Bölüm 19: Senin Bana Söylediğin Gibi Mi?

791 103 48
                                    

Satrançta şah bir seferde bir boşluk hareket edebilir.
Ama kraliçeler istedikleri yere gitmekte özgürdür
Çok yaklaşırsan, yüksek bir kraliyet alırsın
Öyleyse aşkı hissetmek için nefes al

Ava Max: Kings & Queens

Banyodan çıktıktan sonra dolabımın önüne geldim ve üstümü giyindim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Banyodan çıktıktan sonra dolabımın önüne geldim ve üstümü giyindim. Ardından aynaya baktım ve saçlarımı düzelttim. Bang, beni odasına davet etmişti. Konuşmak istiyordu. Fakat ben bunun için fazlasıyla gergindim.

Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Ardından odamdan çıkarak Bang'ın odasına doğru yürümeye başladım. Kapısının önüne geldiğimde yavaşça durdum ve tıklattım. 'Gir' komutu geldiğinde kapıyı dikkatlice açtım. Bang, koltuklardan birisinde oturup sessizce etrafı seyrediyordu. Benim geldiğimi görünce başını bana çevirmişti.

"Merhaba Bang"

"Merhaba Hwang. Oturabilirsin."

Gösterdiği yere doğru yavaşça ilerleyip oturdum. Aramızda birkaç dakikalık bir sessizlik olmuştu. Bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Ancak ben ona bakamıyordum.

"Neden şatodan kaçtın?"

Sorduğu soruyla gerilirken bunu belli etmemek için gülümsedim. "Aslında kaçmış sayılmam. Sadece hava almak istemiştim. Balodan biraz uzaklaşmak iyi gelir, diye düşünmüştüm; bu yüzden ayrıldım. Şatodan çıktığımda ise dışarıda hareket eden bir şey dikkatimi çekti. Merak ettim, gidip baktım. Fakat ayağım takıldı ve düştüm."

Söylediğim şeylerin yalan olduğunu fark etmemesi için içimden dua ederken, o inanmamış gibi tek kaşını kaldırmıştı.

"Ağlayarak çıktın ama. Ona ne dersin?"

Söylediği şey kaşlarımı çatmama sebep olurken 'Bunu nereden biliyor?' diye düşünmüştüm.

"Ağlayarak mı? Bang, ben ağlamadım."

"Yalan söylüyorsun."

"Senin bana söylediğin gibi mi?

Yavaş yavaş sinirlenmeye başlarken ne dediğimi fark ettiğimde elimle ağzımı kapattım.

"Ne? Ben sana ne yalanı söylemişim? Hwang bana cevap ver."

"Bang, o hikayenin devamını anlatmaya ne dersiniz? Kız kardeşinizin odasında yaşanan şeyler sadece o kadar değildi. Eksik anlattınız."

Söylediğim şeyle duraksarken arkasına yaslanmış ve bir süre bana bakmıştı. "Sen bunu nereden öğrendin?" Omzumu silktim; ben de onun gibi arkama yaslanırken sessizce birbirimize bakmıştık. En sonunda bu rahatsız edici sessizliği bozmaya karar verdim ve söze atıldım.

"Birbirimize sırasıyla soru soralım Bang. Ne dersin? Yalan söylemek yok."

"Bana uyar. İlk kim sorsun?"

"Ben soracağım." Derin nefes aldım ve sormak istediğim bir soruyu düşündüm. "Kız arkadaşınız var mı?"

Sorduğum soruyla tek kaşını kaldırırken bir süre bana bakmıştı. "Var dersem eğer ne yapıcaksın?"

"Soruya soruyla karşılık vermek gibi bir kural yoktu Bang. Tek yapmanız gereken dürüstçe cevaplamak."

"Kız arkadaşım var."

Anladığımı belirtircesine kafamı sallarken o da bana sorusunu yöneltmişti. "Dün gece neden şatodan kaçtın?"

Derin bir nefes aldım ve bir süre gözlerimi kapalı tuttum. Bunu söylemek istemiyordum fakat içimden bir ses söylersem bir şey olmayacağını dile getiriyordu.

"Dün gece şatodan ayrıldım çünkü bir kzı arkadaşınız olduğunu bilmiyordum. Bu benim kalbimi kırdı."

"Bir kız arkadaşımın olması senin neden kalbini kırdı ki?" Kafasını sağına yatırırken durgun bakışlarımı ona çevirdim. "Sırayla soru soruyoruz Bang ve soru sırası ben de."

"Peki öyleyse, sor sorunu."

"Sen insan değilsin, değil mi? Kan içen, güneşe bile çıkamayan birisisin. Doğru mu bu?"

Sorduğum soruyla kaskatı kesilirken soruyu sormakla doğru yapıp yapmadığımı düşünüyordum.

"Evet, ben kan içerim. Vampirim. Peki sen bunu nereden öğrendin?"

"Şatodan kaçarken ayağım bir şeye takıldı ve sanırım yuvarlandım. Beni bir kız bulup evine götürmüştü. O evde yaşayan bir teyze söylemişti bana bunu."

"Teyze mi? Lucia'dan mı bahs- ahh tabi ki o."

Sinirle bilekleriyle gözlerini ovuştururken parmaklarıyla saçlarını çekiştirmişti. Ardından birkaç saniye sessiz kalmıştı. Endişeyle ona bakarken kafasını kaldırıp bana bakmıştı.

"Hwang beni sırf bu yüzden bırakmazsın, değil mi?"

...

Selam! Umarım güzel bir bölüm olmuştur. Pek öyle değil ama... Neyse. 🥺

Ne düşünüyorsunuz?

Şimdi yavaşça Chan'ın sağ eline bakın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Şimdi yavaşça Chan'ın sağ eline bakın. Nefes almaya çalışın, sakın kendinizi kaybetmeyin. 🤡

Oy vermeği unutmayınız!♡

Burgundy Velvet | ChanjinWhere stories live. Discover now