Yirmi birinci Bölüm

28.8K 2K 1.7K
                                    

Medya: Ediz Çağlayan

İyi Okumalar :D

•••

Üzerimde hissettiğim ağırlıkla rahatsızca yerimde kıpırdandım.

Başım çatlayacak derecede ağrıyordu ve hangi 100 kilo ağırlıkta ki varlık üzerime öküz gibi yayılmışsa ağrıdan ölmem için uğraşıyor olmalıydı. Çünkü başımın ağrısı zaten yeterince sancılıyken bir de nefes almamı engelliyordu gerizekalı.

"Uyu yaprak." Toprağın mırıltısı ve boynuma çarpan nefesiyle kaşlarımı çatarak hızla gözlerimi açtım.

Lan ne oluyor? Toprak ne alaka? Ben en son Ege'lerde değil miydim?

Hem bu niye okula gitmemiş?

Kafamı yana çevirdiğimde daha doğrusu çevirmeye çalıştığımda toprağ'ın saçlarıyla karşılaştım. Zira kendisi hayvan gibi üzerime yayılmış yatıyordu.

Hass... benim rüya zannettiğim ediz abim ve rüzgar abimin sesi rüya değildi ki. Sinirle alnıma vurdum elimle.

Artık eminim, ben uykumdayken kaçırılsam asla anlamazdım.

Şaka gibi uyurken beni eve getirmişlerdi. Manyak mı bunlar? Ben zaten eve gelmek istesem neden evden gideyim?

Gözlerimi devirerek toprağın belimdeki kollarını itekledim. "Toprak çek kollarını, kalkacağım." Sülük gibi yapışmış bir de. Yapışkan ya hem abimin sözde 'ceza' oynuna alet oluyor hemde yanıma yatıyor.

Belimde ki kollarını sıklaştırdı. "Gece boyunca hiç uyumadım ve deli gibi uykum var. Bu yüzden uyumama izin ver yaprak."

Ah canım benim sen gece boyunca uyumadın mı? Aman aman... bana ne lan! Abime uymadan önce düşünecektin sen onu top.

Bak artık toş'u bile sildim direkt top.

Ellerimi omuzlarına koyarak itekledim "Toprak, bak çıldırtma beni kalk üzerimden. Ve mümkünse benden kilometrelerce uzağa git. Zaten benim burada ne işim v-"

Hızla kafasını kaldırdı. Kaşlarını çatarak gözlerime baktı "İkiziz biz farkında mısın?"

Suratını gördüğümde yüzümü buruşturmadan edememiştim çünkü mavi gözlerinin içi kızarmış ve gözlerinin altında mor halkalar oluşmuştu.

Cidden uyumamış mıydı? Suratının haline bak. Alt tarafı bir gece eve gelmedim be.

Toprak gerçekten gizli hassastı. Göründüğünden daha fazla duygusaldı aslında. Bende fazla duygusaldım. İkimizde duygularımızı tepelerde yaşardık sadece o duygularını saklamakta benden daha iyiydi.

Ama şimdi bakınca karşımda duygularını gösteren apaçık bir toprak vardı. Pişman ve yerince üzgün duruyordu.

Şu an ona sarılıp üzülmemesini söylemek istiyordum ama sonra aklıma poyraz abimin planıma uyduğu geliyordu.

"Toprak gerçekten kalkmam gerekiyor, çıkar mısın?" Dedim gayet mesafeli ve soğuk sesimle.

Böyle soğuk soğuk konuşmak hiçte benlik değil. Özellikle abimlere ve toprağa karşı. O kadar alışığım ki dalga geçerek rahat rahat konuşmaya şimdi yüzüne bakınca ciddiyetim bozulacak gibi oluyordu.

Birkaç saniye yüzüme baktı üzgün üzgün, sonra kollarını çekti. Hızla yataktan kalktım. Elimle odanın kapısını gösterdim "Çık odamdan."

Ayağa kalkarak yanıma geldi ve ellerimi tuttu "Yaprak lütfen böyle davranma."

Sanki ben çok mutluyum böyle davranmaya...

𝗗𝗶𝗸𝗸𝗮𝘁: 𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗩𝗮𝗿!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin