Bölüm 1: Mezarlıktaki Adam

2.3K 158 63
                                    

Hey!
Benim dışımda herkes mutlu hissediyor.
Güldüğümde ağladığımdan daha çok acıyor.
Her gün buna katlanmaya çalışsam bile, buna katlanmaya çalışsam bile,
bu işe yaramıyor, şu anda eline ihtiyacım var.

Tomorrow by Together : Run Away

Bir elimde kırmızı gül demetini diğer elimde sönmüş gaz lambamı tutarken ağlıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir elimde kırmızı gül demetini diğer elimde sönmüş gaz lambamı tutarken ağlıyordum. Ailemdeki en sevdiğim kişi hayata gözlerini yumarken ben ona veda bile edememiştim. Şuan da ise onun mezarının başında birkaç kırmızı gülle ağlıyordum.

Saat gece yarısını geçmişti. Ne zamandır burada durduğum hakkında bir fikrim yoktu. Kardeşimi ziyaret etmek için onun evine gelmiştim ta şehir dışından. Kardeşimin evine vardığımda yüzümde kocaman bir gülüş vardı. Kapıyı tıklatmıştım açması için. Kapı açıldığında ise ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüş, teni solmuş ve dudakları kurumuş kardeşimi görmüştüm. Ona ne olduğunu sorduğumda bana dediği tek şey "Annemiz öldü Hyunjin." demek olmuştu.

Şimdi ise buradaydım. Annemin mezarının başında ağlıyordum.

Ayağa kalktım ve gözyaşlarımı sildim. Gül demetini ve gaz lambasını mezarın başına koyup birkaç kez derin nefes aldım ve mezarlığın çıkışına doğru adımladım.

"Onu çok seviyordunuz galiba."

Arkamdan gelen ses ile adımlarımı durdurdum ve sese doğru döndüm. Etraf zifiri karanlık olduğu için adamı göremiyordum.

"Evet, orada yatan annem. Onu çok severdim."

Bir süre ses gelmeyince tam önüme dönmüştüm ki adam konuşmaya devam etti.

"Benim de bir annem vardı. Çok güzel bir kadındı. Fakat sınırlarını bilmezdi. Bu yüzden öldü."

Adamın dediklerine ne demem gerektiğini düşünürken, o ayağa kalkıp yanıma gelmişti.

"Bu arada ben Bang Christopher Chan. Tanıştığım memnun oldum."

"Ben de Hyunjin. Hwang Hyunjin."

Adamın uzattığı eli sıktıktan sonra birkaç adım geri çekildim. "Üzgünüm, benim artık gitmem lazım. Sizinle tanıştığıma ben de memnun oldum Bay Bang."

"Saat gece yarısını geçti Bay Hwang. Ayrıca mezarlığa girerken hiç araç görmedim. Buradan şehre nasıl gidiceksiniz? Çok uzak ve tehlikeli. İzin verin bu gece sizi evimde misafir edeyim. Ayrıca çok fazla ağladınız bu yüzden yorgun da olmalısınız."

"Ah gerçekten zahmet olmasın. Sizlere yük olmayayım. Ben kendim gidebilirim."

Cümlemi bitirir bitirmez yüzünü bir türlü göremediğim adam kıkırdamıştı. Bunun üzerine kaslarımı çatarken o bileğimi tutmuştu.

"Eğer yük olsaydınız inanın bana sizi hiç davet etmezdim. Bu yüzden endişe etmeyin. Lütfen sadece gelin. Ertesi gün sizi evinize bırakırız."

Önümdeki adam bileklerimden tutup beni mezarlıktan çıkarırken karanlıktaki bedenine bakıyordum. O sırada Bay Bang at arabasının kapısını açıp binmeme yardımcı oluktan sonra o da binmişti.

"Şoför bizi eve götür lütfen."

...

Selam. İlk bölüm bu şekilde oldu. Umarım güzel olmuştur. Yazarken biraz zorlandım açıkcası. Aslında olay kafamda hazır fakat başını hayal etmediğim için ortaya böyle bir şey çıktı işte. Kötü olduysa kusura bakmayın lütfen, sonraki bölümlerde toparlayacağım.

 Kötü olduysa kusura bakmayın lütfen, sonraki bölümlerde toparlayacağım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bang Chan'a çok aşığım. 🥺

Oy vermeyi unutmayınız!♡

Burgundy Velvet | ChanjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin