Yirmi birinci Bölüm

Start from the beginning
                                    

Bana yaptıkları planları anlatmışlardı. Planı dinledikten sonra yiğit'in kafasından tutup zorla da olsa alnından öpmeyi de ihmal etmemiştim.

Çocuk tam bir yürüyen zekaydı. Maşallah maşallah. Ne kadar da kendimi gerizekalı gibi hissetmeme neden olsa da seviyordum onun beynini.

Daha sonra ise o parkta gece 3-4 kadar oturup çekirdek çitleyip kola içerek kafayı bulmuştuk.

Yapmadığımız dedikodu, konuşmadığımız şey, oynamadığımız oyun kalmamıştı. Can'ın o içtiği kolayla gerçekten sarhoş olduğuna yemin edebilirdim. En son parkta salıncağın üst demirlerinden kendini aşağı sarkıtıp intihar ediyordu. Neyse ki kafasını gözünü kırmadan Çınar var Emre döve döve indirmişti oradan.

Bir ara Ege, Can ve ben üçlüsü olarak parkın ortasında Mahmut Tuncer'den girmiş Serdar Ortaç'a bağlamıştık.

Tuhaf ve çılgınca bir geceydi.

Hem moralim düzelmişti hemde onları çok daha iyi tanıyabilmiştim. Ege'yle de aşırı iyi anlaşmışlardı. Sanki kırk yıllık arkadaşları gibi yadırgamadan kabul etmişlerdi.

Hatta çınar bile... şahsen şaşırmıştım doğrusu.

Aslında çınar beni her yönden şaşırtıyordu. Onda gerçekten bir şey vardı. Beni ona çeken bir şeyler vardı. Hareketleri, bana karşı olan tutumu, sözleri bir şekilde kafamı karıştırmaya başlamıştı.

Belki de bu tamamen benim kafamdan uydurduğum bir şeydir.

Hiç bilmiyorum ki.

Son zamanlarda kafam aşırı derecede doluydu, bir yandan abimler, bir yandan Meriç ve diğer yandan da çınar.

Maalesef ki artık beynimin beş ana lobu bile yetmiyordu olayları idrak etmeme.

Oflayarak kafamı giysi dolabımın kapağına vurdum yavaşça "Allahım neden ben ya? Biliyorum çok kaos, aksiyon peşindeyim ama bu kadarı çok fazla oldu hani yarısını alsan mı?"

Birkaç saniye cevap gelmesini bekledim.

Gelmeyince gözlerimi devirerek kafamı son kez dolabın kapağına geçirdim. Ben gerçekten umutsuz vakaydım.

Açtığım dolaba elimi atarak rastgele bir tişört seçtim. Şortlarımı koyduğum bölüme baktığımda bir tanesinin bile olmadığını fark ettim.

Şaşırdık mı? Hayır.

Ama bende çözüm biter mi? Asla.

Sırıtarak yatağımın yanına gittim. Yere eğilip yatağın dibinde ki küçük valizimi çıkardım. Valizin fermuarını açarak içinden en rahat olan mavi şortumu çıkardım.

Ediz abimin yırtıcı kıskanç damarının ne kadar kuvvetli olduğunu bildiğim için kendimi hep garantiye alıyordum.

Genelde bu valize abimlerden gizli aldığım abur cubur stoğumu koyardım ama artık şortlarımı saklamak için de iyi bir yer olmuştu.

Banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp aynadan suratıma baktım. Bugün daha dinç duruyordum. Yani en azından düne göre mükemmel olmasam da daha iyi sayılırdım.

Aynanın önünden çekilerek seçtiğim tişörtü ve şortu üzerime geçirdim. Yatağımın yanında ki peluş terliklerimi de ayağıma geçirdim.

𝗗𝗶𝗸𝗸𝗮𝘁: 𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗩𝗮𝗿!Where stories live. Discover now