Sherlock Holmes'ün Anıları | 8

335 20 0
                                    

BROOK SOKAĞI CİNAYETİ


Dostum Bay Sherlock Holmes'un eşsiz zekâsının bazı yönlerini gözler önüne sermeyi amaçladığım ve birbirleriyle ilgisi olmayan maceralarının kâğıda dökülmüş hallerini karıştırdığım anlarda, her açıdan amacıma uygun olan örnekleri seçmekte ne kadar zorlandığımı fark ederek şaşırıyorum. Çünkü Holmes'un, analitik akıl yürütmedeki hünerlerini sergilediği ve araştırmalarında kullandığı akıl almaz yöntemlerinin değerini yansıtmış olduğu vakaların çoğunda, delillerin kendileri o kadar önemsiz ve sıradan görünmüştür ki, onları halka sergileme konusunda tereddüt etmişimdir. Öte yandan tam tersi de olmuştur; durum ve delillerin olağanüstü özellikler taşıdığı, ama çözümünde kendisinin katkısının, benim –biyografisinin yazarı olarak– istediğimden daha az olduğu vakalar vardır. "Kızıl Dosya," adıyla yayınladığım o küçük meseleyi ve Gloria Scott'un batışıyla ilgili maceralar daha sonra karşılaştırıldığında, tarihçileri her zaman tehdit eden bu 'gelgitin' iyi bir örneği ortaya çıkıyor. Şimdi yazmak üzere olduğum vakada da dostumun etkisi yeterince önemli görünmeyebilir; ama peş peşe gelişen durumlar öyle inanılmaz, öyle ilginçti ki onu bu diziden ayırmam mümkün değildi.

Ekim ayının soğuk ve yağmurlu günlerinden birini yaşıyorduk. Güneşliklerimiz yarı yarıya kapalıydı ve Holmes, sabah postasıyla eline ulaşmış olan bir mektubu tekrar tekrar okuyarak koltukta yatıyordu. Bana gelince, Hindistan'daki doktorluk stajım dolayısıyla soğuğa değil, sıcağa dayanıklı hale gelmiştim ve şimdi de biraz üşüyordum. Okuduğum gazetede ilginç bir şey yoktu. Parlamentoda işler yolundaydı, herkes şehir dışına çıkmıştı ve ben, New Forest'ın açıklık alanlarını ya da Güney denizinin pırıltısını görmek için adeta yanıp tutuşuyordum. Banka hesabımdaki küçük kriz, tatilimi ertelememe sebep olmuştu, dostumu ise zaten ne şehir dışı ne de deniz ilgilendiriyordu. Beş milyon insanın içinde, kollarını mümkün olan her yöne uzatıp suçluların peşinde olmaya bayılıyordu. Sayısız yeteneklerinin, Tanrı vergisi özelliklerinin arasında özel bir doğa sevgisi yoktu ve yaşadığı tek değişim, şehrin suçlularının peşlerini bir süreliğine bırakıp da şehir dışındakilerin peşine düşmesiydi.

Holmes'un bir sohbete yanaşmayacak kadar işine gömülmüş olduğunu fark ederek gazeteyi yana fırlattım ve sandalyede arkama yaslanarak derin düşüncelere dalıp uzaklara gittim. Arkadaşımın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Haklısın Watson," dedi. "Bir anlaşmazlığı ortadan kaldırmak için gerçekten de çok mantıksız bir yöntem gibi görünüyor."

"Kesinlikle akıl almaz!" diye konuştum, ama sonra düşüncelerimi yankılamış olduğunun farkına vardım ve sandalyemde doğrularak şaşkın gözlerle ona baktım.

"Bu da ne demek Holmes?" diye bağırdım heyecanla. "Bu hayal edebileceklerimin bile ötesinde bir şey!"

Şaşkınlığım onu kahkahalara boğdu.

"Hatırlarsın," dedi, "bir süre önce sana Poe'nun hikâyelerinin birinden bir paragraf okumuştum; gerçek bir araştırmacının, arkadaşının söze dökülmemiş düşüncelerini her zaman takip ettiğini anlatan bir paragraf. Sen bu konuyu yazarın yaratıcılığına vermiştin ve ben, bunu her zaman uyguladığımı söylediğimde bana inanmadığını ima etmiştin."

"Hayır etmedim!"

"Belki kelimelere dökmedin, sevgili Watson, ama kaşlarınla ima ettiğin kesin. Onun için gazeteyi yana fırlatıp derin düşüncelere daldığını gördüğümde, seninle sessiz bir şekilde de anlaşabildiğimizi ispatlamak için bunu kaçırılmayacak bir fırsat olarak gördüm."

Sherlock Holmes - 1. CiltUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum