4.Bölüm

123 51 131
                                    

Öncelikle herkese merhaba.

4.bölüme kadar okuyup beni destekleyen herkese çok teşekkür ederim. Yorumlarınız, mesajlarınız beni çok mutlu ediyor. Artık kullanıcı adlarınızı da öğreniyorum :D 

Bu yolculukta birlikte devam etmeyi diliyorum, iyi ki varsınız♥

Satır arası yorum ve oylarınızı bekliyorum :')

Sıcak bir kahve eşliğinde iyi okumalar♥

-

Söylediği cümle bir süre boyunca beynimde tekrarlanıp durdu.

Sevgilisi olduğunu düşünüyorum.

Sevgilisi olduğunu düşünüyorum.

Sevgilisi olduğunu düşünüyorum.

Sevgilisi olması ihtimali gayet normaldi. Alya güzel alımlı bir kızdı, bu yadırganacak bir durum değildi kesinlikle.  Alparslan'ın odaklandığı noktaya bu sefer ben gözlerimi dikmiştim.

'' Olabilir.'' dedim. Birkaç saniye içerisinde dünyanın yükü binmişti sanki omuzlarıma. Beni ilgilendiren bir durum ortada yokken beni bir cümlenin bu denli etkilemesine kızgındım. Sonuçta Alya benim değil Alparslan'ın kardeşiydi.

'' Haklısın olabilir ama işte aması var Deniz.''

Kendi içinde çeliştiği çok belliydi, bir şeyi kabullenemiyor gibiydi.

'' O zaman sıkıntı ne Alparslan? Geveleme de söyle artık.''

Kendi kendime teori üretmeyi bıraktım ve Alparslan'ın konuşmasını bekledim.

'' Sanırım.'' dedi ve durdu. Söyleyeceği şeyi kendine de itiraf ediyordu bir nevi. Kabullenemediği durumu dile getirecekti ve söyledikten sonra kabul etmek zorunda olduğunun kendi de farkındaydı. Söyleyeceği cümleyi son kez kafasında tartmış olmalıydı ki dudaklarını araladı.

'' Sevgilisi olduğunu düşündüğüm kişi Alya'yı aldatmış.''

Saatlerdir dile getiremediği sıkıntıyı söylemenin verdiği rahatlığı ile iyice koltuğa yayılmıştı. Şuan nasıl tepki vermeli, ne söylemeliydim bilmiyordum. Beklediğim cümle bu değildi. Aslında ne duymak istediğim hakkında da bir bilgim yoktu. İçimde verdiğim savaş sonucunda dudaklarımı konuşmak için araladım.

'' Nasıl yani? Nasıl vardın bu kanıya?''

İfadesiz, tepkisiz kalmalıydım. En azından bunun için çabaladım. Sakinliğimi korumazsam Alparslan şu saatte gider bulurdu o çocuğu. Tanıdığım bildiğim Alparslan yapardı bunu.

'' Alya ilk geldiği gün üstünü değiştirmek için odama geçmişti. O sırada bende masada bilgisayar ile uğraşıyordum. Telefonunu masada bırakmış mesaj geldiği gibi ekran açıldı. İster istemez gözüm telefona kaydı.''

Büyük bir nefes çekti içine ve anlatmaya devam etti.

'' Mesajda seni aldattığım için beni affet yazıyordu.''

Şimdi tüm taşlar yerine oturmuş, Alparslan'ın o gün kalmam için saçma ısrarı ve zaman zaman oluşan durgunluğunun sebebi ortaya çıkmıştı.

 Birkaç dakika sessiz kaldık. Ağzımı her konuşmak için açtığımda ne söyleyeceğimi kestiremedim, sustum. Böyle bir durumda ne söyleyebilirdim ki zaten.

Yanlış anlama ihtimalini düşündüm, İhtimali sıfırdı. Her şey belliydi mesajda. Bir an Alya'nın üzülmüş olma ihtimali geldi aklıma. Kim bilir kaç ayın ya da yılın ihanetiydi bu. Kim bilir kaç zaman emek vermişti o şerefsiz için ama her şeyden önemlisi acı çekmiş olmasıydı. O herif için kim bilir ne kadar üzülmüş, göz yaşı dökmüştü.

VuslatWhere stories live. Discover now