💙💚~24. BÖLÜM~💙💚

En başından başla
                                    

"Anlaşmamız iki tarafında istediği şekilde şekilleniyor Derin. Sen bana yardım ettin, benim de sana yardım etmem gerekiyor ve bunun için ne yapmam gerekiyorsa yapacağımı bilemeni bir kez daha isterim." Ona bunu istemediğini söyleseydi ya da susup cevap vermeseydi, onu kırabilirdi. Emre, bunları yapmak yerine onun yüreğini ferahlatacak bir konuşma yapmayı tercih etti.

Genç adam konuşur konuşmaz yanan sarı ışık ile bakışları yola odaklandı, yeşil yanar yanmaz da arabasını hareket ettirip yola devam etti.

Derin, istersen istemez hayranlıkla baktı ona. Emre, kendi düşüncelerini bir yana bırakarak ona yardım eden genç kadını düşünüyor, hayatını buna göre, her ne kadar istemediği şeyler olsa da, şekillendiriyordu. Tıpkı, Emre'nin ona hissettiği gibi, o da yanında oturup araba kullanan genç adama karşı hayranlık duygusuyla dolmuştu.

Araba, onların konuşmaları bittikten beş dakika sonra büyük binanın önünde durdu. Geldikleri yer, nikah dairesiydi. "Bir arkadaşım resmi nikahı halledeceğini söyledi. Biz ikimiz kimliklerimizi bırakacağız sadece. İstersen sen inme, ben hemen gidip gelirim." onu başıyla onaylayan genç kadın, hemen Emre'nin arka koltuğa bıraktığı siyah çantasından kimliğini alarak ona uzattı.

Emre, kendi kimliğini de bulup ona uzatılan kimliği aldı ve arabadan indi. Sert ve hızlı adımlarla nikah dairesine girerken, gergindi. Ona yardım edecek kişi, üniversiteden bir arkadaşıydı ve Demir ya da Volkan kadar ona yakın değildi, bu yüzden de Derin ile kurdukları planı, küçücük bir hata yüzünden mahfetmeyi istemiyordu.

"Getirdim," dedikten sonra elindeki kimlikleri arkadaşına uzattı. Yeşil gözleri, karşısındaki kahverengi gözlere takıldı. "Tamamdır, ben tarihi en öne çekmeye çalışacağım, " diyen arkadaşına sadece başını sallamakla yetindi. Arkasını dönüp gidecekken, "Emre," diye seslenen arkadaşına mecburen döndü ve cevap beklercesine yüzüne baktı. Buradan bir an önce gitmeyi istiyordu çünkü her geçen saniye, korktuğu şeyin başına gelme olasılığı katbekat artıyordu.

"Dünya nikahınız olmamış mıydı sizin?" diyen arkadaşı ile yumruklarını sıktı. Şu an sorgulanıyor olmak onu germekten çok sinirlendiriyordu ama ona yardım etmeye çalışan birine sertçe tepki verecek değildi ama konuşurken ister istemez sesi sert çıkmıştı. "Derin ile ikimizin en özel günü 26 şubat, ikimiz de bu yüzden sadece düğün yaptık. Nikahı gazeteciler eklemiş, biz sadece masadaydık." nikah memuru gidene kadar içeriye kameramanları sokmamışlardı zira sahte bir nikah memuru olduğu anlaşılır diye endişelenmişlerdi ve böyle bir önlem almışlardı. Aklına gelen bu bilgiyi avantaja çevirdi.

"Ben de bu yüzden seninle yüz yüze gelmek istedim, 26 şubat için istiyoruz, nikah tarihini." bu söylediği bir diğer yalandı. Bu zamana kadar hayatında tek bir yalana dahi yer vermeyen Emre, şimdi ise Derin için ardı arkası kesilmeyen yanları sıralayıp duruyordu. Kısa bir an için kendinden neden bu kadar ödün verdiğini düşünürken buldu kendini, prensipleri olan biri için, bunlar çok fazla gelmişti ona.

"Tamamdır, ben hallederim sen merak etme." arkadaşının sözlerinden sonra hemen hızlı adımlarla arabasına geçti. Arabayı çalıştırdı ve süratle yola koyuldu. Geç kalmak istemiyordu, öte yandan herkesin onlar eve gidene kadar ağızlarına tek lokma koymayacağını da adı gibi biliyordu.

İkisi arasında, araba evin önünde durana kadar tek bir cümle geçmedi. Bu sessizlik, sadece Derin'i rahatsız etti. Emre gibi o da sessizliği seviyordu ancak onunla konuşmak istiyordu içten içe. Kimseye hissetmediği kadar onunla iletişim halinde olup, onun hakkında bilgi edinmeyi, bu bilgileri ise beyninin en özel yerlerine yerleştirmeyi deli gibi istiyordu ama ileri gideceğini ve biraz kendini frenleme gerektiğini düşündü ve böyle hissetti. Onunla bir yıla yakın bir zaman yan yana kalacaktı, bu istekleri bu kadar uzun bir zaman diliminde hayli hayli gerçekleştirebilirdi.

Mavinin Yeşili (Anlaşmalı Evlilik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin