Kod Adı: Mersin

Kimsin

Adamı ağaçların arasında kaybedince küfür mırıldandım. O adamı yakalayıp binadakilerin gözüne girebilirdim.

Arkamdan gelen yaprak sesleri ile hızla arkamı döndüm.

Karşımda gördüğüm adam elime tekme atınca silahım iki metre uzağa düştü.

Karşımdaki adam bana hınzırca sırıtınca derin bir nefes aldım ve eşkalini çıkarmayı kolaylaştıracak ipucuları elde etmeye çalıştım.

Kolunda dört farklı dövme vardı ve bu onu tanıyabilmek için yeter de artardı.

Dövmelerinin ilki sağ kolunun iç dirseğinin birkaç santim aşağısındaydı.

Maça kartındaki sembol siyah renk ile yapılmıştı.

İkinci dövmesi sağ üst kolundaydı. Duruş açısından net göremiyordum. Sadece yazı olduğunu ayırt edebilmiştim.

Üçüncü dövmesi sol kolunun dirseğinin içine yakın bir noktada beş santim çapında bir güldü.

Gördüğüm son dövmesi ise sol üst kolundaki basit bir uçaktı.

"Dövmelerim hoşuna gitti galiba," dedi sırıtarak.

"Kimin iti olduğunu öğrenmem için gerekli sadece," dedim.

"Kim olduğumu öğrenmek için o kadar uğraşmaya gerek yok. Kime sorsan tanır," dedi.

"Uğraştırma da söyle. Kimsin?" diye sordum.

"Bu konuyu yatakta konuşmaya ne dersin?" diye sorunca "Ya da cenazende ismini öğrenirim," dedim.

Bu dediğime gülerek gidecekken omzundan ittirdim ve "Nereye gitmeye çalışıyorsun?" diye sordum.

"Bak sana acıdım, çekil önümden," dedi.

"Kendin çeksene," dedim.

Kolunu bana doğru hareket ettirecekken kenara kaydım ve bileğini tutup kolunu ters çevirdim.

Bu duruma sırıtmaya başlamıştım ki kafasını geriye attırıp kafama vurdu.

Burnumdan kanlar akarken refleks olarak geriye çekildim.

Yüzüme sert bir yumruk atmak istiyorken yumruğunu dirsek bloğu ile durdurdum ve karnına tekme attım.

İkimiz de bu hamlemden dolayı birkaç adım gerilemiştik.

Kendimizi toparladığımızda birbirimize baktık.

Birbirimizin gücünün farkına varmış olmanın getirdiği düşünceler ile en iyi taktiklerimizi düşünüyorduk.

Aklıma gelen fikirle hızla ona doğru koşmaya başladım.

O da ne yapacağını kararlaştırmış ki bana doğru hızla geliyordu.