Bölüm 18: Seni Merak Ettim

796 103 16
                                    

Sen benim hikayem vardı
Senin sözün sonsuz akla gelen
Sadece bakmak edememek tarafından
kalbimde derin kazınmış olacak bir fotoğraf gibi
Ben tek anılarım birini toplamak edeceğiz
Ve kalbimde onları beslemek
Kokun rüzgar olmuş ve uzak uçtu
Bunu sonsuza kadar hatırlayacağım

Stray Kids/Han: Wish You Back

Şatonun bahçe kapısını sessizce açıp içeri girerken burnuma gelen solmuş gül kokusuyla yüzümü buruşturdum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Şatonun bahçe kapısını sessizce açıp içeri girerken burnuma gelen solmuş gül kokusuyla yüzümü buruşturdum.

"Buna inanamıyorum. Bu güller çok kötü kokuyor." Kendi kendime konuşup yavaş adımlarla şatonun bahçesinde dolaşırken etrafı incelemiştim. Buraya geldikten sonra sadece geceleri dışarı çıkabilmiştim. Bu yüzden bahçeyi detaylı görememiştim. Fakat şuan hava daha kararmamıştı; bu yüzden şatonun bahçesini daha net görebiliyordum.

Bahçedeki her şey soluktu. Güllerin çürük kokusu etrafı sarmıştı. Şatonun etrafını saran sarmaşıklar da solmuş görüntüsüyle kötü duruyordu. Eğer bu şatoyu sadece dışarıdan görseydim kesinlikle terk edilmiş sanardım.

Şatonun kapısının önüne geldiğimde adımlarımı durdurdum ve son kez kendime baktım. İyi göründüğümü düşünerek kapıyı çaldım ve geri çekilip, beklemeye başladım. Sanki bunu bekliyorlarmış gibi kapı hızla açılmıştı.

Kapıyı açan kişi Anna'ydı. Çok kötü görünüyordu. Meraklı, korkmuş ve sanırım biraz da ağlamıştı. Kapıyı açar açmaz beni görmesiyle hemen boynuma sarılmıştı.

"Tanrım. Aptal! Nerelerdeydin? Neden kaçtın? Seni çok merak ettik, haberin var mı? Lütfen lütfen bir daha kaybolma."

Gözyaşları omzumu ıslatırken ben de ona sarılmıştım. "Tamam tamam geçti. Bak buradayım artık. Geri geldim."

Yavaşça benden ayrılıp elbisesinin koluyla gözlerini silerken gülümsedi. "Hadi sen salona geç. Ben diğerlerine haber vereyim."

Kafamı sallayıp salona doğru yürürken şatonun her zaman ki sessizliği yüzünden tekrardan tüylerim diken diken olmuştu. Yavaş adımlarımla salona girdiğimde koltuklardan birisine oturdum ve Bang'ı beklemeye başladım.

Birkaç dakika sonra salonun kapısı hızla açılırken korkudan yerimden sıçramıştım.

"Hwang! İyi misin? Seni çok merak ettik. Tanrım üstüne bak. Yaralanmışsın da. Nereye gitmiştin? Buraya nasıl geldin? Kiminle geldin? Neden kaçtın? Anlat lütfen hepsini."

Bang'ın soruları karşısında elim ayağıma dolanırken, onun gözünden düşen bir damla gözyaşını parmağımla sildim ve gülümsedim.

"Ben iyiyim ve her şeyi anlatacağım. Ama lütfen sakin olun ve banyo yapmak istiyorum."

...

Selam! Yaptım yine bir şeyler. Umarım güzel olmuştur. 🥺🥺🥺

Bakın bakın şimdi sizlere ne atıcam!!!
🐻🐻🐻          🐻🐻🐻 
🐻🐻🐻🐻🐻🐻🐻🐻
     🐻⚫🐻🐻⚫🐻
     🐻🐻✖🐻🐻🐻
     🐻🐻🐻🐻🐻🐻
          🐻🐻🐻🐻
     🐻🐻🐻🐻🐻🐻
🐻🐻❤🐻🐻❤🐻🐻
🐻❤💗❤❤💗❤🐻
🐻❤💗💗💗💗❤🐻
     🐻❤💗💗❤🐻
     🐻🐻❤❤🐻🐻
     🐻🐻  ❤   🐻🐻
🐻🐻🐻          🐻🐻🐻

Sizler için 🥺 ficimi okuyan herkese çok teşekkür ederim. Oy ve yorum yapmayanlar da dahil🥺🥺🥺💕💕💕💕

 Oy ve yorum yapmayanlar da dahil🥺🥺🥺💕💕💕💕

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bakınız bebişler ~

Oy vermeyi unutmayınız!♡

Burgundy Velvet | ChanjinWhere stories live. Discover now