🌟 BÖLÜM 23 - SOSYAL MEDYA

272 13 0
                                    

SOSYAL MEDYA BİZİ NASIL ETKİLİYOR. ?
SOSYAL MEDYA KULLANAN İNSANLAR NEDEN DEPRESYONA GİRİYOR ?
İNSANLAR NEDEN MUTSUZ ?

BERABER GÖZ ATALIM.

Sosyal medya'da çok fazla vakit geçiren insanlar daha az vakit geçirenlere göre daha fazla depresyona giriyor. İlişkilerine zarar verecekler, bir zamana mal olacak. Bir paraya mal olacak ve hayatını daha da kötüleştirecekler.

İnsan olmak her saniye ikna edilebilir olduğun anlamına gelir.
Hangi dili konuştuğuna bakmaksızın, ne kadar zeki olduğuna bakmaksızın, birinin ne bildiğinden bağımsız, tamamen zihnin nasıl çalıştığı ile alakalı.

Biliyoruz ki çoğu büyük sosyal medya şirketleri, dikkat mühendisleri olarak adlandırılan kişileri işe alıyor. Ürünleri olabildiğince bağımlılık yapacak şekilde oluşturuyorlar.
Hepimiz sosyal onaylanma karşısında savunmasızız.
İnsanların bizim hakkımızda ne düşündüğünü gerçekten önemsiyoruz.
Herhangi bir platforma resmini koyduğun anda zihnimiz diğer insanların ne düşündüğü konusunda savunmasız.
Profil resmimize veya paylaştığımız resmimize yeni beğeniler geldiğinde kullandığınız uygulama bunu bilerek bize bildiriyor. Yeni beğenilerin var diye bildirim geliyor.
O anda savunmasız olduğumuzu biliyor. Çünkü biz yeni bir resim attığımızda önemsiyoruz. Sanırım bunu hepimiz hissedebiliriz ve sanki enfekte edilmişiz gibi.

Kafamızın arkasında büyük bir delik açıp virüsü enfekte ettiler.
Artık her an sosyal medyayı kullanarak geri bildirim arıyoruz.
Cep telefonlarımız ve sosyal medya ile ilişki kurmanın dopamin adı verilen bir kimyasal salgılattığını biliyoruz. Dopamin tamamıyla sigara içtiğimizde, alkol aldığımızda ve kumar oynadığımızda mutlu eden kimyasaldır. Başka bir deyişle yüksek oranda bağımlılık yapar.

Koca bir nesile dopamin adı verilen kimyasal bağımlılık yapan maddeyi verin yüksek bir stres ile başa çıkma mekanizmasını geliştiremezler.
Hayatlarında gerçek bir stresle karşılaştıklarında bir insana dönmek yerine, sosyal medyaya dönecekler. Geçici rahatlama veren şeylere dönecekler.
Yani sigarayı birden tüm dünyada yasaklasalar insanlar cinayetler ve intiharlara yönelebilirler. Aynı şekilde şuan sosyal medyayı yasaklasalar insanlığın çoğu özellikle gençler buna çok büyük bir tepki verir ve büyük psikolojik bir savaş mücadelesi verirler.
Asla kolay olmaz hatta ağlayan ve çok üzülen belki intihar edebilen kendine zarar verebilen insanlar olacaktır. İşte sosyal medya böyle bir bağımlılıkla bizi içine haps etti.

Bilime göre net bir şekilde biliyoruz ki sosyal medyada çok zaman harcayanlar daha çabuk depresyona giriyorlar. Bu bir sorun, bu bir bağımlılık.
Dinlemen ve konuşman gereken insanlarla bir toplantıdaysan ve telefonunu masaya koyuyorsan, benim için o kadar önemli değilsin.

Bağımlı nesilin yardım isteme beceri setine sahip değil.
Sosyal medya çok iyi oldukları gerçeğiyle birleştiğinde.
Herşeye filtre koymakta iyiler.
Ne kadar akıllı ve güçlü olduklarını göstermede iyiler.
Depresyona girmiş çocukların instagramına bakarsan, depresyonda olduklarına dair ipucu bulamazsın. İnsanlar hayatlarını normalde olduğundan daha güzel gösteriyor.
İnsanlar gerçekten mutlu olduğu anların fotoğraflarını paylaşır.
Fotoğrafların daha iyi gözükmesi için değiştirirler.
Kısaca olduklarından daha iyi görünürler. ( Ne kadar aciziz görüyor musunuz )
Normalde olduklarından daha mutlu görünürler. (Gülme ve gülümsemeler)
Eğer instagramda herhangi birinin profiline bakıp, herkes çok mutlu ve güzel ama ben bu kadar iyi görünmüyorum. Mutlu değilim, berbatım.
En mutlu görünen insanlardan bazıları aslında en mutsuz insanlardan bazılarıdır.
(Yanında gülerdi ama o evde yalnız ağlarmış) diye laflar vardı ya işte o mesele.
Sosyal medya gerçek değil.
Gerçek hayatı görmüyorsun.
Hayatımızın %90'nını ona veriyoruz.
Sahne arkasına yani gerçek insanlara baktığında nezaketsiz, filtresiz, sıradan hayatlar görürsün. Hayatının arka planını başkalarının sahte iyi anlarıyla kıyaslarsın.
Nasıl görünmen gerektiğini başkalarına bakarak karar verirsin.
Nasıl başarılı olman gerektiğine.
Ya da nasıl yaşaman gerektiğine.

Kendini başkası gibi olma baskısından kurtardığında kendinle baş başa kalacaksın ve kendinle daha mutlu olacaksın.
Bunun depresyona neden olduğunu biliyorlar.
İstemediğin şeyleri kafana enjekte ediyorlar.
Hayatlarımız kaçınılmaz olarak şeffaf hale geliyor.
Yani bizi bizden daha iyi tanıyorlar.
Parmak izlerimiz.
Yüz tanıma sistemleri.
Konumlarımız.
Sağlık sistemlerimiz.

Herşeyini bilen seni yönetir, yönlendirir.

"FARKINDALIĞINIZ EN BÜYÜK SİLAHINIZDIR"

KİŞİSEL GELİŞİM Onde histórias criam vida. Descubra agora