Yirmi yedinci Bölüm

Start from the beginning
                                    

"Son gaz hemde."

"Çekil be şurdan! Sülük gibi yapıştın kıza. Boncuğum sen niye bana sarılmıyorsun?" Güney yavrum Kuzey'i adeta duvara yapıştırarak beni kolları arasına aldı.

Kollarımı hızlıca boynuna doladım "Güney'im." Güney'le aramızdaki bağ daha farklıydı. Dördümüz ne kadar birbirimize benzesekte içimizde en duygusal olan Güney ve bendik.

"Bu sefer ki gidişte seni de mi yanımızda götürsek boncuk göz? Çok özledim." Diyerek yanağımı öptü uzunca.

Ay keşke! Sırıtarak Poyraz abime baktım. Tek bakışımdan bile ne dediğimi anlayan biri olarak kaşlarını hafifçe çatarak kafasını iki yana salladı.

Ne yani gizlice onlarla kaçamaz mıydım?

"Nereye götürüyorsun lan ikizimi?" Dedi Toprak. Yüzünde saklayamadığı bir gülümseme vardı. Güney de gülerek ona baktı "Çalıyorum lan Yaprağı. O artık bizim üçüzümüz."

"Daha çok beklersin." Dedi Toprak. Ben aradan çekildiğimde ikisi sarılmıştı.

"Kıskanma koçum seni de alırız yanımıza." Dedi Kuzey de.

Onlar kendi aralarında atışmaya devam ederken ben Çağdaş abiye yöneldim. Gözlerimi büyüterek onu süzdüm  "Oo yakışıklı sizi buralarda görmek gözlerimi yaşarttı."

Çağdaş abi, Ediz abimin tam olarak yan çarıydı. İkisi de aynı yaşta ve ikisi de tam bir pilavboydu. Neyse ki kendisi gönlünü birine kaptırabilmişti.

Darısı artık Ediz abime.

Çapkınca sırıtarak o da beni süzdü "Oo fıstık bakıyorum büyümüşüz. En son boyun belime falan geliyordu. Gerçi bakıyorum da hala öyle..."

Gülerek elimi yumruk yapıp omuzuna vurdum "Boyumla dalga geçeceğine yenge hanımdan söz et. Senin ayran gönlünü kim kaptı merak ediyorum doğrusu." Yenge hanım dediğimde gözleri parlamıştı sanki. Vay be, Çağdaş abiye bak sen.

Kolunu omuzuma attı "Valla ne sen sor ne ben anlatayım, fıstığım." Dedi hülyalı hülyalı.

Lan yılların pilavboyu bildiğiniz aşk böcüğü olmuş. Ama ben bununla elli yıl dalga geçerim!

Sırıtarak yanaklarını sıktım "Oy oy oy aşk böcüğü mü oldun sen kız!" Yüzünü buruşturdu "O ne lan küfür gibi!"

"Ondan olsa olsa bok böceği olur, güzelim. O yüzden iki kez düşün derim." Dedi ediz abim.

Ben kahkaha atarken Çağdaş abi, Ediz abime yumruk atmıştı. Evet, cidden yumruk atmıştı. Neyse ki iz bırakmayan hafif bir yumruktu.

Onlara gözlerimi devirerek geldiğinden beri sessiz olan amcama döndüm. Siyah saçlarına ak düşmüştü ama yaşına göre hala heybetli ve dik duruyordu. Gözlerim dolmuştu onu görünce. Her gördüğümde babamı anımsıyordum. Gülümseyerek bana bakıyordu. Koşarak hızlıca beline doladım kollarımı.

"En sevdiğim amcam gelmiş!"

Kendisi benim manevi ikinci babamdı. Babamın ikiziydi.

Tek sorun ise çift yumurta ikizi olmalarıydı. Çok isterdim gerçekten babamı hep karşımda görmek. Ama belki de böylesi daha iyi olmuştur.

𝗗𝗶𝗸𝗸𝗮𝘁: 𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗩𝗮𝗿!Where stories live. Discover now