7. Bölüm

112 34 183
                                    

Süpriiiiz! Dayanamadım düzenlediğim gibi bırakıyorum bölümü. 

KEYİFLİ OKUMALAR♥

Bölüm şarkıları;

*Güncel Gürsel Artıktay - Kanar

*Pinhani- Ankara gel dedi

-

Dün gece eve geldiğimde saat 3'ü gösteriyordu. Fazla düşünüp aklımı bulandırmamak için biranın yarattığı tatlı uykuya engel olamadan yatağımda uyuyakalmıştım.

 İzlediğim televizyondan bakışlarımı ayırıp saate baktım 17:00. Alparslan hala eve gelmemişti ekranı yanıp sönen telefonumu elime alarak Hakan'dan gelen mesajı açtım.

'' Alparslan bugünde bende kalacak, haberin olsun. Biraz daha düşünüp kafasını toparlasın.'' Mesaj metinini hızlıca okuyup 'tamam' yazıp gönderdim. İşime gelmişti bir gün daha Hakan'da kalacak olması, en azından kafasını toplayıp bir karara varır benimle öyle konuşurdu.

Koltuktan kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Sabah doğru düzgün bir şey yememiştim, tencereye koyduğum suyu ocağa kaynaması için bıraktım. Yemek yapmak ile uğraşacak halim yokken makarna yapmak kolayıma gelmişti. Kaynamaya başlayan suya yarım paket makarnayı döktüm ve pişmesini beklemeye başladım.

Doyan karnımı sıvazlayıp, kirli tabağı tezgaha koyup odama geçtim. Hava kararmış ev iyice sessizleşmişti, Spotify listesinde oluşturduğum müzik listesinden düşünmeme engel olacak Bring Me The Horizon - Avalanche şarkısına tıkladım. Müzik evde yüksek sesle çalarken dün yaşananları düşünmemek için kendimle verdiğim savaşta galip çıkmaya çalışıyordum.

Çekmecenin kulpunu kendime doğru çekip içerisinde duran, ara sıra bir şeyler karaladığım ajandayı  elime aldım. Uzun zamandır bir şeyler karalamamıştım ve içine yazdıklarımı unutmuştum. Babamın hediyesi olan siyah kalın deri kaplamalı ajanda benim için özel bir yere sahipti.

 İlk sayfasında babamın güzel yazısıyla;

'' Güzel günlerinde güzel anılarını, güzel hedeflerini yazacağın bir defter olsun, güzel günlerde kullanman dileğimle canım oğlum... -Baban'' yazıyordu.

Sayfaları karıştırmaya devam ederken 23.05.2018 tarihinde yazdığım yazıya gözüm ilişti.

'' Eğer bir gün seni çıldırtacak düşüncelerin yine aklına üşüşürse her şeyin geçeceğini, kalkıştığın bir anlık öfkenin her şeyi berbat edebileceğini sakın unutma.''

Buruk bir gülümseme ile yazdığım yazıya odaklandım kim bilir hangi düşünceme, hangi üzüntümü dökmüştüm bu satırlara. Bir kaç sayfa daha çevirdikten sonra polaroid baskılı, okul şenliklerinde Alparslan, Fırat, Hakan ve benim yan yana dizilmiş gülerek poz verdiğimiz bir resim vardı. Birlikte eğlencenin dibine vurduğumuz günlerden biriydi. Elimde tuttuğum fotoğrafa hemen ardından yazdığım yazılara bakarken aklıma gelen Aralıksız dergisi ile duraksadım. Uzun zaman olmuştu yazdığı yazıları dergiye göndermeyeli. Birkaç kere yayınlanan yazılarım kitaplığımın arasında olmalıydı. Uzun zamandır yazmadığımı fark edince masanın üzerinde duran siyah pilot kalemi elime aldım. Aklımdan geçen cümleleri hiç düşünmeden önümdeki ajandaya aktarmaya başladım.

  Geçmiş


''Geçmişinin kaçta kaçını arkanda bıraktın?

Hangi hatalarına sırt çevirdin? Hangi hatan için her gece ağlıyorsun?

Geçmişle yaşanmaz. Geçmişten sana yoldaş olmaz. Geçmiş sadece sana ayak bağı olur.

VuslatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin