Kızıl Soruşturma | 2

4.7K 236 164
                                    

TÜMDENGELİM BİLİMİ


Ertesi gün, kararlaştırdığı gibi buluştuk ve Baker Sokağı'ndaki 22IB numaralı daireye baktık. Bir çift konforlu yatak odası, hoş bir şekilde döşenmiş ve iki geniş pencereyle aydınlatılmış büyük ve havadar bir oturma odası vardı. Daire, her açıdan hoşumuza gitti ve şartlar aramızda bölüştürüldüğü zaman öyle uygundu ki hemen oracıkta anlaşmayı yapıp, bir an önce daireye yerleşmeye karar verdik. Aynı akşam otelden eşyalarımı getirdim. Ertesi sabah Sherlock Holmes, birkaç kutu ve valizle beni takip etti. Bir iki gün, kendimizi yoğun bir şekilde eşyalarımızın bulunduğu kutuları açıp boşaltmaya verdik. Bu işi de bitirdikten sonra yavaş yavaş yerleşip, yeni çevremize ayak uydurmaya başladık.

Sherlock Holmes, kesinlikle, birlikte yaşanması güç bir insan değildi. İş yaparken sessizdi ve muntazam alışkanlıkları vardı. Geceleri yatma ve sabahaları kalkma saatlerini aksattığı pek nadir olurdu ve her sabah, ben kalkmadan önce kahvaltısını edip çıkardı. Bazen gününü kimya laboratuvarında, bazen teşrih odalarında ve bazen de kentin en düşük yerlerinde yaptığı uzun yürüyüşlerle geçiriyordu. Çalışma azmi geldi mi hiçbir şey gücünü azaltamazdı ama, ara sıra bir hâl olur, oturma odasındaki kanepede neredeyse tek bir kelime etmeden ve kılını kıpırdatmadan saatlerce otururdu. Bu tür durumlarda, gözlerinden, hayâllere daldığını ve boş boş baktığını fark ederdim, tüm hayatının ölçülülüğü ve iradesi yasaklamamış olsaydı, uyuşturucu bağımlısı olduğundan şüphelenebilirdim.

Haftalar ilerledikçe, ona duyduğum ilgi ve hayattaki amaçlarına beslediğim merak yavaş yavaş derinleşerek arttı. Kişiliği ve görünüşü, en dikkatsiz kişinin bile gözünden kaçmazdı. Boyu bir sekseni geçiyordu, öyle ki, eğildiğinde bile oldukça uzun boylu görünüyordu. Zekâ pırıltıları okunan gözleri, etkileyiciydi. Yukarıda sözünü ettiğim uyuşukluk dönemleri dışında; şahin gagasına benzeyen ince burnu, tüm yüz görünüşüne atiklik ve kararlılık ifadesi veriyor, çıkık ve sivri çenesi de bir adamın kararlılığına işaret ediyordu. Ellerinde her zaman kurumuş mürekkep ve kimyasal madde lekeleri vardı. Kolay kırılabilir tıbbî araç gereçlerini kullanırken onu sık sık gözlemleme fırsatını bulduğum için, olağanüstü hassasiyete sahip olan parmaklarının, nasıl bir dokunuşa sahip olduğunu biliyordum.

Bu adamın, merakımı ne kadar kamçıladığını ve kendisiyle ilgili her konudaki suskunluğuna bir son vermesi için gayret ettiğimi itiraf edersem, okuyucu, benim herkesin işine burnunu sokan bir insan olduğumu düşünebilir. Ama beni yargılamadan önce yine de hayatımın ne kadar boş geçtiğini ve dikkatimi çekecek hiçbir şeyin olmadığını unutmayın. Havanın çok güzel olduğu günler dışında sağlığım, dışarı çıkmama izin vermiyordu ve beni çağırıp, günlük hayatımın monotonluğuna son verecek hiçbir arkadaşım da yoktu. Bu şartlar altında, arkadaşımın üzerindeki sır perdesini seve seve kabullendim ve zamanımın çoğunu bu sırrı çözmeye çalışarak harcadım.

Tıp okumuyordu. Bir soruma verdiği cevapla, Stamford'un bu konudaki düşüncesini doğrulamıştı. Kendisini herhangi bir bilim dalında bir yere getirecek ya da bilgi dünyasına açılan herhangi bir kapıdan geçmesini sağlayacak hiçbir çalışma için çaba harcamıyordu. Yine de birtakım çalışmalarında gösterdiği heves dikkate değerdi ve eksantrik sınırları içinde, bilgisi o kadar geniş ve ayrıntılıydı ki gözlemleri beni gerçekten de hayrete düşürmüştü. Hiçbir insan, belirli bir görüş açısına sahip olmadan bu kadar çok çalışıp, öyle kesin bilgileri kesinlikle elde edemezdi. Düzensiz okuyup öğrenenler, bilgilerinin doğruluğu açısından çok az dikkate değerdir. Hiçbir insan, çok iyi bir sebebi olmadıkça, kafasını küçük meselelerle meşgul etmez.

Sherlock Holmes - 1. CiltWhere stories live. Discover now