Yirmi dördüncü Bölüm

29.9K 1.9K 1.8K
                                    

İyi Okumalar :D

•••

Ağzım açık şaşkınlıkla abime ve karşısında ki adamın tuttuğu parmağına bakıyordum. Adamın parmağından gelen çıt sesi ardından odada büyük bir sessizlik olmuş ve daha sonra ise kızın çığlığı ve adamın kulaklarımızı şenlendiren küfürleri duyulmuştu.

Oha lan!

Abim, adamın parmağını mı kırdı harbiden?!

Dehşetle ona baktım.

Yok ya kırmamıştır kırmamıştır, en fazla çatlamıştır canım... yani öyle olmuştur, değil mi?

"Bir daha, tek bir kez daha o ağzından tehdit içerikli bir şey çıkarsa, hele ki kızıma karşı çıkarsa o zaman sikerim seni!" Yakalarından tuttuğu gibi bu sefer yumruğu gömmüştü suratına.

Kızlardan ikinci bir çığlık daha yükselirken bu sefer adam yere devrilmişti.

Gözlerimi büyüterek abime baktım.

Ne oluyor lan? Kim fişekledi bu adamı? Ne bu şiddet bu celal?

Adam bu sefer daha ilginç küfürler sarfetmeye başlamıştı. "Şş, bakma." Ediz abim kafamı göğsüne bastırarak tek eliyle kulağımı kapadı.

Kaşım göğsüne değdiğinde sızlamıştı. İnlememek için dudaklarımı ısırmaya devam ettim.

Her gün küfürleriyle kulaklarımı şenlendiren kendisi değilmiş gibi kulaklarımı kapatma cabası gerçekten komikti doğrusu.

"Sen nasıl bir kralsın, Poyraz reis." Ege'nin heyecanlı sesi kulağıma geldiğinde üşenmeden gözlerimi devirdim.

"Şimdi al kızını, siktir git burdan."

Bu kadar açık sözlülükte ne bilim yani...

"Bu burda bitmedi!" Diyen adamın sesi kulaklarıma geldi ardından ise kapının açılıp kapanma sesi.

Sanırım gitmişti.

Bo bordo botmodo! Bir bok yapamazsın sen, sümsük herif!

"Yaprak..." Hemen yanımda Rüzgar abimin sesini duymuştum. Ardından ise saçlarımı okşayan ellerini hissettim. Kafamı Ediz abimin göğsünden kaldırarak ona baktım.

Sanki ağzımı burnumu kırmışlar gibi dehşetle suratıma bakakaldı.

Suratı öyle komik bir hal almıştı ki gülmeden edemedim "Ölmüyorum ölmüyorum, sakin." Kaşımdan gözüme doğru akan kanı hissettim.

Lan dur artık dur!

Artık kan olmaktan ıslanmış ve kırmızıya boyanmış gömleğimin koluyla tekrar kanı sildim. Ama sildiğim kanın yanaklarıma yayıldığını hissediyordum. Ve üstüm kan kokuyordu. Kusucam lan şimdi. Midem kalktı.

Ediz abimin tişörtü de kan olmuştu sayemde.

"Siktir, bu yüzünün hali ne lan senin?!" Diye bağırdı ediz abim.

Evet, az önce kulaklarımı kapatmaya çalışıyordu değil mi?

Gözlerimi devirdim. "Derin derin nefes alın ve sakin olun, tamam mı? Ben iyiyim." Dedim tane tane.

Rüzgar abim hızla yüzümü avuçları arasına aldı. "Kim yaptı bunu?! Yaprak, güzelim bir tanem söyle, ne oldu?" Endişeli harelerini yüzümün her tarafında gezdiriyordu.

𝗗𝗶𝗸𝗸𝗮𝘁: 𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗩𝗮𝗿!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin