Yirminci Bölüm

28K 1.9K 1.7K
                                    

İyi Okumalar :D

•••

Derin bir nefes alarak aşağı indiğimi belli etmek için her zaman ki gibi ayaklarımı vura vura merdivenlerden inmeye başladım.

Sanki az önce konuşulan hiçbir şeyi duymamışım gibi üzgün ve mahvolmuş yüz ifademle biricik ediz ve rüzgar abimle konuşmaya gidiyordum.

Aslında bakarsak üzgün ve mahvolduğum kısmı pek yalan sayılmazdı. Üzerime büyük bir iftira atılmıştı. Bunun altından nasıl kalkacağımı bile bilmiyordum. Bundan da öte sırf aptal bir ceza yüzünden bu hayatta sırtımı dayadığım insanlar bana sırtını dönmüştü.

Hemde en çok onlara ihtiyacım varken.

Gözlerim tekrar dolduğunda son basmakta durarak kafamı havaya kaldırıp elimle hava yaptım. "Yaprak ağlama artık be kızım. İyice sulu göz oldun çıktın he." Diye kendimi teselli ede ede gözyaşlarımı geldiği yere geri gönderdim.

Bu arada içeri de ki seslerde beklediğim gibi kesilmişti. 

Yavaş adımlarla içeri girdim. Hepsi tahmin ettiğim gibi rahatsızca koltukta oturuyorlardı.

Hepsini görebileceğim tekli koltuğa oturarak yüzlerine baktım tek tek. Hiçbiri bana bakmıyordu. Daha doğrusu bakamıyorlardı.

"Ediz ve rüzgar abi konuşabilir miyiz? Yoksa poyraz abim size her şeyi anlattı mı?" Sesim uzun süre ağladığım için pürüzlü ve kısık çıkmıştı. Hafifçe öksürerek sesimi düzelttim.

Ediz abimle göz göze geldik. Gözlerimin halinden olsa da gerek yüzünü buruşturarak bakışlarını kaçırmıştı.

"Ediz abi?" Dedim tekrar bana bakması için.

Rahatsızca oturduğu yerde dikleşti "Bak yaprak senin böyle bir şey yapmayacağını biliyorum. Sen böyle birisi değilsin..." durarak poyraz abime kısa bir bakış attı. Sonra kahverengi gözlerini gözlerime dikti "Ama abim kamera kayıtlarını izletti ve bütün her şey senin yaptığını gösteriyor, güzelim."

Sinirle yüzümü buruşturdum. "Bana güzelim deme. Cümlenin başında kardeşinin bir hırsız olduğunu ima ederken sonunda güzelim demen gerçekten yapmacık duruyor, abi." Dedim gözlerinin içine bakarak.

Yüzündeki ifade birkaç saniye içinde değişmişti. Şaşkınca kaşlarını çattı.

Onların bana inanmadığını bilen ben şu an tam olarak ağlardı herhalde ama nedense ben şu an ağlamak yerine sinirimi dışarı vumayı tercih ediyordum.

Umarım onları duyduğumu anlamazlardı.

"Yaprak be-" diyen ediz abimi umursamadan rüzgar abime döndüm. "Rüzgar abi? Sende benim bir hırsız olduğumu düşünüyor musun diğer abilerim ve bir tanecik ikizim gibi?" Derken toprağa yandan bir bakış atmayı ihmal etmemiştim ama o da mavi gözlerini rüzgar abim gibi benden kaçırmıştı.

Şu an içlerinde en zorlanın toprak olduğunun farkındaydım. Çünkü aralarında yine en duygusalı ve böyle şeylere gelemeyeni oydu. Ayrıca çok belli etmese de benden uzak kalamazdı.

Eh, bakalım bu olay bittikten yanında ikizini bulabilecek misin seni maymun suratlı toptoş.

İçimden gülmek gelse de yüzümü ifadesiz tutarak oturduğu yerde can çekişen rüzgar abime odaklandım. Bakışlarını benim yüzüm dışında bütün odada gezdiriyordu.

"Tabiki de hırsız değilsin yaprak. Kimse sana hırsızsın demiyor ama.." durdu. Tek kaşımı kaldırdım "Ama kamera kayıtları yüzünden sende benim yaptığımı düşünüyorsun öyle mi?" Hiçbir şey diyemeden sustu.

𝗗𝗶𝗸𝗸𝗮𝘁: 𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗩𝗮𝗿!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin