elindeki yastığı alarak ayak ucuna bıraktım.

"Neredeydin sen tüm gece?" Esin'e doğru dönerek tebbesüm ettim.

"Biraz işim vardı. Onu hallettim. Sonrada hemen buraya geldim." İnanamayan bakışlar atsada onu umursamadan geri sevgili 'kocama' döndüm.

"Özür dilerim uyanınca yanında olamadım." Yatağın ucuna oturdum.

"Önemli değil karıcığım. Biraz seninle konuşalım mı?" Başımı yukarı aşağı salladım. "Konuşalım."

"Bizi biraz yalnız bırakır mısınız? Hatta kalmanıza bile gerek yok Deren bana çok iyi bakacaktır." Sesindeki kinayeli tonla yüzümü buruşturmamak için kendimi tuttum.

Neden bahsettiğini pek anlamamıştım. Herkes odadan çıkarken oturduğum yerden kalktım. Üstümdeki deri ceketi çıkartarak bir kenara bıraktım.

"Neredeydin sen tüm gün?" Sandalyeyi yanına doğru çekerek oturdum.

"Seni öyle görünce tepem attı. Niyetim Arslan denilen herifi gebertmekti. Çocukları alıp evine baskın yaptık. Ben kafasına sıkacakken Savaş geldi."

"Ne! Kim dedin sen?" Yerinden doğrulmaya çalışan Kutay'a sinirle bakarak ayağa kalktım.

"Ne yapıyorsun sen,canın acıyacak." Kolundan tutup yatağa geri yatırdım.

Canına kastı mı vardı?

"Savaş yaşıyor mu?" Başımı sallayarak yerime geri oturdum.

"İşte biz gittik. Ne olduğunu bile anlamadan kapana kısılı kaldık. Gözümü açtığımda depo gibi bir yerdeydik. Zor kurtulduk diyebilirim."

Kaşlarını çatarak yüzüme baktığında kaşlarını düzeltmek için parmaklarımı kaşlarına koydum.

"Çatma kaşlarını şöyle. Alnın kırışacak." Kaşlarını düzelterek sitemle konuştum.

"Sen iyi misin kafana darbe falan mı aldın?"

"Evet aldım. Baya darbe aldım hatta ama yaşıyorum hâlâ. İlginç." Boğazımı temizleyerek geri çekildim ve bacak bacak üstüne atarak arkama yaslandım.

"O kadının burada ne işi vardı?" Hilal'den bahsediyordum. Ne işi olduğunu oldukça merak ediyordum.

Bence en doğal hakkımdı.

"Geçmiş olsuna gelmiş." Dudaklarımı memnuniyetsizce buruşturarak 'Hmm'ladım.

Çokta lazımdı zaten.

"Asıl konumuz şuan Savaş'ın nerede olduğu."

"Depoda, çocuklar bir güzel ağzını burnunu kırmış. Bende gidip kolunu bacağını falan kırmak istedim ama izin vermediler. Sonra senin yanına geldim. Malum kocamsın. Gelmesem ayıp olurdu."

BELA Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu