Bölüm 27: Küçük Kanlı Bir Sohbet

750 94 27
                                    

Bir dakika bekle, birileri zamanı durdursun
Sadece büyük bir hata olmuş gibi hissediyorum

Beceriksizce gülmeye çalıştım
Ama kendime acıyorum

İyi olduğumu söylüyorum ama
Sensiz ne yapacağımı bilmiyorum
Bu önemsiz yerde yalnız kaldım
Anılarını hayal ediyorum, onlar hüzünlü

BLACKPINK: Don't Know What To Do

Tekrardan şatonun bahçesine geldiğimizde Bang'ın kucağından indim ve onun elini tutarak birlikte içerisi girdik

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tekrardan şatonun bahçesine geldiğimizde Bang'ın kucağından indim ve onun elini tutarak birlikte içerisi girdik. Ona doğru dönüp baktığımda suratındaki hüzünlü gülüşü görmüştüm.

Birlikte merdivelere çıkarken duraksamasıyla ona dönerken, ne olduğunu sormuştum. "Birlikte balkonda konuşalım mı? Bir şeyler içeriz." Kafamı sallayıp onay verdiğimde, "O zaman seni odamda bekliyorum." demiş ve gülümseyerek mutfağa gitmişti; bense odamın yolunu tutmuştum.

Odama girip aldığım kolye ve günlükleri çekmeye koyarken son kez üstüme bakıp odadan çıkmış ve Bang'ın odasına gitmiştim. Kapıyı çalmadan içeri girerken odanın ortasında bulunan bedeni görmemle gülümseyerek ona arkasından sarılmıştım. Kıkırtısını duymamla yüzümde kocaman bir gülüş oluşurken ondan ayrılmıştım. Yavaşça yaklaşıp bedenimi duvarla kendi bedeni arasında sıkıştırırken ellerini iki yanıma koyup yüzüme yaklaşarak yavaşça dudağımı öpmüştü.

Birkaç dakika sonra odanın kapısının çalınmasıyla birbirimizden ayrılırken utancım yüzünden hızla balkona koşmuştum. Bu halime kıkırdarken kapıyı açmış ve içeri tepsiyle gelen Olivia'yı odaya davet etmişti. Olivia içecekleri masaya koyup başını eğmiş ve odadan çıkmıştı.

"Yanakların kıpkırmızı olmuş.~"

"N-ne?! Hayır."

Ellerimle birlikte yanaklarımı kapatırken benim bu halime gülmüştü.

"İçtiğin bu içecek çok koyu. Nedir bu?"

"Kan."

Ani cevabıyla afallarken merakla ona dönmüştüm. "Tadı nasıl?"

Sol eline kafasını yaslayıp düşünür gibi yaparken sorumu cevaplamıştı. "Eğer insanken kanın tadına baksaydım yüksek ihtimalle tadı kötü gelirdi. Ama şuan tadı tatlı."

Anladım, dermişçesine kafamı sallarken Olivia'nın bana getirdiği lavanta çayından bir yudum almıştım. "Sözde kız arkadaşından ayrılacağını söylemiştin. Ayrıldın mı?"

Kafasını aşağı yukarı sallarken karşımızda duran ağaçlardan gözünü ayırtmamıştım. "Babasına her şeyi anlattık. Başta sinirlendi ama kızının bu şekilde daha mutlu olduğunu fark edince sonrasında kabul etti her şeyi."

Kafamı sallayıp tekrardan çayımdan bir yudum alırken bu sefer o bana dönmüştü. "Kardeşinin yanına gidecek misin?"

"Hayır, bunu düşünmüyorum. Beni merak etmesin, diye ona geçenlerde bir mektup yazmıştım. Onun da mektubu kısa bir süre sonra burada olur."

"Anladım, bebeğim." dedikten sonra zarif elleri masanın üzerinde duran içi kan dolu bardağa gitmişti. Bardaktaki kandan küçük bir yudum alıp yutkunmuştu. Gözlerinin rengi kırmızı olurken bana kafasını bana çevirmişti.

"Bu gece benim olmak ister misin, bebeğim?"

Gözlerinin kırmızılığı ve sesinin derinliği yüzünden yutkunurken kafamı yavaşça aşağıda yukarı sallamıştım. Cevabımla birlikte dudaklarının iki yanı yukarı kalkarken ayağa kalkmış ve elimi tutmuştu.

...

Selamlar :"")) Güzel yerde kestim değil mi? FİNALE YAKLAŞIYORUZ 🤡🤡🤡 Bölüm kısa oldu ancak devamını yazamadım. Sonraki bölümü bekleyiniz lütfen~ 🥺💋

Not: Bölümü kontrol etmedim. Yazım yanlışım varsa özür dilerim. ♡♡♡

STREAM KASIN STREAMMMMMM!!!

(Hmm şarkısı geldi aklıma aq 🤦)

Oy vermeyi unutmayınız!♡

Burgundy Velvet | ChanjinWhere stories live. Discover now