12.Bölüm

71 23 83
                                    

Yoğun ders gününün vermiş olduğu tükenmişlik hissiyle amfiden çıktım. Bazen mühendislik okuduğum için kendime kızıyordum. Her yıl gittikçe dersler zorlaşırken 3.sınıf olmak fazlasıyla yoruyordu. Günümün en yoğun olduğu günlerden biriydi perşembe. Neyse ki hafta sonuna az kalmıştı yavaş adımlarla eve doğru yürümeye başladım. Etrafı inceleyerek yürürken reklam panosuna kaydı gözlerim Eskişehir'e gelecek sanatçıların afişleri asılıydı incelemeye başladım. Bu hafta sonu Emir Can İğrek konseri vardı, telefonu cebimden çıkartarak Alparslan, Hakan ve Fırat'tan oluşan whatsapp grubuna tıkladım.

'' İki gün sonra Emir Can İğrek konseri var, gider miyiz?'' Mesajını yazarak gönderdim.

Anında çevrim içi olan Fırat; '' Aslında hiç fena bir fikir değil, bence gidelim.''

Birkaç dakika sonra Fırat ve Alparslan'dan da onay mesajı gelmişti.

Hızlıca '' Takım ruhu dedikleri bu olsa gerek, eve gidince alacağım biletleri.'' yazdım.

Kapıyı açtıktan sonra montumu çıkartarak odama yöneldim. Konser biletleri tükenmeden dört adet aldım. Daha sonrasında Aralıksız dergisinin yeni sayısı için önceden yazdığım yazılara göz atmaya başladım.

''Ziyan etme artık kendini, yaşandı bitti diye sevin.

Yarınki gün doğumunu bekle.

Belki büyük mucizeler yoldadır, bilemezsin.''

Editör Ayşegül hanıma köşe yazıları sayfasında yer vermesi için yazıyı gönderdim. Birkaç dakika içinde mail hesabımdan bildirim gelmesiyle, çalan müziği durdurdum. Yüzümde beliren tebessümle yazıyı okudum.

'' Merhaba Deniz, yazılarını tekrardan bizimle paylaşıyor olmandan dolayı mutluluk duyuyoruz Rümeysa Hanım ile birlikte. Lütfen bir daha uzun süreliğine ara verme, yokluğun çok belli oluyor.''

Ayşegül hanımdan gelen maili birkaç kez daha okudum. Yazılarımın beğeniliyor olması beni çok mutlu ediyordu. Derginin editörlüğünü Ayşegül Hanım üstlenirken, Rümeysa Hanım son kontrolü yapıyordu sonuçta dergi sahibi oydu. Samimi olmaları ve işlerini özenli yapıyor oluşlarıyla yazdıklarımı güvenilir bir yere emanet ediyordum.

Fazla bekletmemek adına hızlıca cevap yazmaya başladım.

'' Bu güzel cümlelerin sizin tarafınızdan yazıldığını bilmek, okumak ancak bu kadar mutlu edebilirdi beni. Çok teşekkür ediyorum, bir aksilik çıkmazsa yazmaya devam edeceğim. Rümeysa Hanım'a selamımı iletin lütfen.''

Gönderdikten sonra sırtımı sandalye başlığına yasladım. Emir Can İğrek konserine gidecek olmanın verdiği mutluluğun üzerine yazılarımın beğenilmesi mutluluğuma mutluluk katmıştı.

Ve birde Alya'nın bu yazıları okuyor olması beni iyice heyecanlandırıyordu. Yazılarımı daha özenli yazmalıydım, belki beğenisini bir mesaj aracılığı ile tekrar dile getirirdi.

Sıklıkla instagram'a girip paylaşımlarını kontrol etsem de bir şey paylaşmıyordu. Bu durum beni daha çok meraklandırırken; iki ihtimal vardı ya özel hayatını sosyal medyaya yansıtmaktan hoşlanmıyordu ya da beni hikayeler kısmından gizlemişti. İkinci seçenek saçmalıktan ibaret olsa da bir varsayımdı benim için.

KONSER GÜNÜ

Siyah üstüme tam oturan siyah kabanımı üstüme geçirdim. Eskişher'e kış tamamen gelmişti artık, her yer kar ile bembeyaz bir örtüyle kaplanmıştı sanki. Beş dakikadır kapının önünde beni bekleten Alparslan'a, durmadan mesaj atan Hakan'ı görmezden gelerek bağırdım.

VuslatWhere stories live. Discover now