HARGREEVES MALİKANESİ / 03:07
Tüm akademi günün yorgunluğunu bir kenara bırakmış, son derece uykularının tadını çıkarıyorlardı. İşler her ne kadar da tuhaflaşsa bile gece onlar için hep bir çıkış yoluydu. Sadece değil, ailesinden uzak olsa da umudunu kaybetmeyen Hailey için de kafasındaki düşüncelerden geçmek için de bir çıkış yoluydu. Zira, hala kardeşleri olduklarını söyleyen insanlar arkasından bir haltlar çeviriyor olabilirlerdi.
Five uzun zamandır tadını alamadığı uykunun ortasından ufak bir tıkırtı ile uyanmıştı. Üzerindeki çarşafı hafifçe kaldırarak baş ucundaki saatine baktı. Saat gecenin üçü iken kim tıkırtı çıkarabilirdi ki? Yataktan hafifçe doğruldu ve etrafına bakındı. Kapıda el kadar ufak karton bir kutu vardı. Yataktan gergince doğrularak kapısının önüne bakmaya gitti. Kutunun üzerinde ufak kağıdı açtı ve okudu;
"Kardeşlerine zarar vermemi istemsan Komisyon'a gel.
-El "
Five bir küfür savurmanın ardından üstünü değiştirerek uzun zamandır ayak basmadığı Komisyon'a girmeye hazırlandı. İçinden geçirdiği tek şey ise Hailey'i bir önce olabildiğince sağ bir şekilde eve getirmekti. Bunları düşünerek kendini Komisyon'un isli duvarlarıyla dolu binasına kendini ışınladı. Gelir gelmez dumanların lekesiyle kaplanmış, beyaz kaliteli boyası soyulmuş duvarlara bakarken buldu yeşil gözlerini. (Gözlerinin hangi renkte olduğuna dair hala bir fikrim yok odwekijşlöşk) Yere sıçrayan ve temizlenmediği için kuruyan kan lekelerine baktı. Buraya gelme amacını hatırlayınca gerginlikle dolu bir sesle eski ortağının ismini ağzına aldı.
"El hangi cehennemdeysen çık ve ne bok istediğini söyle."
30 saniye bile geçmeden kapısı kırık ofislerden birinden elinde belgelerle Elizabeth.
F- Seni adi pislik.
E- Hey, olgun yetişkinler gibi konuşalım ha? Böylece herkes istediğini alır.
F- Kafamı çalışan uçak motoruna sokarım daha iyi.
E- Bence bu kadar asabilik senin için fazla.
F- Buna sen mi karar vereceksin?
E- Yeni patronun olarak evet, evet ben karar vereceğim.
F- Ne saçmalıyorsun ?!
E- Bak Five, sana bir teklifim var.
F- Elini çabuk tut.
E- Sen istediğin şeyi alırsın, bende benimkini.
F- Ben bir şey istemiyorum. Sadece lanet olası kardeşimi ver.
E- Ben de tam oraya geliyordum. Kardeşinin hayatta olduğundan bile emin değilken bana karşı çıkman biraz hayret verici açıkçası.
F- Ona ne yaptın ?!
E- Bilmem, orasını sonra söylerim.
F- Ona bir şey yapsaydın canımı yakmak için söylerdin.
E- Her zaman bu yönüne imrenirdim biliyor musun? Hep hızlı düşünürsün. Şimdi, bilmecelerden sıkıldıysan ben de anlaşmama geçiyorum. Sen 647'nin iyi olduğundan emin olur, hatta onunla iletişime geçebilirsin. Hala hayattaysa tabii.
F- Peki senin bundan çıkarın ne?
E- Sen.
F- Berbat şaka, şimdi gerçekten ne istiyorsun onu söyle.
E- Seni Komisyon'da görmek istiyorum Five.
F- Huh, bu boktan yerin hala iş görebileceğini düşünüyorsun anlaşılan.
E- Açık sözlü olacağım. Burayı yeniden inşaa edeceğiz. Canice katlettiğiniz süikastçıları tekrar bir araya getirecek, burayı yeniden Uzay Zaman Sürekliliğindeki en güçlü şirketlerinden biri haline getireceğiz. Bir nevi küllerden doğma. Senden bahsettiğim yer ise, seni buradaki en güçlü seri katillerden biri yapmak istiyorum.
F- Kabul edeceğim ne malum?
E- Haklısın, kabul etmeyeceksin. Seni buna zorlayacağım.
Five Eliza'nın ne demek istediğini anlamıştı. "Ya bize katıl, ya da canını yakarım."
F- Düşünmem gerek.
E- Sen bilirsin. Ama şu an ailenin güvenliğinin sağlanması için tek çıkış yolu benim.
Five ellerini pantalonunun ceplerine yerleştirerek arkasını döndü ama duyduğu cümle onu sinir küpüne dönüştürmüştü.
E- 2 Güne kadar cevap alamazsam külahlar değişir ortak.
F- Al ortağını, kıçına sok.
***
Evet, uzun zamandır yoktum. Ama oruç tutarken kafam bi güzel oluyo mal mal şeyler yazıyorulöşçkişl Biraz saldım ama toparlayacağız inş. Ha, unutmadan söyleyim; Yorum atar mısınız? Cidden yorum atmadığınızda beğenmediğinizi düşünmeye başladım :/ Bok gibi olmuş deyin, kıçım daha güzel deyin ama yorum atın bea. Sizi seviore aşklar U3U
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paralel evrenden gelen üye / The Umbrella Academy
Fanfiction''Tek bir şartım var.'' Kızın sesi durgunlaştı. ''Nedir?'' dedi ağlamaklı bir ses tonuyla. Ancak cevabı duyunca beyninden vurulmuşa dönmüştü. ''Bu evrendeki akademiye gelmeni istiyorum.'' dedi Reginald Hargreeves soğuk kanlılığını korumaya çalışarak...
