Bölüm- 32 "ofisteki ses"

899 101 11
                                    

Grace mutfaktan ufak zili alıp merdivenin başına geldi ve zili hafifçe salladı. Akademideki herkes biliyordu ki bu ses yemeğin hazır olma sesiydi. Yavaş yavaş tüm kardeşler toplandı, babalarını beklemeye başladı. En sonunda Reginald da geldi ve 'oturun' emrini verdi. Tüm çocuklar oturdu ve yemek yemeğe başladı. Herkes önündeki tabak ve düşünceleri ile baş baş başa iken yukarıdan gelen gürültü ile hepsi kafalarını oraya çevirmişti. Reginald kaşlarını çatmış, elindeki çatalı ve bıçağı tabağının kenarına bırakıp yanda duran Pogo ya emir verdi.

R- Pogo, gidip neler olduğuna bak.

P- Emredersiniz efendi Reginald.

Pogo bastonunu kavrayarak merdivenlerden çıktı. Muhtemelen sesin geldiği odaya, yani Reginald ın çalışma odasına gidiyordu. Herkes tedirgince yemeğini yemeye devam etti. Bir-kac dakika sonra da Pogo geldi ve konuştu.

P- Efendim, bunu sizin görmeniz gerek.

Reginald sofradan kalktı ve Pogo ile çalışma masasına gitti.

H- Bir haltlar çeviriyorlar.
D- Katılıyorum.
A- Bilemiyorum Diego.

Herkes önüne döndü ve yemeğine devam etti.

***

Aksan olmasına rağmen Reginald hala gelmemiş, masadan kalktıklarından beri ne Pogo yu ne de Reginald ı gören olmamıştı. Çoğu kardeş bunu fırsat bilip ödevlerini yapmamıştı. Bunların içinde Hailey de vardı. Odasında öylece oturmuş müzik dinliyordu. Zira, buna ihtiyacı vardı. Içinden hayatının nasıl bu kadar hızlı geliştiğini sorgularken dolabından bir çizgi roman alarak sayfalarını karıştırmaya başladı.

H- Ah wonder women keşke bende senin kadar rahat olsam.

Arkasında duran pencerenin açılma sesiyle yüreği ağzına gelmişti. Siyah kar maskeli bir adam yangın merdivenlerinden yukarı tırmanırken o da odadan daha doğrusu adamdan kaçmak için yatağından çığlık atarak kalktı ve kapıya koştu. Kapının kolunu zorladığı an aklına dank eden düşünceyle kendine milyarlarca kez yumruk atmak istedi o an. Kapıyı kitlemişti! Adam camdan içeri girdi ve yavaş yavaş Hailey in üstüne yürüdü. Hailey arka arkaya geri çekilirken sırtı odasının kapalı kapısına çarptı. Artık daha fazla dayanamayan Kız adamın yanından kaçtı ve yatağının altından ufak bir silahı alıp kafasına dayadı.

H- Kimsin neden geldin ne bok yiyiyorsun bilmiyorum ama derhal geldiğin yere dön göt herif.

Adamın cebinden ufak bir el bombası çıkarmasıyla silahın tetiğini tutan parmakları gerildi.

H- a oh.

Adam elindeki bombanın yuvarlak sapını tutuyordu.

?- Silahını yere bırak ve benimle gel. Kardeşlerine bir şey olmasını istemiyorsan tabii.

Hailey olduğu yerde dona kalmıştı. Adamın sesi... Düşüncelerindeki sesti. Ona fısıldayan, ona bir şey unuttuklarını hatırlatan sesti.

H- Sen... Bırakmıyorum silahımı. Kimsin söyle yoksa kafana şarjör boşaltıcağım!

?- Demek zor yolu seçiyorsun 647.

H- Hayır göt herif. Sadece ölümün için kolay ve zevkli yolu seçiyorum.

Hailey elindeki silahı bıraktı ve yerine masasındaki makası alarak havaya kaldırdı. Ancak adam ondan önce davranıp nasıl olduğu anlaşılmaz bir şekilde kızı yere yatırmıştı. Cebinden beyaz bir mendil çıkarıp kızın burnuna yaşlandığında kız koklamamaya çalışarak kafasını yemek yemek istemeyen bir bebek edasıyla yana çevirdi.

H- FIVE! BABA! ALLI-

Hailey in sözü uyuşturucuya dayanamayan vücudunun yenik düşmesiyle kesilmişti. Adam Hailey i belinden ve ayaklarından kavrayarak yangın merivenlerinen aşağıya indi.

***

R- Şemsiye akademisi derhal ofisime!

Herkes şu an olduğu konumdan çıkmış, babalarının ofisine gidiyordu. Çünkü eğer bütün kardeşleri çağırdıysa önemli bir şeyler olduğunu seziyorlardı.

A- Baba? Bir sorun mu var?

R- Sekiz numara eğer 5 dakika içerisinde ofisime gelmezsen ispanyolca ödevin ikiye katlanacak.

En ufak bir ses yoktu. Ne her zaman koşan ayakkabılarının sesi, ne de 'geliyorum Baba!' Deyişi yoktu. Ben yavaşça Vanya nın kulağına eğildi ve fısıldadı.

B- Onu gördün mü?
V- En son odasındaydı.

R- Pogo, derhal sekiz numarayı getir.
P- Emredersiniz efendim.

Pogo ofisten çıktı ve yanında sekiz numara olmadan geri döndü. Bunu gören kardeşleri iyice telaşa kapılmıştı.

P- Efendim, Grace ile evin her yerine baktık ama sekiz numara yoktu. Ancak odasının camı açıktı ve etraf çok dağınıktı.

F- Ne yaptınız ona?!

V- tanrı aşkına sakin ol Five!

R- Bana karşı sesini yükseltme beş numara. Ve eğer ona bir şey yapmış olsam bile sana hesap vermem gerektiğini hatırlamıyorum.

Five yumruklarını sıkarak kaşlarını çattı ve bakışlarını babası olacak herife çevirdi.

R- Çıkın. Derhal.

Kardeşler odadan çıktığında bir kişi hala içerideydi.

V- Five. Gidelim.

F- Bu iş burada bitmedi.

***

Evet olaylar yavaş yavaş gelişmeye başladı âşkolar. Öyle bölümler gelecek ki 'wtf?!?!' Olacaksınız 😌 daha aktif olmaya çalışıyorum ama sınavların var o yüzden yazamıyorum 😔🔫👈 sizi seviyorum vs eğer yorum ve eleştirilerinizi eksik etmezseniz aşırı mutlu olurum💙 Sağlıklı kalmanız dileğiyle :)

Paralel evrenden gelen üye     /   The Umbrella Academyजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें