Bölüm- 36 "Yeni başlangıçlar"

855 90 43
                                    

Bütün kardeşler masanın içinde toplanmış, babalının gelip onlara onun çalışmalarıymış gibi davranarak "otur" emrini vermelerini bekliyorlardı. Herkes Five'a göz ucuyla bakıyordu çünkü bir şeyler sakladığı apaçık ortadaydı. Sabahtan beri konuşmuyor, sorulan sorulara sadece kafa sallamakla yetiniyordu. Gerekmedikçe kimsenin yüzüne bakmıyor, hareket etmiyordu. Adeta ölü gibiydi, duygusal olarak çökmüş durumdaydı ama bunu asla belli etmemeye alşıyordu. Bunu çok fazla başaramadığı için de kardeşleri onun adına üzülüyorlardı. Nasıl cürret ederdi ki kardeşlerinin yüzünden unutmuş oldugunu? Kim yapabilirdi böylesine zor ve acı veren bir şeyi kardeşlerine söylemeyi? Yıkılırlardı. Diego veya Luther safra. Allison veKlaus'un halini tahmin bile edemezdi. Onlardan bunu bir süre saklayabilirdi, evet. Ama babasından nasıl saklayacaktı? Masaya geldiğinde o da farkedecekti onun bu halini. Salak çaresizliği ile derin bir iç çekerken bablarının ayakkabılarının boğuk tıkırtısı duyuldu. Bu ses duyulur duyulmaz koca malikaneyi buz gibi bir gerginlik kaplardı. Ne acı ki kimse buna itiraz etmezdi.

R- Oturun. (Şuradan birtan çarpıcam şimdi)

Bunu söylemesiyle herkesin aynı anda sandalyesini çekip masaya oturması bir olmuştu. Grace sırayla herkesin tabağına yeme yemeği koydu ve herkes ellerine çatal ve bıçaklarını ellerine alarak yemeğe başladı. Yemeğin sonlarına doğru Reginald elindekileri tabağının kenarına bıraktı. Bu hareketi herkesin dikkatini çekmişti.

R- Yemekten sonra odama gel numara beş. (aha şimdi sıçtı)

Five her ne kadar tedirgin olsa da bunu belli etmeden babasına cevap verdi.

F- Pekala.

Herkesin babalarının bu kararına hak vermişti, çünkü çok garip davranıyordu.

***

R- Gir.

Beş kapıyı kapatıp babasının önüne dikildi.

R- Numara sekiz'in kayboluşu hakkında bir fikrin var mı?

F- Yok.

R- Çıkabilirsin.

Beş odadan çıkarken babasının sadece bir soruyla geçiştirdiğine anlam veremiyordu.

***

E-Al.

Ethan kardeşinin elindeki kahveyi alırken konuştu.

ET- Sence doğru şeyi mi yapıyoruz El?

E- Ne saçmalıyorsun? Tabii ki de doğru şeyi yapıyoruz. Zafere ulaşmamıza çok az kaldı. Sadece biraz sabırlı olmamız gerek o kadar. Sonra Five da elimize düşecek.

ET- Gidip biraz kestireceğim. Uyanırsa beni uyandır.

E- Pekala.

Ethan sadece bir yudum yaptı kahvesini masaya bırakarak odasına girdi ve kapıyı kapattı. Dışarıda masmavi bir hava hakimdi. Komisyon'un yanmış, kan kokusundan geçilmeyen odalarından birkaç onlar için yeni bir umut doğuyordu. Yeni bir başlangıç.

22:09

Elizabeth bilinçsizce yatan kıza bakıyordu nefretle. Abisine onca şey yaşatmış, sonra da 'İTC nin en iyi süikastçısı' ünvanını almıştı. Bilmiyordu onu kendi arabsıyla denizde ölüme bıraktığında onun abisi için ne kadar endişelendiğini. Kaç ameliyat geçirdiğini, psikolojisinin nasıl altüst olduğunu .. Oysa ki sadece 14 yaşında bir çocuktu. Acımasız bir katil olduğunu kim tahmin edebilirdi ki? Ya da intikam ateşiyle yanıp tutuştuğunu? Öfkesi gücüne güç katıyordu. Bunları düşünürken Hailey'in kapalı gözlerine iğrenmişcesine bakıyordu. Fakat aklındaki bütün düşünceler baktığı gözlerin kirpiklerinin kırpışmasıyla kesildi. Yavaş yavaş oynayan parmaklarına şaşkınlıkla baktı. Oturduğu sandalyeden bir çırpıda kalkıp abisinin olduğu kapıya vurmaya başladı.

E- Ethan aç şu kapıyı! Uyanıyor!

Ethan aniden kapıyı açıp kızın olduğu odaya girdi.

H- S-sen kimsin?! Ben nerdeyim!?

ET- Hey hey hey sakin ol. Sana zarar vermeyeceğiz.

H- Yalan söylemediğiniz ne malum?

ET- Bak, amacımız sana zarar vermek değil. Bizi hatırlamıyor musun küçük kardesşim?

H- Ne saçmalıyorsun lan?!

E- Ethan bırak ben halledeyim.

ET- Peki.

E- Bak Hailey-

H- Adımı nereden biliyorsun?!

E- Bir dinle-

H- Derhal cevap ver ya da avazım çıktığı kadar bağırırım!

E- Bir kaç gün önce ufak bir kaza geçirdin ve biraz hafıza kaybı yaşadın. Şimdi oldu mu?

H- Siz kimsiniz peki?

ET- Kardeşlerin. (AY YOK EBEN)

H- N-ne?

E- Bak sana her şeyi anlatacağız ama şu an sadece bize güvenmen gerek.

Hailey onlara inanmayan gözlerle baktı ama geri aldığı bakışlar samimi, dost canlısı bakışlardı. O kadar iyi oynuyorlardı ki rollerini, Hailey gibi açıkgözlü biri bile içten içe inanmaya başlamıştı yalanlarına.

H- Su verir misin?

E- Tabii.

***

H- Şimdi senin de mi güçlerin var?

ET- Evet, zihinleri kontrol edebiliyorum.

H- Hafıza kaybı yaşamama rağmen güçlerimi kullanabiliyor olmam ilginç.

E- Evet, orası biraz doğa üstü.

H- İTC ye ve Komisyon'a ne oldu? Neden bu haldeler?

E- Uhhhm...

ET- Bir saldırıya uğradık. Ama şuan küllerimizden doğacağız. Hep birlikte.

H- Böyle bir abim olduğu için şanslıyım. (Ne diyon yavriim:()

E- Kahve isteyen var mı?

H- Biraz başım ağrıyor, dinlensem iyi olacak. Ama yine de teşekkürler El.

E- Önemli değil. Ethan, biraz dışarıda konuşmaya ne dersin?

ET- Peki?

Eliza Ethan'ın kolundan çekerek balkona götürdü.

E- Sence yuttu mu?

ET- Evet, fazlasıyla.

E- Bu kadar iyi bir oyuncu olduğunu bilmiyordum.

ET- İltifat olarak farz ediyorum.

***

Ekşınlı bir bölüm oldu bebeklerim umarım beğenmişinizidr yorumlarınızı eksik etmeyin pls:')





Paralel evrenden gelen üye     /   The Umbrella AcademyWhere stories live. Discover now