32.Bölüm: Kimsin Sen?

Start bij het begin
                                    

Hızlıca botlarımı çıkartıp, kapıyı kapattım. Ellerimin arasına aldığım botlarımı portmantonun altında bulunan çekmecenin içine yerleştirdim. Ardından mutfağa gidip sıcak suyu su ısıtıcıya koyup çıktım.

Odama geçtim. Lambayı yakmamla aydınlanan odaya bakakaldım.

Gerçekten evimi özlemiştim. Hastane de olmaktansa evde olmak bana daha iyi geliyordu. Evimiz gibisi yoktu. Dışarıdaki hayatın hareketliliği evimizde son buluyordu. Evimiz dışarıdaki hayata inat daha sakin ve huzurlu bir ortamdı. Evimiz dışarıdaki hayatın koruyucu kalkanlarıydı.

Esneyerek kabanımı çıkarıp sandalyemin üzerine attım. O sırada gözüm telefonuma kaydı.

Telefonum günlerce burada mıydı?
O kadar şey yaşanmıştı ki telefonumu burada unuttuğumun farkına daha yeni varıyordum.

Telefonumu ellerime alıp açmaya çalıştım. Düşük pil uyarısı aldığım an hemen çekmeceden şarj aletini aldım. Çalışma masasının yanında bulunan prize şarj aletini taktım. Hemen ardından telefonumu da aynı şeyi uyguladım. Şarjım dolmaya başladığını gördüğümde telefonumu masaya bırakıp dolabımın yanına gittim.

Siyah eşofman ve üstüne gri boğazlı kazağı yatağın üstüne fırlattım. Ardından banyoya doğru adımlarımı attım. Suyu açıp sıcak olana kadar lavaboya doğru ilerledim. Kendimi izledim.

Saçlarımın yıpranıp yana atılmış olması beni tedirgin etti. Saçlarımın ruhumu ile aynı görüntüyü göstermesi içimi acıtmıştı. Kalbim de yıpranmıştı bedenim de...

Gözlerime baktım. Siyahın asaletine baktım. Yorgun bakan gözlerim siyahlığın güzelliğini hiçbir zaman kaybetmemişti. En çok gözlerime hayranlık duydum. Ne olursa olsun asaletini silmemişti gözlerimden.

Kapımı kilitleyip. Sıcak suyun huzuruna bıraktım bedenimi. Banyodan çıkınca bir huzur kapladı içimi. Bu huzuru o kadar özlemiştim ki. Ardından kulaklarım bir müzik işitti. İşte bu huzurun melodisiydi.

"Seni yıllarca
Ellerin üstünde tuttum da ne oldu?
Unuttun beni sonunda..."

En sevdiğim şarkı kulaklarıma ulaşınca mutluluğum daha da arttı.

Hızlıca üzerime gri boğazlı kazağı ve siyah eşofmanı geçirdim. Saçlarımı banyoya gidip kuruttum. Bornozumu da banyonun yıkanacak sepetine atıp çıktım.

Müziğin bitmemesi için acele ile odamdan çıktım.

Adımlarımı atarken müziğin sesi yavaş yavaş yakınlaşıyordu bana.

"Beni amansız, beni zamansız
Ayrılıklara ittin
Terk edip gittin beni..."

Adımlarımı atarken abimin sesini işittim.

"Beni amansız, beni zamansız
Yalnızlıklara ittin
Terk edip gittin beni..."

Mutfağa ulaştığımda abimin çorba yaptığını fark ettim.

Bir yandan çorbayı karıştırıyordu. Bir yandan da şarkıya eşlik ediyordu.

Arkası dönüktü. Ardından şarkıya eşlik etmeye başladığım an gözleri bedenimle buluştu.

"Bilseydim sana böyle
Davranmazdım yar
Şaşırdım bunu senden
Hiç ummazdım yar..."

Ardından abim eşlik etti.

"Bilseydim sana böyle
Katlamazdım yar
Şaşırdım bunu senden
Hiç ummazdım yar..."

Gökyüzünün YıldızıWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu